Tarih:
29.11.2015
Böyle kabineye böyle program!
Mustafa Mutlu; Haklısınız da... İnsan kandırılırken bile karşısından özen bekliyor...
Hükümet salı günü açıklandı... Başbakan Ahmet Davutoğlu yeni hükümetin, kapak sayfaları hariç tam 154 sayfalık programını çarşamba günü okudu.Bu bir dünya rekorudur.
Dünyada hiçbir hükümet 24 saatte bu kapsamda bir program yazıp okuyamaz...
Bunu ancak AKP hükümetleri başarır!
***
Program dediğin şey, hükümetin rotasıdır!
Bakanlar, kurmaylarıyla birlikte kendi alanlarında çalışır ve yapmak istediklerini, rapor haline getirip Başbakan’a gönderir.
Başbakan da bunlara katılıyorsa, hükümet programına yazar ve ortak hedef haline getirir.
Yani en az 10 günlük bir emek gerektirir hükümet programı denilen şey... Aslında bu süre bile kısadır!
***
Oysa AKP hükümetleri bunu böyle yapmıyor.
Program bakanlar ve Başbakan tarafından kaleme alınmıyor.
Diğer bir deyişle, ne yapacaklarına bakanlar karar vermiyor.
Bunu, KaçAk Saray’daki “gölge kabine” yapıyor...
Her bakanlığın görev ve yetki alanlarına giren konularda faaliyet gösteren “gölge başdanışmanların raporu”, o bakanlığın dört yıllık programı haline getiriliyor!
Hepsi bir araya gelince de ortaya sözde bir “hükümet programı” çıkıyor..
Bu program, partinin önde gelen bir ismi tarafından (bu ismin kim olduğunu siz tahmin edin :) ) Başbakan’a elden veriliyor...
O da Meclis’te okurken şaşırmamak ve sürprizle karşılaşmamak için programı evine götürüp bir kez okuyor...
Böylece henüz bakan olma sevincini doya doya yaşayamamış olan çiçeği burnunda bakanlar bile “yapacakları işleri” ilk kez orada öğreniyorlar.
Sonra da kollar inip kalkıyor, hükümet programı alkışlarla kabul ediliyor...
***
Diyeceksiniz ki, “Canım zaten o programları sallayan mı var? Beyefendinin ağzından çıkanlardır asıl program!”
Haklısınız da...
İnsan kandırılırken bile karşısından özen bekliyor...
156+176!
Önceki Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’e sormaya devam ediyoruz... Söz sırası Nadir Sertesen’de... Sizin de Gül’e söyleyecekleriniz ya da sorunuz varsa mustafa0mutlu@gmail.com adresine gönderebilirsiniz...
“Abdullah Bey...
Cumhurbaşkanlığı göreviniz bittiği halde 7 ay 3 hafta süreyle Huber Köşkü’nde ikamet ettiniz. Kamuoyunun tepkisine rağmen, çıkmadınız. Masrafları devlete ödettiğinize dair iddiayı yalanladınız ama nedense 8 aydır tek belge bile göstermediniz.
Kanlıca’da oturduğunuz yeni evin size 20 milyon liraya mal olduğu öne sürüldü. Bu parayı bir devlet memuru olarak nereden kazandığınız soruldu. Yine sustunuz.
Eski partinizle ilişkinizi bozacak gelişmeler dışında size ne sorulsa, susuyorsunuz...
Sahi, çok merak ediyorum; adınızı biliyor musunuz?”
GÜNÜN SORUSU
Ankara Sanayi Odası Başkanı Nurettin Özdebir, hükümetin net bin 300 liraya çıkarma sözü verdiği asgari ücrete isyan etmiş...
“Bu yük işverene yıkılırsa, ücretlerdeki ve kıdem tazminatındaki artışı taşıyamayacak olan işletmeler, Aralık ayı itibariyle işçi çıkarmaya başlayabilir.”
Yani bir anlamda hükümeti tehdit etmiş! Sorum kendisine:
Neden bu tehdidi seçimden önce yapmadınız da bugüne bıraktınız? AKP’nin oylarının düşmesinden mi çekindiniz?
Erdoğan’a bile fren yaptıranlar...
Bülent Çelik , siyasi mizah ustası bir karikatürist... Vatan’da 6 yıl boyunca aynı sütunları paylaştık. Siyasi iktidar, benden önce ona fatura kesti...
Bu yüzden karikatürlerini 6 yıldır gazetelerde göremiyorsunuz.
Sadece hatırımı kırmadığı için Ulusal Kanal’da yayınlanan Kral Çıplak’a özel karikatürler çiziyor.
Bülent, 24 Kasım Öğretmenler Günü’nde bana bir mektup yazmış... Aynen paylaşıyorum:
***
“Erdoğan, Öğretmenler Günü nedeniyle öğretmenleri sarayda toplayıp söylev çekti.
‘Rus uçağını düşürdük!’ dediği anda, öğretmenlerden coşkulu bir alkış aldı...
İşte o anda, televizyonun karşısında öylece kala kaldım.
Erdoğan’ın bile ‘Bu, alkışlanacak bir şey değil!’ demek durumunda kalması, şaşkınlığımın tozunu almadı.
Sadece beş kardeşi değil, tanıdıklarının, dostlarının yüzde sekseni öğretmen olan biri olarak söylüyorum; ben bu ayarda, bu kalibrede öğretmen tanımadım.
Emeklisi, çalışanı, genci yaşlısı, benim tanıdığım öğretmenlerin içinde, milliyeti ne olursa olsun genç bir pilotun ölümüne alkış tutacak kimse yok!
O uçağı düşüren; görevini, işini yapan genç pilotumuzun bile o geceyi uykusuz geçirdiğinden yüzde bin eminim.
Biz nasıl bir öğretmen nesli yetiştiriyoruz ki Erdoğan’a bile fren yaptırıyorlar.
Sahi, kim bunlar?
***
2010 yılında çizdiğim ve o tarihte senin köşende yayınlanan bir Öğretmenler Günü karikatürünü gerçek öğretmenlerimize hediye ediyorum.”
GÜNÜN İSYANI
Yaşanan kriz nedeniyle Rusya, Türkiye’ye yönelik tüm tur bağlantılarını iptal etti. Turist taşıyan uçakların ülkemize gelmelerine izin verilmedi. Durum bu kadar vahimken iptallerden haberdar olmayan Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım, “Böyle bir şey olursa, gereken tedbirleri alırız” dedi... İsyanım kendisine:
Uyan da balığa gidelim Bakan Bey!
Mustafa Mutlu - Aydınlık
ÜYE YORUMLARI
Yorum YapFacebook Yorumları