loading
close
SON DAKİKALAR

Gezi Ruhu’yla ‘yarış’ olmaz!

Mustafa Mutlu
Tarih: 15.07.2013

Mustafa Mutlu, 'Daha bu hafta sonu bile Taksim Meydanı, İstiklal Caddesi ve Hatay sokakları cehenneme döndü.'

Gezi Direnişi tüm hızıyla sürüyor... Daha bu hafta sonu bile Taksim Meydanı, İstiklal Caddesi ve Hatay sokakları cehenneme döndü.

Esnaf görünümlü ve eli sopalı AKP yandaşları, polis koruması altında direnişçilere saldırdı; TOMA’lar yine kimyasallı su sıktı, gencecik insanlar yine biber gazı kapsülüyle yaralandı.

Yani; Gezi Direnişi rüzgârı, 48 gündür hiç dinmedi.

Ancak yayıncılık dünyası (rekabet yüzünden olsa gerek), bu büyük halk ve gençlik hareketinin güncesini yayınlamak için sürecin tamamlanmasını bile bekleyemedi.

Başka bir deyişle, “Gezi Ruhu”yla yarışa girdi!

Sonraki aylarda belki de binlerce adete ulaşacak “Gezi Direnişi” kitaplarının ilki, Prof. Dr. Emre Kongar ve Aykut Küçükkaya işbirliğiyle kaleme alındı.

Sonuç:

Gezi Ruhu’yla yarışılmaz; yarışmaya kalkan yenilir!

Maçın ilk yarısı!

Bu kitap iki bölümden oluşuyor.

Emre Kongar’ın kaleme aldığı birinci bölümde Gezi Direnişi ile ilgili yorumlardan ve köşe yazılarından yola çıkılarak genel bir değerlendirme yapılıyor.

Emre Kongar’ın bu bölümü yazdığı günlerde henüz ölümlerin ve tutuklamaların çoğu yaşanmamış, Mısır’daki darbe yapılmamış, TMMOB’nin yetkileri kısıtlanmamış, semt parklarında toplantılar başlamamış ve Taksim Dayanışması’ndan 50’ye yakın temsilci gözaltına alınmamıştı...

O yüzden kitaptaki yorumların önemli bir bölümü ne yazık ki gelişen olayların gerisinde kalmış!

Derdimi doğru anlatabilmek için bir de örnek vereyim:

Kongar Hoca’nın yazdığı bu bölüm, önemli bir maçın ilk yarısını seyredip, ikinci yarıyı beklemeden yorumunu döşenen futbol yazarlarının makalelerine benziyor...

Emre Hoca’yı kırdıysam özür dilerim ama ben onun gibi önemli bir toplum bilimciden, sürecin tamamını büyük bir sabırla ve soğukkanlılıkla gözlemlemesini ve bütünü üzerinde bilimsel bir analiz yapmasını beklerdim.

Oysa o, “yayıncılar arasındaki pazar kapma yarışı”nın etkisiyle olsa gerek, bu çok ciddi işi oldu-bittiye getirmiş...

Biraz ondan, biraz bundan “alarak”, “kitap kotarmış!”

Sonuçta da ortaya benim okuduğum “en zayıf Emre Kongar kitabı” çıkmış!

Üçte iki günce!

Aykut Küçükkaya tarafından kaleme alınan ikinci bölüm de ilk bölümden farklı değil:

“Gezi Güncesi” isimli bu bölümde 27 Mayıs-25 Haziran 2013 arasında yaşanan olaylar kronolojik bir sıralamayla tek tek hatırlatılıyor:

Ne olmuş, kim ne demiş, kim ölmüş, kim yaralanmış, kim saçmalamış; hepsini bulmak mümkün...

İyi de; bu 30 gün, tek başına hiçbir anlam taşımıyor ki...

Eğer siz, hâlâ devam eden çok önemli bir halk ve gençlik hareketini anlatma ve yansıtma iddiasıyla yola çıktıysanız, bunu eksiksiz yapmak zorundasınız.

Yok, “Ben ilk 30 günü anlatacağım, gerisi beni ilgilendirmiyor” diyorsanız; o zaman da yazdığınız kitabın anlamı kalmaz.

Çünkü otuzuncu gündeki ölü, yaralı, tutuklu, gözaltı ve maddi hasar rakamlarıyla bugünküler bile büyük farklılık gösteriyor.

Kısacası; gazetecilikte de bilimde de “çalışkanlık” iyi bir özelliktir ama...

Her ikisinde de aceleciliğe ve telaşa yer yoktur.

GEZİ DİRENİŞİ*****

(Türkiye’yi Sarsan Otuz Gün)

Türü: Güncel

Yazan: Emre Kongar-Aykut Küçükkaya

Yayımcı: Cumhuriyet Kitapları

Baskı tarihi: Temmuz 2013

Sayfa sayısı: 193

Fiyatı: 15 lira

İnternet fiyatı: İdefix 11.55, D&R 10.99 lira

Kişisel not: Prof. Dr. Emre Kongar’ı birlikte katıldığımız toplantılardan ve imza günlerinden tanıyorum ve herkes gibi ben de kendisine çok saygı duyuyorum.


Gündemdeki polise dair bazı ipuçları...

Polis teşkilatı, Gezi Direnişi ile birlikte en çok eleştirdiğimiz kurumların başında geliyor.

Orantısız güç kullanımı, gereksiz ve aşırı şiddet, kanunsuz emre itaat, elinde taş bile olmayan göstericilerin üç metre mesafeden vurularak komaya sokulması hatta öldürülmesi; polisin imajını iyice bozdu.

İyi de Türk polisi kimdir, nerede, nasıl yetişir; hangi koşulda çalışır, hayattan ne bekler?

Bu soruların yanıtını merak ediyorsanız, hâlâ bu teşkilatta çalışan ve “ne İsa’ya ne de Musa’ya yaranma derdinde olmadığını” söyleyen bir polisin kaleminden çıkan bu kitabı okumalısınız.

Evet; bazı bölümler fazlasıyla “teknik” ancak yine de “Türk polisini tanımak” için önemli bir başvuru kaynağı olmaya aday bir kitap, İsalar, Musalar ve Polisler!

İSALAR, MUSALAR VE POLİSLER *****

(Türk polisliğine dair yeni düşünceler)

Türü: Araştırma

Yazan: Abdullah Mollaoğlu

Yayımcı: Ötüken

Baskı tarihi: Haziran 2013

Sayfa sayısı: 194

Fiyatı: Kitapçılarda bulamazsınız. Ötüken Neşriyat’ın 0212-251 03 50 numaralı telefonunu arayıp ödemeli olarak isteyebilirsiniz.

Kişisel not: Yazarı tanımıyorum. Kitabı, imzalı olarak kendisi gönderdi.

Mustafa Mutlu - Vatan

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları