Cami depo değil ama... Karate salonu mu?

Mustafa Mutlu yazdı: Varsa yoksa, dinci şov!...

İktidar yetkilileri buldukları her fırsatta sözü İsmet İnönü dönemine getiriyor ve o günkü iktidarı camileri depoya, hatta ahıra dönüştürmekle suçluyorlar ya...

Kendi iktidarlarında böyle bir şey yapmıyorlar ama... Camileri karate salonuna dönüştürüyorlar!

***


Bir gazete pazar günü çarşaf çarşaf fotoğraflarıyla yayınladı:

Gençlik Bakanlığı ile Diyanet İşleri Başkanlığı ortak bir proje başlatmış...

Proje ilk olarak Gaziantep’in Nizip ilçesindeki Hatice Kübra Camii ile Müftülük Camii’nde hayata geçirilmiş...

Bu camilerde açılan Kur’an kurslarına giden çocuklara, Kur’an dersinden sonra bir saat de karate dersi veriliyormuş...

Çocuklar takkeleri çıkarıp karate kıyafetlerini giyiyorlar ve başlıyorlarmış dövüş sanatının inceliklerini öğrenmeye...

Nizip Gençlik Hizmetleri ve Spor İlçe Müdürü, bu uygulamadan sonra Kur’an kurslarına gelen çocuk sayısında patlama olduğunu söylemiş...

***


Gerçek tarihçiler; İnönü hükümetlerinin İkinci Dünya Savaşı’nda İstanbul’un bombalanması ihtimalini düşünerek, peygamberimize ait kutsal emanetlerin Anadolu’ya götürülmesine ve bazı camilerde saklanmasına karar verildiğini kanıtladılar...

Doğal olarak bu tarihi hazinelerin saklandığı camilerin de, güvenlik nedeniyle belli bir süre ibadete kapatıldığını belgelediler...

Ya da yine bir iki camide, halkın olası bir savaşta aç kalmaması için arpa buğday stoku yapıldığını gözler önüne serdiler...

Camiyi ahır yapmak iddiasının ise büyük bir hayal ürünü olduğunu delilleriyle ortaya koydular...

İnönü hükümetlerinin, bırakın böyle bir şey yapmayı, işgal sırasında ahıra dönüştürülen çok sayıda camiyi onarıp tekrar hizmete soktuğunun delillerini yayınladılar...

Bunun için bütçeden ne miktarda ödenek tahsis edildiğini rakamlarla açıkladılar...

***


Bugün yapılanın ise kesinlikle böylesine “zorunlu” bir gerekçesi bulunmuyor!

Nizip’te spor salonu mu yok?

Al öğrencileri Kur’an kursundan, götür spor salonuna, efendi efendi yapsınlar sporlarını...

Hayır; ille de camide yapılacak...

Gerekçesi belli:

Dinci şov yapmak!

“Bizim iktidarımız döneminde çocuklarımız camileri doldurdu” diye böbürlenmek!

***


Olayın bir başka yönü daha var:

Madem camide ders vereceksin; neden ille de karate?

Örneğin neden satranç değil, neden jimnastik değil, neden masa tenisi değil de karate?

Neden ille de dövüşmeyi öğretiyoruz çocuklarımıza?

Yoksa proje, bir saat Kur’an dersiyle dindar, bir saat dövüş sporuyla da kindar nesil yetiştirme projesi mi?

***


Camiler toplu ibadet yerleridir.

Arap ülkelerinde ise ne yazık ki ayrıca işsiz güçsüz vatandaşların uyuma ve miskinlik yeri!

Oysa dinimiz camilerimizin pırıl pırıl, havasının temiz olmasını gerektirir...

İçinde saatlerce spor yapılmış, ter kokusuyla dolmuş bir mekânda ibadet yapılmaz...

Ama bu kimin umurunda?

Varsa yoksa, dinci şov!

***


İsmet İnönü hükümetlerinin camileri depo ya da ahır yapmadığını, aleyhte propagandaya karşın bugün rahatlıkla yalanlayabiliyoruz...

Çünkü belgeler ortada...

Pazar günkü o gazetede yayınlanan fotoğraflar ise bugün camilerin nasıl istismar konusu edildiğinin belgeleri olarak sonsuza dek kalacak...

*****


Adalet!

Cezaevlerinde cinayet işlemekten tutuklu ya da hükümlü ne kadar sağcı ve dinci örgüt elemanı varsa, hepsi Meclis’ten geçirilen Yargı Paketi sayesinde tahliye oldu...

Son olarak da Yargıtay’ın mahkûm ettiği Hizb-ut Tahrir Örgütü üyelerinin de aralarında bulunduğu 120 sanık özgürlüklerine kavuştu. Çoğu da yeniden tutuklanacaklarını bildikleri için anında sırra kadem bastı...

Kanundan yararlanamayanlar ise; bu ülkenin milletvekilleri, yazarları, gazetecileri, siyasi parti liderleri, rektörleri, hukukçuları...

Demek ki neymiş?

Toplu cinayetler bile affedilebilirmiş ama muhalif olmak, asla!

Adaletin bu hallere düşürüldüğüne inanmak bile istemiyorum!

*****


Günün sorusu

Trabzon’un Çaykara İlçesi’ne bağlı Köknar Köyü sınırları içindeki Balkodu Hidroelektrik Santrali’nin inşaatı mahkeme kararıyla durdurulmuş... Ama müteahhit karara uymayınca Köknarlılar şantiyeye gidip protesto gösterisi yapmış... Jandarma protestocu 150 köylünün kimliklerini tespit etmiş... Yani onları fişlemiş! Beş kişi de gözaltına alınmış... Sorum ortaya:

O fişleme nerede kullanılacak?

*****


CHP’li belediye başkanları

CHP’nin 34. Olağanüstü Büyük Kurultayı bugün toplanıyor... Parti Meclisi için adı geçenlerin ve “anahtar liste”ye girmesi kesinleşenlerin yanında Ankara’da iki gündür “kulis faaliyeti”nde bulunan bir diğer grup daha var:

Önümüzdeki yerel seçimlerde koltuklarını korumak isteyen belediye başkanları!

Bunlar iki gündür CHP Genel Merkezi’nden ayrılmıyor ve Genel Başkan’ı yalnız yakalayacakları anı kovalıyor...

Ne yalan söyleyeyim, onların bu gayretleri bana akıntıya kürek çekmek gibi geliyor...

Keşke Genel Merkez’de kulis yapacaklarına, görev bölgelerine dönüp, yıllardır yüzlerine bakmadıkları, küstürdükleri örgütlerinin gönlünü almaya çalışsalar...

Çünkü bildiğiniz gibi bir iki büyükşehir belediyesi dışında CHP’de yerel yönetim adayları da artık ön seçimle belirlenecek...

O yüzden bu başkanlara şimdiden “Güle güle” desek, yeridir!

Çünkü böyle bir ön seçimden çıkma şansları sıfırın bile altında!