Tarih:
07.06.2014
Çevreci dozer! Başbakan Recep Tayyip
Mustafa Mutlu; Başbakan'ı tanıyın artık: O, 'sahip çıktığı' her şeyi yok ediyor. Siliyor, süpürüyor. Şöyle düşünün. 'Hayvansever' ama. Sadece biftek ya da bonfile olanları tercih ediyor!
Erdoğan, geçen yıl Gezi Parkı'na giren dozeri "çevreci" ilan etmiş...Bazı "çevreci" ve "Gezici" dostlar da bu benzetmeye çok şaşırmış...
Kusura bakmasınlar ama ben de "şaşıran" o dostlara şaşırıyorum!
Neden mi?
***
Bu ülkede güçler ayrılığından yakınıp da "en ileri demokrat" geçinen kim?
"Tutturmuşlar bir laiklik elden gidiyor diye" konuşan ama yeri gelince "en laik" olan kim?
Dünyada en çok gazeteci tutuklatan, You Tube'u, Twitter'ı yasaklatan ama "özgürlük"lerden en fazla söz eden kim?
Kendisini eleştiren herkesi polise hedef gösteren, uygulanan şiddeti yeterli bulmayıp "Nasıl dayanıyorlar bilmiyorum" diyerek polisi daha da gaza getirmeye çalışan ama "Nobel Barış Ödülü"ne aday gösterilmediği için içten içe bozulan kim?
"Ucube" diyerek heykel yıktıran; tiyatroları, operaları, baleleri kapatmak için dayatan ama yanına Kadir İnanır'ı, Orhan Gencebay'ı, Hülya Koçyiğit'i, Kibariye'yi alıp "sanatsever" kesilen kim?
Bütün soruların yanıtı aynı:
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan!
***
Başbakan'ı tanıyın artık:
O, "sahip çıktığı" her şeyi yok ediyor...
Siliyor, süpürüyor...
Şöyle düşünün...
"Hayvansever" ama...
Sadece biftek ya da bonfile olanları tercih ediyor!
***
Başbakan böyle bir adam:
"Ağaca" bakınca "tahta"yı görüyor.
Bu yüzden de dozeri, testereyi, kepçeyi çevreci buluyor!
Hatırlayın:
"Ben yaradılanı severim yaradandan dolayı"
diyen ama "kendisine muhalif olanları" asla sevmeyen; doğal olarak onları "yaradılmış" bile kabul etmeyen biri o...
Yani farklı "standartları", farklı tanımları
olan biri!
Doğru olan nedir biliyor musunuz?
Yok saymak!
Söylediği şeyleri ciddiye almamak...
Kendisini o garip sözlerle baş başa bırakmak...
Belki o zaman anlar ettiği lafların saçmalığını..
Kimbilir; belli mi olur, belki artık saçmalamaktan bile vazgeçer...
Ama biz her dediğini ciddiye alıp kafa yordukça;
o bildiğini okumaya devam ediyor...
Ve ne yazık ki zaten zor olan hayat; sürekli saçmalayan bir Başbakan'la daha da zorlaşıyor!
CAMİ!
AKP'li Gaziosmanpaşa Belediyesi, ilçedeki Çifte Minare Camii'nin yıkılarak yerine ticaret merkezi yapılmasına karar vermiş. Karar Belediye Meclisi'ndeki AKP'li üyelerin oylarıyla alınmış...
Düşünün; böyle bir karar CHP'li belediyelerin işbaşında olduğu İzmir'de, Eskişehir'de, Kadıköy'de alınsaydı, AKP'liler ortalığı birbirine katmaz mıydı?
Yandaş gazeteler, o belediye başkanının boy boy fotoğraflarını yayınlayıp, hedef haline getirmez miydi?
Adamcağız "kâfir", "dinsiz", "İslam düşmanı" ilan edilmez miydi?
İsmet İnönü döneminde CHP'nin camileri ahıra dönüştürdüğünü iddia edip halka yanlış bilgi veren Başbakan, göreceksiniz Gaziosmanpaşa Belediye Başkanı'na tek satır laf etmeyecek.
Nereden mi biliyorum?
Bu, AKP'li belediyelerin yıktığı ilk cami değil de oradan!
GÜNÜN SORUSU
İktidar temsilcileri daha dün düzenlenen bir çalıştayda kürsüye çıkıp "Kürt açılımı sayesinde Güneydoğu'da yıllardır akan kanın durduğunu" söylediler. Oysa yılbaşından bu yana sekiz korucu şehit edildi; son iki haftada ise yirmi iki askerimiz yaralandı. Sorum, bu beylere:
Kan gölünü "cennet" olarak gördüğünüze göre... Ne içiyorsunuz kardeş?
İTİRAF GİBİ AÇIKLAMA!
İktidar, düne kadar kol kola olduğu cemaati karalamak için elinden geleni yapmaya devam ediyor.
Gençliğinde "komünist" olan ama parayı görünce "yeşillere" bürünüp Başbakan Erdoğan'ın uğruna ölebileceğini söyleyen Ethem Sancak adlı işadamına satılan Akşam gazetesinde dün yine ilginç bir manşet vardı.
Bilim ve Sanayi Bakanı Fikri Işık, bu gazeteye özel bir demeç vermiş ve paralel yapının TÜBİTAK'ı nasıl ele geçirdiğini anlatmış... Aynen şunları söylemiş:
"Devlete alternatif bir kurul oluşturmuşlar. İşe alımlarda hükümetin önerdiği kişiler bile paralel yapının ön elemesinden geçirilmiş.
Kanada'da yaşayan bir bilim adamını Pensilvanya'ya çağırıp, 'Seni hükümet tavsiye etti ama bize çalışırsan bu iş olur' diyecek kadar ileri gitmişler. Paralel yapının bu kuruma sızmasının nedeni stratejik önemi... Birçok milli projenin yazılımını TÜBİTAK yapıyor, güvenlik kodlarını o belirliyor."
***
Bakan Fikri Işık'a çok basit üç sorum var:
Bir: Cemaate ve Pensilvanya'ya TÜBİTAK'a adam alma yetkisini, gücünü hangi iktidar verdi? CHP mi, MHP mi?
İki: Kamuya personel alımı yasalara göre sadece sınavla yapıldığına göre, "İşe alımlarda hükümetin önerdiği kişiler bile paralel yapının ön elemesinden geçirilmiş" demek, bir suçun itirafı olmuyor mu?
Üç: Bugüne kadar hangi stratejik kurumlara ait yazılımlar ve kodları cemaatin eline geçti? Bu kurumlardaki "risk" nedir?
GÜNÜN İSYANI!
İstanbul Gaziosmanpaşa'da geçen pazar günü çıkan bir kavgada önce BDP'lilerin, sonra ülkücülerin arasında fotoğrafı çekilen "pembe tişörtlü" genci duymuşsunuzdur... Sosyal medyada İ.S. İsimli bu gencin "ajan provokatör" olduğu iddia edilmiş... Polis tarafından gözaltına alınan genç, çıka çıka "hırsız" çıkmış... Hırsızlıktan 9 sabıkası varmış ve üstelik aranıyormuş... İsyanım size:
O partiden bu partiye dolaşan bazı sözde siyasetçilerin aslında ne olduklarını şimdi anladınız mı?
Belki o zaman anlar ettiği lafların saçmalığını..
Kimbilir; belli mi olur, belki artık saçmalamaktan bile vazgeçer...
Ama biz her dediğini ciddiye alıp kafa yordukça;
o bildiğini okumaya devam ediyor...
Ve ne yazık ki zaten zor olan hayat; sürekli saçmalayan bir Başbakan'la daha da zorlaşıyor!
CAMİ!
AKP'li Gaziosmanpaşa Belediyesi, ilçedeki Çifte Minare Camii'nin yıkılarak yerine ticaret merkezi yapılmasına karar vermiş. Karar Belediye Meclisi'ndeki AKP'li üyelerin oylarıyla alınmış...
Düşünün; böyle bir karar CHP'li belediyelerin işbaşında olduğu İzmir'de, Eskişehir'de, Kadıköy'de alınsaydı, AKP'liler ortalığı birbirine katmaz mıydı?
Yandaş gazeteler, o belediye başkanının boy boy fotoğraflarını yayınlayıp, hedef haline getirmez miydi?
Adamcağız "kâfir", "dinsiz", "İslam düşmanı" ilan edilmez miydi?
İsmet İnönü döneminde CHP'nin camileri ahıra dönüştürdüğünü iddia edip halka yanlış bilgi veren Başbakan, göreceksiniz Gaziosmanpaşa Belediye Başkanı'na tek satır laf etmeyecek.
Nereden mi biliyorum?
Bu, AKP'li belediyelerin yıktığı ilk cami değil de oradan!
GÜNÜN SORUSU
İktidar temsilcileri daha dün düzenlenen bir çalıştayda kürsüye çıkıp "Kürt açılımı sayesinde Güneydoğu'da yıllardır akan kanın durduğunu" söylediler. Oysa yılbaşından bu yana sekiz korucu şehit edildi; son iki haftada ise yirmi iki askerimiz yaralandı. Sorum, bu beylere:
Kan gölünü "cennet" olarak gördüğünüze göre... Ne içiyorsunuz kardeş?
İTİRAF GİBİ AÇIKLAMA!
İktidar, düne kadar kol kola olduğu cemaati karalamak için elinden geleni yapmaya devam ediyor.
Gençliğinde "komünist" olan ama parayı görünce "yeşillere" bürünüp Başbakan Erdoğan'ın uğruna ölebileceğini söyleyen Ethem Sancak adlı işadamına satılan Akşam gazetesinde dün yine ilginç bir manşet vardı.
Bilim ve Sanayi Bakanı Fikri Işık, bu gazeteye özel bir demeç vermiş ve paralel yapının TÜBİTAK'ı nasıl ele geçirdiğini anlatmış... Aynen şunları söylemiş:
"Devlete alternatif bir kurul oluşturmuşlar. İşe alımlarda hükümetin önerdiği kişiler bile paralel yapının ön elemesinden geçirilmiş.
Kanada'da yaşayan bir bilim adamını Pensilvanya'ya çağırıp, 'Seni hükümet tavsiye etti ama bize çalışırsan bu iş olur' diyecek kadar ileri gitmişler. Paralel yapının bu kuruma sızmasının nedeni stratejik önemi... Birçok milli projenin yazılımını TÜBİTAK yapıyor, güvenlik kodlarını o belirliyor."
***
Bakan Fikri Işık'a çok basit üç sorum var:
Bir: Cemaate ve Pensilvanya'ya TÜBİTAK'a adam alma yetkisini, gücünü hangi iktidar verdi? CHP mi, MHP mi?
İki: Kamuya personel alımı yasalara göre sadece sınavla yapıldığına göre, "İşe alımlarda hükümetin önerdiği kişiler bile paralel yapının ön elemesinden geçirilmiş" demek, bir suçun itirafı olmuyor mu?
Üç: Bugüne kadar hangi stratejik kurumlara ait yazılımlar ve kodları cemaatin eline geçti? Bu kurumlardaki "risk" nedir?
GÜNÜN İSYANI!
İstanbul Gaziosmanpaşa'da geçen pazar günü çıkan bir kavgada önce BDP'lilerin, sonra ülkücülerin arasında fotoğrafı çekilen "pembe tişörtlü" genci duymuşsunuzdur... Sosyal medyada İ.S. İsimli bu gencin "ajan provokatör" olduğu iddia edilmiş... Polis tarafından gözaltına alınan genç, çıka çıka "hırsız" çıkmış... Hırsızlıktan 9 sabıkası varmış ve üstelik aranıyormuş... İsyanım size:
O partiden bu partiye dolaşan bazı sözde siyasetçilerin aslında ne olduklarını şimdi anladınız mı?
Mustafa Mutlu - Aydınlık
ÜYE YORUMLARI
Yorum YapFacebook Yorumları