Tarih:
06.06.2012
Hasan Cemal de muhalif oldu!
Başbakan ve arkadaşları hiçbir zaman değişmediler ki dönsünler...
Dünkü “Günaydın” başlıklı yazımda, Atatürk ilke ve devrimlerini savunduğumuz için bize yıllardır “laik yobaz” etiketi yapıştıran “yetmez ama evet”çi kesimden bir üniversite hocasından söz etmiştim.Boğaziçi Üniversitesi Öğretim Üyesi ve Sosyoloji Profesörü Faruk Birtek, arkadaşımız Mine Şenocaklı‘ya verdiği röportajda nihayet, “Türkiye bugün muhafazakâr bir İslâmi devrim yaşıyor” diyordu.
Dün bu kervana, Başbakan‘ın “Hasan Abi”si, yazar Hasan Cemal de katıldı!
İktidarın “demokratikleşme” adı altında yaptıklarına yıllardır “ayakta alkış tutan” Hasan Cemal de ağız değiştirdi.
Meğer bu arkadaşların kalemlerinin “muhalif mürekkebi” de varmış ama saklarlarmış!
İsteyince pekâlâ “gazeteci” gibi yazabilirlermiş!
İşte; Hasan Cemal‘in dünkü yazısından bir bölüm:
***
“Sayın Başbakan; ne bu şiddet, bu celal?..
Sizden farklı düşünenlere hoşgörünüz yok.
Sizin gibi düşünmeyenlere tahammülünüz kalmamış.
Sizin gibi düşünmeyenlerin sesini kısmanın peşindesiniz. Bunun kırmızı sinyalleri yanıp sönüyor.
Sayın Başbakan; bir diliniz, öylesine bir üslubunuz var ki... İtici, otoriter.
Bir devlet dili bu. Ya da devletlu bir dil.
Eskiden böyle değildi.
Kim bilir, belki de aslınıza dönüyorsunuz; genlerinizde zaten mevcut milliyetçilik ve muhafazakârlık, demokrasi ve özgür düşünceyi arka plana itiyor.”
***
Eleştirinin sertliğine bakar mısınız?
Hani; güncel örnekler vermese; “Acaba Hasan Cemal, yanlışlıkla 30 yıl önce Cumhuriyet’te yazdığı bir yazısını mı koydu köşesine” diye düşüneceğim!
Fakat, abimiz kurnaz ya... Öyle bir döşenmiş ki; sanki (bilmem kaçıncı kez) değişen kendisi değil de Başbakan...
Yani Başbakan, Hasan Cemal‘in desteklediği dönemde “demokrat”mış da; abimiz o yüzden desteklemiş!
***
Hayır Hasan Cemal...
Başbakan hiçbir zaman değişmedi. Otuz yıl önceki “İstanbul İl Başkanı” neyse; bugünkü Başbakan o...
Onun dünya görüşü, inançları; her türlü değişime kapalı çünkü!
Değişen sensin ve senin gibi “yetmez ama evet”çiler...
Başbakan; hep aynı şiddet ve celal içindeydi ama sizin gözünüzde pembe gösteren yandaş gözlükleri vardı; görmediniz!
Onun dilinin kemiği hiçbir zaman olmadı; sizi hedef almadığı için duymadınız!
Kendisinden farklı düşünenlere asla hoşgörü göstermedi; tahammül etmedi. Onların sesini tam on yıldır kısmaya uğraşıyor. Aldırış etmediniz!
Senin bugün “kırmızı sinyalleri yanıp sönüyor” dediğin şey alarm falan değil Hasan Cemal; alarm on yıl önce çaldı... Bugün gördüğün; yangının ta kendisi!
Hani neden içeri atıldıklarını bir kez bile sorgulamadığın Mustafa Balbay‘ı, Tuncay Özkan‘ı, Soner Yalçın‘ı, Doğu Perinçek‘i, Mehmet Haberal‘ı, eski Genelkurmay Başkanı başta olmak üzere yüzlerce askeri, aydını, yazarı, siyasetçiyi, bilim adamını, sivil toplum örgütü yöneticilerini... Sonuçta irticaya ve bölünmeye karşı çıkan herkesi yakan, kavuran bir yangın bu!
Ve ne yazıktır ki; bu kadar “sert” bir yazıda bile ya hâlâ gerçekleri görmüyorsun ya da eski “yandaş” tavrını masum göstermek için cambazlık yapıyorsun!
Başbakan‘ın tavrı her zaman itici ve otoriterdi Hasan Cemal... Ama bu, senin göstermek istediğin gibi “devlet dili” falan değil; bizzat “tek adam” diliydi.
***
Gelelim; “asla dönme” meselesine...
Dedim ya; Başbakan ve arkadaşları hiçbir zaman değişmediler ki dönsünler...
Değişen, yağdanlığa dönen, gücün etrafına sinek gibi öbekleşen, kolkola girip resim çektiren, destek veren, “yetmez ama evet” diyen, yandaş televizyonlarda bolca paralar karşılığı methiyeler düzen sizdiniz...
Şimdi dönen yine sizsiniz!
Ve sanıyorsunuz ki; bu dönüşünüz, geçmiş günahlarınızı aklayıp, paklayacak.
Yok öyle üç kuruşa beş köfte; Hasan Cemal.
Önce on yılın hesabını vereceksiniz.
“Aydın ihaneti”nin bedelini ödeyeceksiniz.
Affeder miyiz; işte o, bizim bileceğimiz iş!
*****
Günün sorusu
Dün yazmıştım; Deniz Feneri davasının sanıklarından Zahid Akman, Kanal 7 Televizyonu‘nun Genel Yayın Yönetmenliği görevine getirildi. Okurlarımızdan Kadir Orman soruyor:
Zahid Akman, artık yandaş bir kanalın Genel Yayın Yönetmeni olduğuna göre Basbakan’ın uçağına da davet edilecek... Eğer iddia ettiği gibi hakkında Almanya’da tutuklama kararı yoksa; bu ülkeye de gidecek mi?
ÜYE YORUMLARI
Yorum YapFacebook Yorumları