loading
close
SON DAKİKALAR

‘Düzeltme ve cevap’ bilmecesi!

Mustafa Mutlu
Tarih: 02.03.2013

Musatafa Mutlu, ''Kendisi ile sözlü ile paylaştığımız hususları yazılı olarak paylaşmamı rica etti''.

Sevgili Mustafa Mutlu, yazdığı iki yazıyla ilgili düzeltme ve cevap metni yayınlamak durumunda kalınca, kendisi ile sözlü ile paylaştığımız hususları yazılı olarak paylaşmamı rica etti.

Ben de içini dökme fırsatını yakalamış olmanın telaşıyla köşesini bugünlük işgal etmek durumunda kaldım; affınıza sığınarak...

Çünkü düzeltme ve cevap metni yayınlamak zorunda kaldığımız haber ve yazıların, doğru ve haklı da olduğunu bilmemize rağmen yasa koyucunun düzenlemesi ve yayınlanmama hâlinde karşılaşacağımız para cezasının fahişliği karşısında elimiz kolumuz bağlı hâle geliyor.

Yazarlarımız ve muhabirlerimiz itiraz etmemiz gereken her talepte tüm evrakları bizimle paylaşıyor ve biz de gerek esasa gerekse usule ilişkin tüm itirazlarımızı mahkemeye bildiriyoruz...

Ancak sonra bir bakıyoruz ki o yazdığımız güzelim itiraz dilekçesi, “kararda usul ve yasaya aykırı bir husus bulunmadığından” şeklinde tek bir cümle ile reddediliyor.

Yasa varken...

5187 sayılı “Basın Kanunu”nda ve 5651 sayılı “İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesi Hakkında Kanun”da, “düzeltme ve cevap hakkı” ile ilgili tek maddelik düzenlemeler yapılmıştır.

Yasal düzenleme çok kısa ve net olmasına rağmen yasa uygulayıcı hâkimlerimizin, yasadan kaynaklanmamasına rağmen kendiliğinden oluşturulan usuller meydana getirdiklerini üzülerek görmekteyiz.

Karar verme usulü ve süresi nedir?

Dosya üzerinden ve üç gün içinde karar verilmesi gerekir. Ancak uygulamada süreye bakılmıyor.

Küfür ve hakaret dolu “cevap ve düzeltme metni” olur mu?

Elbette olmaz... Olmamalı! Yasal bir hak, mahkemeler aracılığıyla “suç” işlemenin aracı hâline getirilmemeli...

Talep sahibi tüm delillerini sunmak zorunda mıdır?

Evet... Ancak bu deliller, talep edenden değil, talep edilenden, yani gazeteden isteniyor...

Muhatap kimdir?

Gazetede sorumlu müdür, internet yayınlarında içerik sağlayıcı... Ancak bazı mahkemeler bunu kontrol bile etmiyor, gazete adına bile karar ihdas edilebiliyor.

Sulh ceza mahkemesi verdiği kararı değiştirmek hakkına sahip midir?

Hayır, 3 gün içinde karar vermesinden sonra dosyadan el çekmesi gerekir. İtirazı bir üst mahkeme karara bağlar. Ancak uygulamada aynı sulh ceza mahkemesi, Mustafa Mutlu’nun yaşadığı son olayda olduğu gibi, yeni deliller ile önceki kararını değiştirebiliyor.

Düzeltme ve cevap metninin uzunluğu ne kadar olmalıdır?

Düzeltme ve cevap metninden uzun olmamalı ve söz konusu yayın kuruluşunu töhmet altında bırakmamalıdır. Ancak bu da bazı mahkemeler tarafından hiç kontrol edilmiyor.

Anayasa’yı ihlal!

Bunlar işin usulüne ilişkin usulsüzlükler; ya esasa ne demeli?

Yasa koyucu net ifadeler kullanmış “şeref ve haysiyetini ihlal edici ve gerçeğe aykırı bir yayın yapıldığını düşünen kişi veya kişiler” bu yola başvurmalı deniyor.

Hâkimlerimiz ise bazen işin esasını incelemeden cevap metninin yayınlanmasına karar verebiliyor.

Oysaki Anayasa’nın 28. maddesi ile teminat altına alınan basın özgürlüğünün tabii bir sonucu olarak, basının okuyuculara haber verme, haber iletme hakkı vardır.

İşin esası, gerçekten doğru olup olmadığı incelenmeden ve haberin doğruluğunu ortaya koyan delillere bile bakılmadan düzeltme ve cevap metninin yayınlanmasına karar veriliyor ise; basın özgürlüğünden söz edilemez... Çünkü bu, yasa ile güvence altına alınan basın özgürlüğünün, devlet eliyle ve devletin başka bir mercii tarafından kısıtlanması anlamına gelir.

Ya o köşe yazarı ya da muhabirin güvenilirliği ve her şeyden önce emeği... Bir karar bunların hepsinin bir anda yok edebiliyor.

Kısacası; bir hukukçu olarak, büyük saygı duyduğum “cevap ve düzeltme hakkı”nın kullanılması sırasında:

Mahkemelerin daha dikkatli olmalarını, en azından dosyaları okumalarını ve yeni haksızlıklara yol açmamalarını beklemenin, en doğal hakkımız olduğunu düşünüyorum.

Mustafa Mutlu

Müdafii

Av. Semra Balcı

GÜNÜN SORUSU

Teröristbaşı Apo, BDP heyetiyle yaptığı görüşmede başkanlık sistemini ve hatta Başbakan Erdoğan’ın başkan olmasını desteklediğini açıklamış... Sorum size:

Neden acaba?


Uyan Türkiye... (4)

Rektör Fatih Hilmioğlu, ağır hasta... Tahliye edilmiyor! O tahliye edilmediği için ölümcül hastalığı olan Emekli Üsteğmen, Avukat Serdar Öztürk de tedaviyi reddediyor. Eğer siz de yapılanları haksızlık olarak görüyorsanız, devlet yönetiminde söz sahibi makamları arayarak duygularınızı iletmeyi ihmal etmeyin. Protokol listesinden devam ediyoruz; sıra Başbakan’da:

Adres: Vekâletler Caddesi, Başbakanlık Merkez Bina

P. K. 06573 Kızılay / Ankara

Tel : (0312) 422 10 00

E-posta : bimer@basbakanlik.gov.tr

Mustafa Mutlu - Vatan

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları