Herkes sussun!

Tarih: 25.07.2015

Mustafa Mutlu; Suçlamayı, hakareti, küfrü bırakalım.Öfkemizin soğumasını bekleyelim.Sadece düşünelim

Suruç’ta katledilen 32 gencin ardından herkes birbirini suçluyor. Herkes birbirine “ırkçı” diyor.
Herkes, kendisi gibi düşünmeyeni “katil” ilan ediyor.
Herkes ABD’nin adamı…
Herkes satılmış…
Herkes provokatör!
Aslında bu garip hava da gösteriyor ki…
Hiçbirimiz masum değiliz!
Hepimiz öyle ya da böyle…
Suçluyuz!

***
Suruç’tan sonraki tepkiler hayli düşündürücü:
Düşünen, sorgulayan, anlamaya çalışan yok!
Çünkü herkes kalemi kırmış, herkesin kesinleşmiş bir kararı var…
Hakaretler, küfürler, tehditler gırla gidiyor!
Soru sormak; şu dönemde, katledilme nedeni…

***
Sözü uzatmaya gerek yok dostlar; şim-di yapmamız gereken tek şey sakinleşmek…
Yoksa birbirimize çok fazla zarar vereceğiz ve bir süre sonra bundan pişman olacağız.
Susalım…
Suçlamayı, hakareti, küfrü bırakalım.
Öfkemizin soğumasını bekleyelim.
Sadece düşünelim:

***
Üç yıldır kan gölüne dönen…
Çocukların, kadınların çoktan terk ettiği…
Savaşanlardan ve onlara hizmet edenlerden başka kimsenin kalmadığı…
Yurt dışındaki bir kasabaya…
Kim…
Neden…
“Oyuncak” gibi, “kitap” gibi, “kütüphane” gibi, “sağlık” gibi duygusal motifleri istismar ederek...
Hayatında bırakın eline silah almayı, belki silah bile görmemiş masum insanları götürmek için kampanya düzenledi?
Amaç neydi?

***
İster HDP’li olun, ister MHP’li...
İster cahil olun, ister alim...
Susun ve bu sorunun yanıtını bulun sadece...
CUİ BONO? (*)
Sevgili büyüğüm Av. Celal Ülgen’den öğrendim:
Yukarıdaki Latince sorunun Türkçesi, “Kimin yararına?”
Cicero’nun bir hukukçu olarak ününün yayılmasına neden olan sorudur bu…
Ceza hukukunda faili meçhul olaylarda, faile ulaşmak için sorulur…

***
Suruç’taki patlamayı düşünün ve sorun:
Cui bono?
Kime yarıyor bu katliam?
TC’ye mi?
IŞİD’e mi?
PKK’ya mı?

***
Olayı soruşturan cumhuriyet savcılarına hatırlatılır.

GÜNÜN SORUSU

Soru, “Acımıza her gün yeni acılar ekleniyor. Soluksuz kaldık. Ölüyoruz. Gençlerimiz, ormanlarımız, haysiyetimiz, en önemlisi vatanımız kahpece yok ediliyor. Demokrasi hiçbir yerde bu kadar aşağılık amaçlara alet edilmemişti” diyen Esin Okçu isimli okurumuzdan:

Bu hükümeti neden hâlâ besliyoruz? Bu kadar mı sahipsiz kaldık?

Rauf Denktaş’a vefa…

Bizdeki sefillerin âdetidir: Kahramanları önce sıradanlaştırırlar, sonra karalarlar, en sonra da unuttururlar!
Tıpkı Kıbrıs mücahidi ve Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş’a yapmaya çalıştıkları gibi…
Ama Allah’tan bu ülkede sadece Cumhuriyet ve bağımsızlık karşıtı sefiller yok; çok şükür ki kadirşinas siyasetçiler de hâlâ işbaşında…

Bunlardan biri de Kartal Belediye Başkanı Op. Dr. Altınok Öz…
Kıbrıs’ta ve Türkiye’de yaygın destek bulmaya başlayan “teslimiyetçilere” inat, Rauf Denktaş’a Türk halkının vefasını göstermek için elinden geleni ardına koymuyor.

Geçen yıl Kasım ayında yaptırdığı heykeli KKTC Ercan Hava Limanı kavşağına diktirmişti; dün de başka bir Denktaş heykelini Kartal’daki Uğur Mumcu Mahallesi’nde açtı…
Açılışa Rauf Denktaş’ın eşi Aydın Denktaş, kızları ve KKTC’den gelen bir heyet de katıldı.

***
Keşke partisinin Genel Başkanı da bu açılışa mesaj ve çelenk göndermek yerine bizzat katılsaydı da; “Rauf Denktaş’a vefa” duygusunu CHP’nin geneline yayabilseydi.

SÖZ SİZDE! (156+77!)

“Abdullah Bey'e soru sorma işi”ni birlikte yerine getiriyoruz. Bugün sıra Nihat Demirbaş’ta… Siz de bu konudaki sorularınızın bu sütunlarda yayınlanmasını istiyorsanız mustafa0mutlu@gmail.com'a yazınız:

***

“Abdullah Gül…
Aslında soru gayet basit!
Namus ve şerefiniz üzerine yemin ederek oturduğunuz ve bugün dahi kaymağını yediğiniz Cumhurbaşkanlığı göreviniz süresince tarafsızlık ilkesini korudunuz mu?
Bunca zamandır size sorulan sorulara yanıt verememeniz acaba bu konu ile ilintili olabilir mi?
Ve son sorum, siz de benim inandığım ve umduğum ve hatta bildiğim gibi er ya da geç, tüm bunların hesabını vereceğinizi biliyor musunuz?”

GÜNÜN İSYANI

İsyanım Suruç katliamını protesto etmek için Küçükçekmece’de toplanan gruba müdahale ederken, olay yerinden annesiyle birlikte geçmekte olan 7 yaşındaki Mustafa G. D. isimli çocuğu, gaz kapsülüyle başından ve ayağından vurarak komaya sokan İstanbul polisine:

14 yaşında vurduğunuz Berkin fazla mı büyük geldi ki şimdi kendinize 7 yaşında yeni bir kurban buldunuz?

Mustafa Mutlu - Aydınlık

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları