Ethem’in katili serbest, Berkin’i vuran hâlâ ‘Yok!’

Mustafa Mutlu, 'Ne acıdır ki; Berkin can çekişirken, o polis hâlâ bulunamadı!'

Ethem Sarısülük‘ü başından vuran polis, sekiz gün sonra bulundu. Bu sekiz günde onu masum gösterecek “altyapı” hazırlandı. Sonra hâkim karşısına çıkarıldı. Bu sırada ilginç şeyler de oldu:

Sarısülük‘ün avukatının tanık olarak göstermeyi düşündüğü iki kişi tutuklandı. Yani “tanıklıkları”na gölge düşürüldü.

Ardından da Hâkim Mustafa Aydın‘ın kararı geldi:

“Kasten adam öldürme şüphesini ortaya koyan delil yok. Polisin silahından çıkan mermi, maktulün arkasında bulunan direkten sekerek kafasına gelmiş olabilir. Şüphelinin tutuklanmasına gerek olmadığına...”

Diyelim ki polis, Ethem‘i “kasten” öldürmedi de en azından ölümüne neden oldu!

Bu bile ciddi bir suçken Hâkim‘in, “Bir milyon kişi bir araya gelse kararım değişmez, vicdanım rahat” demesi gerçekten düşündürücü...

14 gündür komada!

Çok fazla gündemde olmasa da en az bunun kadar düşündürücü bir olay da İstanbul‘da yaşanıyor.

Berkin Elvan isimli 14 yaşındaki bir çocuk, 15 Haziran‘da bir polisin başına sıktığı gaz bombası yüzünden tam 14 gündür komada!

Üstelik de gösteri anında değil; evine ekmek almak için sabahın yedi buçuğunda bakkala gittiği sırada vuruldu Berkin!

Yani ortada bir çatışma falan yokken!

Kimliği belirlenemeyen bir polis Berkin‘in kafasına namlusunu doğrulttu ve tetiği çekti!

Ne acıdır ki; Berkin can çekişirken, o polis hâlâ bulunamadı!

Daha da acısı, masallar uydurup “mağdur baş örtülü kadın edebiyatı” üretenler; Berkin‘in acılı annesini, babasını bir kez bile aramadı!

Kim vurdu?

Berkin‘in babası Sami Elvan, yaşadığı bu büyük acıyı artıran “marjinal” suçlaması anımsatıldığında haklı olarak kızıyor:

“14 yaşında bir çocuk nasıl marjinal olabilir? Ortaokulu yeni bitirdi. Liseye önümüzdeki yıl başlayacak.”

Yanıtını merakla beklediğimiz soruyu ise Berkin‘in dayısı Kenan Düzel soruyor:

“Şimdiye kadar faili meçhullerden bahsediyorlardı. Alın buyurun; Berkin, diğer yaralılar, hayatlarını kaybedenler faili meçhul değil mi? Kimin vurduğu belli değil Berkin’i...”

Bunca yıldır görevdesiniz... Sizden bugüne kadar hiçbir şey beklemedim!

Adalet adına, hukuk adına, demokrasi adına, uygarlık adına, insanlık adına, o acılı anne-baba ve kardeşler adına ilk kez bir şey rica ediyorum:

Lütfen devreye girin ve Berkin‘i başından vurup komaya sokan polisin adalet önüne çıkarılmasını sağlayın...

Sonuçta Ethem Sarısülük‘ü öldüren polis gibi o da serbest kalacak bile olsa; bu trajik olayı görmezden gelmeyin.

“O bizim kahraman polisimiz, destan yazanlar arasında o da var” diye düşünen “devlet adamları”nın kinlerine ve ayıplarına ortak olmayın!

Çözün şu “faili meçhul”ü Sayın Cumhurbaşkanı!

Çözdürün!

Ar!

Ethem Sarısülük adlı vatandaşı Ankara’da vuran polisi serbest bırakan hâkim Mustafa Aydın, ortada hiçbir bulgu yokken “kurşunun sekmiş olma olasılığı”nı düşünerek karar verdiğini söylemiş...

Öte yandan binlerce kişi Ergenekon, Balyoz, Odatv, Askeri Casusluk gibi davalarda sahteliği kanıtlanan düzmece belgeler dışında aleyhlerinde hiçbir delil olmamasına karşın, “Darbe yapacaklardı” denilerek yıllardır cezaevlerinde çürütülüyor.

Hatta son olaylarda eline taş bile almayan çocuklar tutuklanıp cezaevine gönderiliyor.

Sistem açık:

Muhalifsen yanıyorsun; iktidarı savunuyorsan korunuyorsun...

Vicdanı, hakkı, hukuku falan bir kenara bıraktım; “ar”ı sorguluyorum ben artık sayın hâkimler...

Sahi; “ar” nedir; hâlâ hatırlıyor musunuz?

Hatırlıyorsanız; bu kararları nasıl veriyorsunuz?

Hatırlamıyorsanız; lütfen sözlüğe bakın... Belki yararı olur!


GÜNÜN SORUSU

Gezi Direnişi, Başbakan‘ın Dolmabahçe‘deki ofisinde önceki akşam yapılan son Akil İnsanlar Toplantısı‘nda gündeme bile gelmemiş... AKP Sözcüsü Hüseyin Çelik, bu konuyla ilgili ‘tek kelime’ bile konuşulmadığını söylemiş... Sorum; bu duruma şaşıran saf okurlara:

Siz akil (!) insanları, bu konuyu gündeme getirip başlarını belaya sokacak kadar aptal (!) mı sanıyordunuz?


Hilmioğlu’nu unutmadım! (71)

Aylardır sürdürdüğüm Ergenekon‘un hasta sanıkları “Fatih Hilmioğlu’na ve Serdar Öztürk’e özgürlük” yazılarına, Taksim Direnişi sırasındaki yoğunluk nedeniyle bir süredir ara vermiştim. Bazı okurlar bunu, “Pes” etmek olarak nitelemiş...

Bu konuda yeminim var: Hukuksuzluk bitene kadar yazacağım ve gündemde tutmaya devam edeceğim!

Bugün sırada yine Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç var...

Eğer siz de tutuklu sanıkların tedavi görme hakkını bir insanlık suçu olarak görüyorsanız, geçin bilgisayarınızın başına ve bu konudaki duygu ve düşüncelerinizi Arınç‘a yazın:

Faks: (0312) 422 13 28

E-posta: bulent.arinc@basbakanlik.gov.tr

Mustafa Mutlu - Vatan