loading
close
Dolar: TL
Euro: TL
Sterlin: TL
SON DAKİKALAR

Gündem belirleme gayreti ve vicdan

Mustafa Mutlu
Tarih: 06.01.2013

Mustafa Mutlu yazıyor; ''Derin bir nefes alın''...

Başbakan bir süre önce, övünmekte sakınca görmediği “tek gündem belirleyici” olma özelliğini kullanarak, kürtajın yasaklanmasını, sezaryenle yapılan doğumların sayısının düşürülmesini tartışmaya açmıştı!

Kadın örgütleri de haklı olarak, “Bunlar tamamen biz kadınların vereceği kararlar. Kimse burnunu sokmaya kalkışmasın” diye karşılık verdi...

Ancak mesaj ilgili makamlara gitti; kürtaja ciddi bir sınırlama getirildi.

Sezaryen konusunda ise devlet hastanelerinin kadın doğumcuları uyarıldı:

“Kadınları normal doğuma teşvik edin, mecbur kalmadıkça bebekleri sezaryenle almayın... Çünkü bu çok masraflı bir işlem ve devlet olarak sezaryene bu kadar para ödemek istemiyoruz...”

***


Derin bir nefes alın...

Çünkü şimdi, dünkü gazetelerde yer alan ve benim tüm günümü sersem gibi geçirmeme neden olan bir haberi aynen aktaracağım...

Bu tatil gününde vereceğim rahatsızlık için peşinen özür dilerim... Dilerseniz, okumaktan tam da burada vazgeçin:

***


“Yalçın Yorulmaz, hamile eşi Özlem Yorulmaz’ı 25 Aralık’ta doğum için İskenderun Devlet Hastanesi’ne götürdü.

Doktor E.D.Ö, her şeyin normal olduğunu ve ertesi gün gelmelerini söyledi.

Sancılanan eşini ertesi gün yeniden hastaneye götüren Yorulmaz, yeniden Dr. E.D.Ö’ye başvurdu.

Bebeğin anne karnında öldüğü tespit edilince doktor, bebeğin yapay sancı verilerek normal doğumla alınmasına karar verdi.

Ancak normal doğum sırasında bebeğin kafası kopunca, bu kez bebek sezaryenle alındı.

Yorulmaz ailesi hem bebeklerini kaybetmelerinin hem de doğum sırasında bebeğin başının kopmasının çifte travmasını yaşadı.

Aile, hastane ve doktorlar hakkında suç duyurusunda bulundu.”

***


Şimdi vicdanlarınıza soruyorum:

Dr. E.D.Ö‘nün ilk gün, “doğumu sezaryenle yapmama” kararı vermesinde, acaba siyasetçilerin sezaryen konusundaki baskılarının rolü var mı?

Ve Dr. E.D.Ö yine aynı baskının etkisiyle, öldüğünü tespit ettiği bebeği normal doğumla mı almaya kalkıştı?

Sonuçta yukarıdaki haberin anlattığı dehşet, bu genç çiftin başına bu yüzden mi geldi?

***


Evet, birileri gündem değiştirme konusunda oldukça mahir olabilir!

Ama keşke bunu yaparken kimlerin hayatlarıyla nasıl oynadıklarını düşünme zahmetine de katlanabilseler!

*****


HAYIIIR!

Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer, Adana‘daki özel Ekin Fen Okulları‘nı ziyaret etmiş ve öğrencilere, “Okullarda kıyafetin serbest bırakılması güzel oldu mu?” diye sormuş...

Öğrenciler bir ağızdan yanıt vermiş:

“Hayıııırrr!”

Bakan, bu cevap karşısında şaşırıp kalmış... Sonra da konuyu kapatmış!

Eeee; ne olacak şimdi?

Bakansan ve öğrencilerin görüşü senin için önemliyse gereğini yaparsın!

Değilse ve bildiğini okuyacaksan neden bu soruyu soruyorsun?

****


GÜNÜN SORUSU

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, İmralı‘yla yapılan görüşmeler konusunda, “Biz Adalet ve Kalkınma Partisi’ne yeni bir kredi açıyoruz, çözün sorunu” demiş... Sorum kendisine:

AKP’ye açtığınız o kredinin büyük bir toplumsal sorun yaratması durumunda, kendi seçmenizin size açtığı krediyi tamamen tüketmiş olacağınızın farkında mısınız?

*****


136 bin 115 öğrenci...

Aylarca 4+4+4 sisteminin çok sayıda çocuğu okulsuz bırakacağını yazıp durduk; kulak asan olmadı.

Yasa yürürlüğe girdi... Sonuç ne oldu biliyor musunuz?

Sadece bu eğitim öğretim yılının ilk döneminde 136 bin 115 öğrencinin kaydı okullarından alındı... Bu çocuklar şimdi sözüm ona, “açık lise” öğrencisi...

Tutucu babalara gün doğdu ve orta üçe gitmesi gereken kızlar eve kapatıldı, çeyiz hazırlıyor!

Erkek çocuklar, çırak oldu!

Bu; sadece birkaç aylık fatura... Önümüzdeki yıllarda bu sayının milyonlara ulaşması bekleniyor.

Okulu sadece “öğretim”den ibaret sayan kafalar için sorun yok elbette:

“Canım okumak isteyen çocuk, açık lisede de okur...”

Peki; işin çok daha önemli yanı olan “eğitim” ne olacak?

Bu çocuklar kendileri gibi olmayan, düşünmeyen başka çocuklarla bir arada yaşamayı, paylaşmayı, yardımlaşmayı, konuşmayı nerede öğrenecek?

Amaç, 4+4+4‘le “dindar ve kindar” bir nesil yetiştirmekti!

Ne yazık ki bu amaca karşı ortak bir isyan bayrağı açılamadı ve birileri hedeflerine doğru kararlı adımlarla yürümeye başladı!

Umarım yanılırım ama korkarım ki; bu “eğitimsiz neslin”, günün birinde nasıl bir saatli bombaya dönüştüğünü de yaşayıp görmek zorunda kalacağız...

Vatan

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları