Tarih:
03.01.2016
Eşit vatandaşlık!
Mustafa Mutlu; Kimse 'siyasi' süsü vermesin; bundan böyle Sur’da yaşananlar... Cizre’de yaşananlar... Silopi’de yaşananlar... Hepsi “adli olay”dır!
Kimse “siyasi” süsü vermesin; bundan böyle Sur’da yaşananlar...Cizre’de yaşananlar...
Silopi’de yaşananlar...
Hepsi “adli olay”dır!
Çünkü bu olaylarda silah kullanılıyor.
Masum vatandaşlar öldürülüyor.
Polise, askere direniliyor.
Evler yakılıyor.
Dükkanlar yağmalanıyor.
Hastaneler, okullar kundaklanıyor.
Bölge, yaşanmaz hale getiriliyor!
Devlet, olayları önlemek için “sokağa çıkma” yasağı koyuyor; bu bile ihlal ediliyor!
Neymiş, “Orada halk özgürlük mücadelesi veriyormuş... Eşit vatandaşlık talep ediyormuş!”
Yalanın katmerlisi bu!
Bunu söyleyen de bizim vergilerimizden maaş alan milletvekilleri...
Çoğu PKK’nın Ankara’daki maşası!
***
Eğer bu ülkede eşit vatandaşlık talep edecek birileri varsa, emin olun onlar artık Doğu’da ve Güneydoğu’da yaşamıyor!
Örneğin ben “eşit vatandaşlık” talep ediyorum!
O kentlerde yaşayan 40-50 bin kişinin oyuyla bir milletvekili seçilirken; biz büyükşehirlerde yaşayan 90-100 bin kişinin oyuyla bir vekil seçebiliyoruz.
Yani ülkemizdeki demokrasi; benim oyumu, o bölgede yaşayan vatandaşın oyunun yarısı değerinde görüyor!
***
Ben eşit vatandaşlık talep ediyorum; çünkü elektrik faturamı bir ay ödemezsem kimse gözümün yaşına bakmıyor; karanlık kalıyorum ama oralarda yıllardır fatura tahsilatı yapılamıyor!
***
Ben eşit vatandaşlık talep ediyorum; iş ve vergi müfettişlerinin tamamı benim yaşadığım illerde icra-i sanat eyliyor...
***
Ben eşit vatandaşlık talep ediyorum; çünkü devlet benim okula giden çocuğuma, evdeki eşime açıktan para vermiyor!
***
Ben eşit vatandaşlık talep ediyorum; Mercedes’le gezen aşiret reisleri devletten “yoksul maaşı” alırken, ben “katılım payı”nı ödeyemezsem, sağlık hizmeti bile alamıyorum!
***
Bu ülkede yıllardır “Kürt sömürüsü” edebiyatı yapılıyor!
Oysa memleketimizin sömürgenleri, sömürü düzenlerini etnik köken üzerine değil; sınıfsal durum üzerine oturtmuş durumda!
Yani; Kürt ne kadar sömürülüyorsa; Laz da Türk de Arnavut da Boşnak da o kadar sömürülüyor!
Artık sömürülenler; sadece işçiler, emekçiler, köylüler, dar gelirliler!
Onlar sadece Güneydoğu’da değil; Muğla’da, Edirne’de, Sinop’ta, Trabzon’da, Konya’da, Kırşehir’de... Ülkenin her yerinde sömürülüyor!
***
Demem o ki... Mesele Türk-Kürt meselesi değil...
Asıl mesele, sömüren-sömürülen meselesi!
Ve PKK’nın yaktığı bu etnik ateşte sonuç ne olursa olsun; emin olun ki...
Kaybeden etnik kökeni ne olursa olsun; yoksullar olacak!
156+202!
Önceki Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’e sormaya devam ediyoruz. Söz sırası Durmuş Bayık’ta... Sizin de Abdullah Gül’e söyleyecekleriniz varsa mustafa0mutlu@gmail.com adresine gönderebilirsiniz...
“Abdullah Bey...
Yıllar geçse de üstünden
Bu kalp seni unutur mu?
Belgeleri göstermezsen
Bu kalp seni unutur mu?
***
Bir cümlelik sözün vardı
Kızarmayan yüzün vardı
İçimde bir hüzün vardı
Bu kalp seni unutur mu?
***
Anlamı yok tüm sözlerin
‘Hesapsız’ geçen günlerin
Yaşanacak senelerin
Bu kalp seni unutur mu?
***
Köşk’ü işgal eden sendin
Elması kaybeden sendin
‘Bende yanlış olmaz’ derdin
Bu kalp seni unutur mu?
***
Oysa düşlerim başkaydı
Birden bire yarım kaldı
Gösterilecek belgen vardı
Bu kalp seni unutur mu?”
GÜNÜN SORUSU
KESK, DİSK ve TMMOB dün birçok ilde “Savaşa Karşı Barış” yürüyüşü düzenledi. Yüzbinlerce üyesi olan bu meslek örgütlerinin PKK’ya omuz vermek için düzenledikleri yürüyüşlere, üyelerin yüzde 95’i katılmadı! Sorum bu meslek örgütlerini “marjinalleştiren” PKK sempatizanı yöneticilere:
Tabanınızın size, “Kürt milliyetçiliği yapmanızı istemiyoruz” mesajını verdiğini gerçekten duymuyor musunuz?
Üç kuruş için ölmeyin!
İktidar “haram” diye içkiden aldığı vergiyi sürekli artırıyor.
100 liralık rakının yaklaşık 55 lirası devlete gidiyor.
Yani akşamcılar içiyor; devleti yönetenler kafayı buluyor...
Dünyanın hiçbir ülkesinde, hiçbir devlet içkiden böylesine fahiş vergi almıyor.
Peki; devlet rakıdan aldığı vergiyi yükseltince millet içmekten mi vazgeçiyor?
Hayır...
Kaçak rakıya yöneliyor!
Ancak bir de “sahte rakı” var ki; işte asıl felaket o!
Son bir yılda onlarca yurttaş bu yüzden hayatını kaybetti.
***
Sözüm, yarın gece “âdettendir” diye içmeye hazırlananlara:
Ne olur; üç kuruş az ödemek için intihar etmeyin...
Kendinizle birlikte sevdiklerinizi ölüme götürmeyin!
“Daha önce içtim; hiçbir şey olmuyor” falan da demeyin...
O zaman olmadı, bu sefer olacağı tutar!
Kaçak ve sahte rakıdan uzak durun!
AKPINAR!
Bazı PKK destekçileri kimi ünlülerin isimlerini kullanarak sosyal medyada “barış çağrısı”nda bulunuyor.
Daha da ötesi, güvenlik güçlerini kınıyor.
Son olay ünlü sanatçı Metin Akpınar’ın başına geldi.
Sanatçı, kendisinin adına açılan sahte bir hesaptan paylaşılan, “Yalan Yok, utanıyorum” konulu mesajla hiçbir ilişkisi olmadığını açıklamak zorunda kaldı.
***
Seçimden önce de bazı ünlülerin isimleri bilgileri olmadan, HDP’yi destekleyen pankartlarda yer almıştı!
Bu sahtekarlığı yapacak kadar küçülenlere değil de hâlâ onlara inanmaya devam edenlere şaşırıyorum.
GÜNÜN İSYANI
Kurtuluş Savaşı yıllarında Atatürk’ün isteğiyle kurulan ve yıllarca Türkiye Cumhuriyeti’nin kalesi olan Cumhuriyet Gazetesi, son günlerde en yaman PKK destekçisine dönüştü... Gazete, her gün sözüm ona “güvenlik güçlerinin vurduğu kadınlardan ya da çocuklardan” söz ediyor ama daha sonradan o kadınları ve çocukları vuranların PKK’lılar olduğu anlaşılınca, tek satırlık düzeltme bile yapmıyor! İsyanım, Cumhuriyet’i ele geçiren “F-PKK”lılara:
Eli kanlı katiller tarafından, annesinin karnında öldürülen bebeğin sizin için hiç mi haber değeri yok?
Mustafa Mutlu - Aydınlık
ÜYE YORUMLARI
Yorum YapFacebook Yorumları