Tarih:
20.03.2012
Demokrasimizin İleriliğinden, Göğsüm Kabardı!
Oysa 'ileri demokrasilerde', 'azınlık hakkına duyulan saygı', en az oyu alana mührü vermekten geçer!
Diyelim ki 20 dairelik bir apartmanda oturuyorsunuz. Yönetici seçeceksiniz. Bunun için de yedi aday çıkıyor.Siz... Yani “sıradan demokratlar” ne yaparsınız?
En çok oyu alana, yöneticilik mührünü verirsiniz...
Pöhhhh! Ne kadar sıradansınız ve kusura bakmayın ama...
Ne kadar ilkelsiniz!
Demokrasi nedir?
Bilinen tüm anlamlarının yanı sıra aynı zamanda, “azınlık hakları”na saygı duyma rejimidir...
Siz ve biz... Yani “ilkel demokratlar”, en çok oyu alanı işbaşına getirmekle demokrasinin bu yönünü es geçeriz!
Oysa “ileri demokrasilerde”, “azınlık hakkına duyulan saygı”, en az oyu alana mührü vermekten geçer!
Tıpkı; YÖK’ün yaptığı gibi!
***
Giresun Üniversitesi 2007 yılında kurulmuş... Kurucu rektör
Prof. Dr. Osman Metin Öztürk de 1 Haziran 2010’da emekliye ayrılmış.
YÖK, Prof. Halil İbrahim
Bahar’ı Rektör Vekili olarak görevlendirmiş...
18 Haziran 2010’da da rektörlük seçimi yapılmış. Seçime 88 öğretim üyesi katılmış. En yüksek oyu Rektör Vekili Halil İbrahim Bahar almış: Tam 31 oy!
Onu 29 oyla Prof. Dr. Mustafa Türkmen, 21 oyla Prof. Dr. Aygün Attar, 4 oyla Prof. Dr. Ayhan Bölük, 2 oyla Prof. Dr. Yılmaz Can izlemiş...
Prof. Dr. Murat Teker’e ise
kendisinden başka hiç kimse oy vermemiş: 1 oy!
***
Siz olsanız, bu durumda üniversitenin mührünü hemen en yüksek oyu alan Prof. Dr. Halil İbrahim Bahar’a verirsiniz değil mi?
Dedim ya, “ilkel demokrat”sınız!
Oysa YÖK, demokrasinin aynı zamanda, “seçme ve seçilme hakkının sıradan insanların eline bırakılamayacak kadar önemli bir sistem” olduğunu bilen “ileri demokrat” bir kurum...
Bu nedenle, en yüksek oyu alan ilk iki adayı otomatik olarak elemiş!
Yani; kendisinin üniversiteye “vekil” olarak atadığı Prof. Halil
İbrahim Bey’e bile acımamış...
Cumhurbaşkanı’na sunacağı üç kişilik listenin en tepesine, seçimde üçüncü olan Prof. Dr. Aygün Attar’ı koymuş...
Dört oy alan Ayhan Bölük ikinci, 2 oy alan Yılmaz Can üçüncü olmuş...
Ancak Prof. Dr. Yılmaz Can, koskoca 2 oy aldığı halde üçüncü sıraya konmasına tepki göstermiş... Büyük bir olasılıkla, “azınlık hakları korunmuyor” diye düşünmüş olmalı ki istifa etmiş...
Liste de üç kişiye tamamlanamadığı için bir türlü Cumhurbaşkanı’na sunulamamış...
***
Bu gelişmelerin ardından Prof. Halil İbrahim Bahar, Rektör Vekilliği görevinden de alınmış...
Peki; Rektör Vekilliği’ne kim atanmış biliyor musunuz?
Üçüncü sıraya konmasına sinirlenip istifa eden Prof. Dr. Yılmaz Can! Hem de 6’şar aylık görevlendirme ile üç kez!
Konu mahkemelik olmuş ve Ankara 4. İdare Mahkemesi, ilk 6 aday arasından yeni bir adayın listeye konulmasını istemiş...
Ama YÖK Genel Kurulu, en çok oyu alan iki adaya demokrasi dersi vermek konusunda o kadar kararlıymış ki; sadece kendisinden oy alabilen Prof. Dr. Murat Teker’i üçüncü aday olarak listeye yerleştirmiş!
Prof. Dr. Murat Teker de Akşam Gazetesi’ne verdiği demeçte şunları söylemiş:
“1 oyla 100 oyun farkı yok!”
***
Sayın Teker sonuna kadar haklı:
1 oyla 100 oyun farkı yok!
Ama bir şartla:
O 1 ya da 2 oyun sahipleri; mutlaka “iktidara yakın” olacak!
Aksi halde... İleri demokrat YÖK, 100 oyun 100’ünü de alsanız sizi listeye koymaz! Gerekçe olarak, “İkinci ve üçüncü adayı bulamamayı” gösterir ve seçimi iptal eder!
***
Bizim gibi ilkel demokratların
asla anlayamayacağı bu sistem;
Türkiye’nin gururudur!
Umarım Cumhurbaşkanı da sadece kendisinden oy alabilen Murat Teker’i rektör olarak atar da “ileri demokrasi” nasıl olurmuş, dost-düşman görür!
*****
RUANDA!
Yeni anayasa yapmaya soyunan Meclis’in uzmanları dünya anayasalarını incelemişler ve “cinsiyet eşitliği konusunda en iyi anayasanın Ruanda’da olduğunu” belirlemişler...
Çünkü kadın milletvekili oranının en yüksek olduğu ülke, Ruanda’ymış!
Oysa gerçek böyle değil: Ruanda, toplumsal cinsiyet eşitliğinde 82’nci sırada...
Bizim uzmanlar (!), 1994’te yaşanan soykırımda tam 1 milyon kişinin öldüğü bu Orta Afrika ülkesini, acaba 10 yıl önce 5 ayrı eyalete bölündüğü için mi örnek aldı?
Sorumun yanıtını bilmiyorum:
Umarım değildir!
*****
Günün Sorusu
Sorum bir süre önce, “Seçilmişleri atanmışlara kurban ettirmeyiz” diyerek MİT Yasası’nı değiştiren Başbakan’a:
Giresun Üniversitesi’nde en yüksek oyu alan iki akademisyen
kurban edildi... YÖK Yasası’nı da değiştirecek misiniz?
*****
1 milyonu kim ödeyecek?
Allah göstermesin ama diyelim ki arabanızla kaza yaptınız ve bariyerlere çarparak öldünüz. Karayolları Genel Müdürlüğü, hemen bariyerleri onarıyor ve faturayı, ödemeleri için yasal mirasçılarınıza gönderiyor... Kimse bundan kaçamıyor!
BDP önceki gün İstanbul’da ve Diyarbakır’da nevruz kutlamaları yapmak istedi. Çıkan olaylarda sadece İstanbul’da 39 otobüsün camları göstericilerin attığı taşlarla kırıldı. 42 otobüs durağı parçalandı. 6 tramvaya hasar verildi. Toplam zarar: 1 milyon 80 bin lira...
Çok merak ediyorum; acaba İstanbul Büyükşehir Belediyesi de bu parayı BDP’den tahsil edecek mi?
Yoksa fatura her zaman olduğu gibi biz vergi mükelleflerine mi çıkarılacak?
Mustafa Mutlu
ÜYE YORUMLARI
Yorum YapFacebook Yorumları