Tarih:
01.08.2013
Demirtaş saçmaladı!
Mustafa Mutlu, ''tamam; burası Türkiye, Selahattin Bey. Burada hiçbir şey olamayan, siyasetçi oluyor da... Yine de el insaf be kardeşim...''
Gezi Direnişi için çok şey söylendi: Önce “dış mihraklar”a... Sonra “faiz lobisi”ne... Ardından “çapulcular”a... Bilahare “zibidi”lere tahvil edildi!Ancak her taşın altında “darbeci” aramaya çok meraklı olan AKP bile bu halk hareketi için bir kez olsun, “Bunun arkasında darbeciler var” diyemedi.
Kim dedi biliyor musunuz; “Gezi Direnişi”nde Taksim‘de başköşeyi kapmak için yarışan PKK‘nın Meclis‘teki ayağı BDP‘nin Genel Başkanı Selahattin Demirtaş...
Bir açıklama yapmış ve “Bu halk hareketini askeri darbeye kadar götürebilir miyiz?” diyenlerle aralarına mesafe koyduklarını bildirmiş...
Yetmemiş, devam etmiş:
“Ergenekon’dan medet umanlarla, askerleri göreve davet edenlerle aynı yerde olamayız...”
Herkes var!
İyi de kimi kastediyorsun Selahattin Bey?
Senin bu sözlerini okuduktan sonra, Taksim Dayanışması‘nın yüzü aşkın “bileşen”ine yeniden tek tek baktım:
Çevreci var... Feminist var... Lezbiyen var, biseksüel var, gey var...
Anarşist var, Troçkist, Marksist, Leninist var...
Dinci var, sosyalist var...
Kemalist var...
Mühendis var, doktor var, tiyatrocu var...
Ama bir tek “asker” bile yok...
Bırak askeri, “askerin siyaset yapmasına sıcak bakan” bile yok!
Asker aptal mı?
Çok merak ediyorum; nerenizden şey ettiniz bu “darbeci” lafını?
Falınızda mı çıktı, rüyanızda mı gördünüz?
Yoksa, “sözde barış filikası”na birlikte bindiğiniz yol arkadaşınız AKP‘ye “can simidi” atmak mı niyetiniz?
Onun hamuruna su yetiştirmeye mi çalışıyorsunuz?
Hadi, diyelim ki Gezi Direnişi konusunda “zır zır cahil”siniz; bir şey yaşamadınız, duymadınız, bilmiyorsunuz...
İyi de Gezi‘nin boşaltıldığı gece iktidarın Elmadağ‘daki göstericilerin üzerine gönderdiği asker TOMA‘larını da mı görmediniz?
Sizin mantığınızla darbeciler, kendi darbelerini kendi TOMA‘larıyla mı bastırdı?
Bu kadar mı aptallar?
Tamam; burası Türkiye, Selahattin Bey...
Burada hiçbir şey olamayan, siyasetçi oluyor da... Yine de el insaf be kardeşim...
Hani öyle bir at ki...
En azından yenecek cinsten olsun!
Güzel haber!
Gezi olaylarında yaralanan iki çocuğumuz var; 14 yaşındaki Berkin Elvan ve 17 yaşındaki Mustafa Ali Tombul...
Berkin, haziranın ortasında Okmeydanı‘nda Gezi Direnişçisi avına çıkan polisin kurbanı oldu. Sabahın yedisinde bakkala ekmek almaya gitmişti; bir polis tarafından başından gaz bombasıyla vuruldu. O günden bu yana Okmeydanı Eğitim ve Araştırma Hastanesi‘nde yoğun bakımda...
Mustafa Ali Tombul ise 17 yaşında... İstanbul‘a gezmeye gelmişti. 8 Temmuz‘da Şişhane‘de çıkan olayların ortasında kaldı. Bir kişi belinden tuttu Mustafa‘yı, kaçmasını engelledi; bir polis de yakın mesafeden kafasında biber gazı fişeği patlattı.
Mustafa Ali‘den nihayet iyi haber geldi:
Yaşamsal tehlikeyi atlattı, normal odaya alındı.
Şimdi sıra Berkin‘de...
Umarım o da “direnir...”
İnançlı olsanız da olmasanız da hepiniz lütfen bu gece yatmadan önce Berkin için dua edin...
GÜNÜN SORUSU
Aynı zamanda Başbakan’ın Başdanışmanı da olan Star yazarı Yalçın Akdoğan son yazısında, “AK Parti iktidarının yandaş medya üretmek, özgür basını susturmak veya muhalifleri tasfiye etmek gibi bir yaklaşımı, politikası veya adımı kesinlikle yoktur” demiş... Sorum kendisine:
Fas’ta da bir Adalet ve Kalkınma Partisi var ya... Acaba onu mu kastettiniz?
Diğer palalılar nerede?
Taksim‘de polisin gözünün önünde bir kadına palayla saldıran sözüm ona “esnaf”ı hatırlıyorsunuz...
Olaydan sonra elini kolunu sallayarak evine dönmüş, polisin telefonla rica etmesi üzerine savcılığa gidip ifade vermiş, ancak çıkarıldığı mahkeme tarafından salıverilmişti.
Sonra da uçağa atlayıp Fas‘a gitmişti.
O gittikten iki gün sonra da hakkında tutuklama kararı alınmıştı. Sözüm ona birkaç gün kalıp dönecekti ama haftalar geçti gelmedi!
İşte; bu adam hakkında savcı, iddianamesini hazırlamış ve 27 yıla kadar hapsini istemiş...
Çünkü olayda kullandığı “pala”yı silah olarak nitelendirmiş...
İyi de tek “palalı” o değil ki?
Örneğin 14 Temmuz‘da Ankara‘da da “palalı” dehşeti yaşandı. Kennedy Caddesi‘nde toplanan gruba saldıran üç palalı, o günden beri bulunamadı... Gezi Direnişi sürecinde İzmir‘de, Adana‘da, Kayseri‘de buna benzer onca olay yaşandı...
Elleri palalı ya da sopalı saldırganlar, gencecik çocukları linç etmek, doğramak istedi!
Madem; “pala” silah sayılıyor ve palayla saldıran biri için 27 yıl hapis isteniyor; o zaman bütün palalı alçaklar bulunmalı ve yargı önüne çıkarılmalı!
Bu Gezi Direnişi‘nde çok kötü bir sınav veren ve toplumun gözünde sınıfta kalan polisimizin, ekmeğini veren bu halka en büyük borcu!
Mustafa Mutlu - Vatan
ÜYE YORUMLARI
Yorum YapFacebook Yorumları