Tarih:
08.12.2014
Erdoğan, iktidara kimi hazırlıyor?
Mustafa Mutlu; Zaten dikkat edin; Bilal Erdoğan uzunca bir zamandır 'aktif siyaset' yapıyor...
Bugün hiç yapmadığım bir şeyi yapacağım ve hayatımda ilk kez Türk siyasetinin yakın geleceğine ilişkin bir tahminde bulunacağım.Hemen belirteyim; tahminim hiçbir “duyum”a, bilgiye, belgeye dayanmıyor.
Tek hareket noktam; izlenimlerim ve sezgilerim!
Sizi daha fazla merakta bırakmadan konuya geleyim:
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, bana göre AKP’nin başına oğlu Bilal Erdoğan’ı hazırlıyor.
***
Bunun Erdoğan açısından iki gerekçesi var:
Birincisi; onun, en yakınındaki insanları bile zamanla dışlaması... Tam parlamaya başladıkları anda silivermesi...
Demem o ki; Erdoğan-Davutoğlu birlikteliğinin bana göre en fazla birkaç yıllık ömrü var...
Davutoğlu ilk seçimde başarısız olursa; zaten gönderilir.
Başarılı olursa ve Erdoğan döneminden daha fazla oy alırsa yine gönderilir. Çünkü Erdoğan böyle bir şeyi asla kabul etmez.
***
İkinci gerekçe ise Erdoğan’ın “güven” duygusu...
Kendi iktidarını “mutlak” hale getirebilmesi için kendisine kayıtsız-şartsız biat edecek, bir dediğini ikiletmeyecek, sözünden çıkmayacak bir başbakana ihtiyacı var.
İşte; Erdoğan’ın hem asla kıskanmayacağı hem de ihanet etmeyeceğinden emin olabileceği tek kişi, oğlu Bilal Erdoğan...
Zaten dikkat edin; Bilal Erdoğan uzunca bir zamandır “aktif siyaset” yapıyor...
Milli eğitim politikalarıyla...
Ekonomiyle...
Çevre ve şehircilikle...
Sporla...
Hatta dış politikayla ilgileniyor...
Tıpkı babası gibi o da muhalefet partilerinin genel başkanlarına, yöneticilerine laf yetiştiriyor; gazetecilere dava üstüne dava yağdırıyor!
Bürokratlarla, siyasetçilerle dolaşıyor, halkla ilişkiler yöntemlerini öğreniyor.
Halka şirin görünmek için bütün yöntemleri deniyor. Babası gibi ata binmese de “Ya Allah” diyerek ok atıyor...
Boğaz Köprüsü’nde yapılan halk yürüyüşüne katılıyor.
Cuma namazlarında babasının dizinin dibinden ayrılmıyor.
Bu arada siyasetteki yolunun kesilmemesi için de “yasal hiçbir pürüz bırakmamaya” özen gösteriyor.
***
Madem dönülmez bir yola girdim; bir de tarih vereyim:
Bilal Erdoğan, önümüzdeki AKP Kongresi’nde Genel Başkanlığa aday olur; 2019’daki seçimlere de “başbakan adayı” olarak girer...
***
Umarım yanılırım...
HUBER! (42)
Görev süresi üç aydan fazla bir süre önce dolduğu halde Cumhurbaşkanlığı Köşkü Huber’i terk etmeyen Abdullah Gül ve ailesi, bunun gerekçesini bir türlü açıklamıyor.
Benim konuyu gündeme getirmemden sonra Köşk’ten taşınıp taşınmadıkları bile net olarak bilinmiyor!
Kendilerini halktan üstün görüyor olmalılar ki “halkın haber alma hakkı”nı umursamıyorlar.
AKP’den zaten beklemiyorum ama muhalefet partileri CHP ile MHP’nin tavrı da en az Gül ailesinin tavrı kadar üzücü ve düşündürücü...
İki parti de Huber’in işgal edilmesinden rahatsızlık duymuyor olmalı ki; konuyu soru önergesi olarak bile gündeme getirmiyor...
***
Bana e-posta gönderip “Sakın yılma, vazgeçme... Yanıt alıncaya kadar sor sorularını” diyorsunuz.
Elbette soracağım da...
Doğrusu, içim de acımıyor değil!
GÜNÜN SORUSU
TRT 1’de yayınlanan bir programda, “Hamileler sokağa çıkmasın” diye saçmalayan Ömer Tuğrul İnançer isimli sözde din bilgini, TBMM İnsan Kaynakları Başkanlığı’nın davetiyle Meclis personeline bir konferans vermiş ve Atatürk’ün yaptığı devrimleri eleştirmiş... Atatürk inkılâpları için ‘inkilap’ diyerek, ‘köpekleştirmek’ tanımlaması yapmış... Sorum Meclis Başkanı Cemil Çiçek’e:
Bu tür adamların Atatürk’ün kurduğu Meclis’i kirletmelerinden utanç ve üzüntü duymuyor musunuz?
TAM ‘TİYATROCU’ MÜDÜR!
İstanbul Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatroları Müdürlüğü’ne uluslararası güreş hakemi Şevket Demirkaya atanmış...
Bu beyefendi bugüne kadar şu işleri yapmış:
1994-1996: İstanbul Büyükşehir Belediyesi Su Ürünleri Hali Müdür Yardımcılığı...
1996-1998: Ümraniye Belediyesi Zabıta Müdürlüğü...
2003: İETT Eğitim Müdür Yardımcılığı...
2003-2007: Yalova Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü...
2007-2011: Tekirdağ Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü...
2012-2014: İstanbul Büyükşehir Belediyesi Kültür Müdürlüğü...
***
Tiyatro çevreleri, tiyatroyla hiç ilişkisi olmayan Şevket Bey’in şimdi de Tiyatro Müdürlüğüne getirilmesine çok bozuluyormuş...
Bence haksızlık yapıyorlar!
Baksanıza, adamın oynamadığı rol (!) kalmamış...
Bırakın bir de Tiyatro Müdürü’nü oynayıversin; kime ne zararı var?
YAVUZ!
Cumhurbaşkanı Erdoğan dün yeni yandaşı Yavuz Bingöl’e sahip çıktı ve “Yemen türküsünü birlikte söyledik diye linç etmeye çalışıyorlar. Bütün sanatçılar sizinle aynı düşünceyi taşımak zorunda mı?” dedi.
Haklı; bütün sanatçılar aynı düşünceyi taşımak zorunda değil...
Ancak bizim Yavuz’a tepki göstermemizin nedeni de zaten bu değil!
Daha bir buçuk yıl önce Gezi’de Erdoğan’a “Faşist” deyip istifaya çağırırken bugün para ya da koltuk için “fır” diye dönmesine...
Benim sorum Erdoğan’a:
Bugün en yakın çevrenizin bir bölümü, düne kadar size en ağır hakaret eden isimlerden oluşuyor... Yiğit Bulut, Numan Kurtulmuş, Kadir İnanır, şimdi de Yavuz Bingöl...
Tamam; onları bu şekilde susturuyorsunuz da... En azından bu işe yaptığınız harcamayı şahsi bütçenizden ödemeniz gerekmez mi?
GÜNÜN İSYANI
Erdoğan dün KaçAK Saray’ın iddia edildiği gibi bin değil bin 150 odalı olduğunu söyledi ve bu sarayı savunmak için “Geçenlerde Türkmenistan’daydık... Astana’da bunlardan yüzlerce var” dedi. İsyanım kendisine:
Avrupa Birliği hedefini bıraktık, dünya lideri olmaktan vazgeçtik de... Yeni “rol modelimiz” Türkmenistan mı? Size hayırlı olsun ama biz bu modeli kabul etmiyoruz!
Mustafa Mutlu - Aydınlık
ÜYE YORUMLARI
Yorum YapFacebook Yorumları