Tarih:
27.06.2014
Boş kağıda imza!
Mustafa Mutlu; Bir saate yakın bir sürede AKP'li vekillerin tamamına yakını imzalamış o boş kağıdı...
Büyük Türkçe Sözlüğü, Arapça kökenli "imza" sözcüğünü şöyle tanımlıyor:"Bir kimsenin herhangi bir belgeyi yazdığını veya onayladığını belirtmek için her zaman aynı biçimde kullandığı işaret..."
Bu, imzanın "sözcük" olarak tanımı...
Yani ortada yazılı bir belge olacak...
Siz de onu yazdığınızı ya da onayladığınızı beyan ediyor olacaksınız...
***
Gelelim "imza"nın hayattaki yerine:
İmza; bazen idam, bazen ise "müebbet hapis"tir!
Ömür boyu evlilik için verilen söz ya da kırk yıllık hayat arkadaşından ayrılmaktır.
Ödenecek borçtur.
Kefil olmaktır.
Risk almaktır.
Teminat vermektir.
***
Yani; "namus"tur imza...
Onurdur, gururdur, şereftir.
Kimi zaman kazanç, kimi zaman kayıptır.
Özgürce verilen karardır, bireysel iradedir.
Baskı altında alındığında, suç olan şeydir.
***
AKP Milletvekili Ramazan Can, önceki gün Meclis'te AKP'li milletvekillerine boş bir kağıt imzalattırmış...
Bir saate yakın bir sürede AKP'li vekillerin tamamına yakını imzalamış o boş kağıdı...
O kağıdın üstü, AKP'li tüm vekiller imza attıktan sonra doldurulacakmış ve "Başbakan Erdoğan'ın cumhurbaşkanlığına aday gösterildiği dilekçe"ye dönüştürülecekmiş...
***
İyi de... Nereden belli?
Ya Ramazan Can o belgenin üzerine, "Biz aşağıda imzası olan milletvekilleri, topluca milletvekilliği görevimizden istifa ediyoruz" yazarsa...
Ya; imza atan isimlerin kendisine yüzer bin lira borçlu olduğunu ifade eden bir şeyler karalarsa...
Ya; o beyleri faili meçhul cinayetlerin sanığı haline dönüştürecek itiraflar döşenirse...
O zaman ne olacak?
"Öyle bir şey asla olmaz mı" diyorsunuz?
Ben de biliyorum olmayacağını...
Ama "imza","Olmaz canım, kimse kötüye kullanmaz" duygusallığıyla atılmaz...
Zaten öyle atılıyorsa, "imza"ya gerek olmaz.
İmza "en resmi" eylemdir...
Bu yüzden de imzalı her kağıt, "resmi bir belge"dir.
***
Şimdi her zamanki gibi Başbakan'a yaranmak için boş kağıda imza atan, suratlarına en dokunaklı maskelerini geçirerek "imza attıkları kalemleri ömür boyu saklayacaklarını" söyleyen o vekillere soruyorum:
Bu millet sizi, iradenizi bir başkasına devredesiniz diye mi seçti?
O yüzden mi her ay 15 bin liraya yakın maaş alıyorsunuz?
Madem önünüze gelen her boş kağıdı imzalayacaksınız; o zaman sizin dünya görüşünüz, kişisel farklılıklarınız, özgürlüğünüz nerede kalıyor?
***
Kısacası... İmza ne kadar "bireysel irade"yse...
"Boş kağıda imza" da o kadar "teslimiyet"in belgesidir!
Biat ve teslimiyet de günümüz dünyasında acizliktir.
AKP'li seçmenlere söylüyorum:
İşte; sizin vekilleriniz...
"Tepe tepe kullanın" diyemiyorum; çünkü sizin yerinize birileri zaten bu işi fazlasıyla yapıyor!
ÖZGÜRÜZ
İlk davayı Levent Kırca'ya açtılar. Ardından da bana... Hakaret etmişim!
Sonra Bekir Coşkun'u mahkum ettiler:
Hakaret suçunu (!) bir daha tekrar ederse ayvayı yiyecek; en az üç yıl cezaevinde yatacak!
Yetmedi; hedef şaşırtarak Soma faciasının etkisini azaltmak için Yılmaz Özdil'i ve Yazgül'ü Aldoğan'ı dava yağmuruna tuttular!
Dün öğrendik ki bir dava da Uğur Dündar için açılmış... Binali Yıldırım'a hakaret ettiği iddiasıyla deneyimli gazetecinin 4 yıl 8 aya kadar hapsi istenmiş...
Tabloya bakar mısınız?
Hırsızlar, katiller serbest ama "Hırsız var, katil var" diye bağıranlara cezaevi yolu göründü.
Yaşasın özgür basın!
GÜNÜN SORUSU
Muğla'nın Menteşe İlçesi'ndeki AKP İlçe Örgütü, "dayanışma gecesi" düzenlemiş... Gelin görün ki bazı münafıklar, İlçe Başkanı Mustafa Çelebi'yi o gece içki içerken gösteren bazı fotoğrafları sosyal paylaşım sitelerine sızdırmış... Bunun üzerine AKP Muğla Milletvekili Ali Boğa, gereğinin yapılacağını ifade etmiş... Sorum kendisine:
Ne yapacaksınız; yanar dönerli meyve tabağı mı göndereceksiniz?
TUZLUKLARDAN TAM DESTEK!
Bir süre önce AKP'den istifa eden Fethullahçı milletvekilleri, Ekmeleddin İhsanoğlu için hazırlanan dilekçeye imza koymaya başlamış...
İlk imza da Kütahya Milletvekili İdris Bal'dan gelmiş...
İdris Bal kim?
Başbakan Erdoğan'ın bir zamanlar en yakınına alıp ayrıldıktan sonra "tuzluk" ilan ettiği vekil...
İyi niyetli CHP'liler, görün artık:
Ekmeleddin İhsanoğlu bizim değil, tuzlukların adayı!
Henüz hiçbir şey için çok geç değil; önümüzde hâlâ dolu dolu altı gün var...
Gelin yanlıştan dönün ve Atatürk'ün partisine yakışan bir adayda birleşin!
GÜNÜN İSYANI
Kılıçdaroğlu'nun adayı olan Ekmeleddin Bey'in ismi, 2007 Cumhurbaşkanlığı seçimleri öncesinde AKP'nin aday adayı olarak da gündeme gelmiş... İsyanım, İhsanoğlu'nun cumhurbaşkanlığı adaylığına sıcak bakmadığımı yazdığım için günlerdir bana hakaret yağdıran sözde CHP'lilere:
Ben ikisine de asla oy vermeyeceğim... Ama siz iki AKP'liden birini seçtiğinizi ne zaman fark edeceksiniz?
Mustafa Mutlu - Aydınlık
ÜYE YORUMLARI
Yorum YapFacebook Yorumları