Tarih:
31.03.2012
İşte İleri Demokrasinin İleri Hukuku
İşi gereği telefonda konuştuğu bir kişinin PKK üyesi çıkması üzerine KCK operasyonu kapsamında tutuklanan muhabirimiz Çağdaş Ulus‘un başına gelenleri biliyorsunuz...
İşi gereği telefonda konuştuğu bir kişinin PKK üyesi çıkması üzerine KCK operasyonu kapsamında tutuklanan muhabirimiz Çağdaş Ulus‘un başına gelenleri biliyorsunuz...En son, tutulmakta olduğu Maltepe 1 No’lu L Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu’nda, bir gardiyan tarafından “gardiyanlar tuvaleti”ni temizlemeye zorlanmıştı.
Kartal Cumhuriyet Başsavcılığı da bu olayla ilgili bir soruşturma başlatmıştı.
İşte; Maltepe Ceza İnfaz Kurumu Müdürü Recep Güven, bu soruşturma kapsamında savcılığa bir bilgi notu göndermiş...
Ama bilgi notu değil de adeta, Çağdaş hakkındaki kesinleşmiş hüküm...
Mektupta aynen şunlar yazıyor:
“Adı geçen tutuklunun her ne kadar örgütten ayrıldığına dair beyanları olsa da kuruma geldiğinden bu yana ‘örgüt elemanı tavrı’ ile kurumumuzda kalmaktadır...”
***
Konu ne?
Cezaevi personelinin Çağdaş’a yaptığı psikolojik işkence...
Cezaevi Müdürü ne diyor?
“O zaten terörist!”
Olayın daha da ilginç tarafı, Kartal Cumhuriyet Başsavcılığı, Müdür Bey’in bu bilgi notundan etkilenmiş olmalı ki “kamu davası için yeterli şüphe oluşturacak delil elde edilemediği gerekçesiyle” Çağdaş’a tuvalet temizletmeye kalkışan personel hakkında takipsizlik kararı verdi...
***
Çağdaş, henüz tam olarak neyle suçlandığını bile bilmiyor ama Müdür Bey, hem savcı olup iddiada bulunuyor, hem yargıç olup kalem kırıyor...
Sorularım kendisine:
Yasalara göre, hakkındaki iddialar mahkeme kararıyla kesinleşinceye kadar, tüm tutuklular gibi Çağdaş da “masum...”
Ayrıca onun “örgütten ayrıldığına dair” bir beyanı, asla olmadı!
Çünkü böyle örgüt üyeliği suçlamasını hiçbir zaman kabul etmedi.
Bunu nereden uydurduğunuzu bilmiyorum ama özellikle bu ifadeyi kullanarak, Çağdaş’ı baştan mahkûm ettiğinizi görüyorum!
Elinizde Çağdaş’ın “eskiden de olsa” terör örgütüne üye olduğunu gösteren tek belge ya da ifade var mı?
Yoksa göreviniz gereği, hakkını ve hukukunu korumak zorunda olduğunuz bir tutukluya, sırf kendi personelinizi aklamak için böylesine büyük bir çamuru nasıl atabiliyorsunuz?
Ve... Çağdaş, “Örgüt elemanı tavrı ile kurumumuzda kalmaktadır” suçlamasını hak edecek ne yaptı?
Slogan mı attı?
PKK bayrağı mı açtı?
Koğuşunun duvarına Apo posteri mi astı?
Evet; boyundan uzun işlere meraklı olduğu anlaşılan Müdür Bey:
Bu suçlamanızın nedenini anlatın bize... İddialarınızı kanıtlayın...
Çağdaş’ın genç ve başarılı avukatı Hüseyin Ersöz, size bu olanağı vermek için hakkınızda “yargılamayı etkilemek ve iftira atmak”tan dava açmaya hazırlanıyor.
Bunu iyi değerlendirin!
Bir de kişisel not:
Koruması altındaki insanlara böylesine rahat çamur atabilen bir cezaevi müdürünün suratının nasıl olduğunu çok merak ediyorum.
Sırf bu yüzden, yargılanacağınız o davalara ben de koşa koşa geleceğim.
*****
VE TÜRBAN ORTAOKULDA!
Meclis Genel Kurulu, “Kuran-ı Kerim ve Peygamber’in hayatı”nı AKP’li ve MHP’li milletvekillerinin oylarıyla ortaokulda ve lisede seçmeli ders yaptı.
“Canım, isteyen gider, istemeyen gitmez” diyorsanız; bu düzenlemenin gözden kaçırdığınız “ayrıntı”sını söyleyeyim:
Bu karar uygulamaya girdiğinde, türban da bütün ortaokul ve liselere otomatik olarak girmiş olacak...
Çünkü kız çocukları, Kur’an dersine girerken haklı olarak kapanacak... Doğal olarak o örtü, diğer derslerde de başlarında da kalacak...
Tartışmıyorum; sadece durumu anlatıyorum.
Vatana millete hayırlı olsun!
Şimdi sıra “kamusal alan”da...
Bakalım ona nasıl bir kılıf bulacaklar?
*****
Günün Sorusu
Bir kız öğrenci, Okan Üniversitesi’nde düzenlenen panele katılan Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar’a ayakkabısını fırlatmış... Bayraktar, “Ayakkabının öteki tekini de at da birine hediye edelim” diye şaka yapmış... Ama bu şakaya kendisi ve birkaç yağcısı dışında kimse gülmemiş... Sorum kendisine:
Bu tür “pişkin” tavırlar yerine, protestocuları anlamaya çalıştığınız gün, daha sempatik görüneceğinizi hiç düşündünüz mü?
****
Vekillere hatıram olsun!
Bu ayın başında, Türkiye’nin en lüks ve ucuz lokantası olan, “Meclis Lokantası”ndaki yemek fiyatlarını yazmıştım...
Çorbalar 50 kuruş, etli yemekler 2-4 lira, sebze yemekleri 1-1,5 liraydı...
Vatandaşın 1 liraya ancak simit alabileceği bir dönemde, milletvekillerinin sizin bizim kesemizden her gün onar on beşer misafir ağırlamalarını eleştirmiştim. Meclis Başkanlığı yazımdan sonra yağan tepkilerden rahatsızlık duymuş olmalı ki çorbalara 50 kuruş, etli yemeklere de 1 lira zam yaptı...
Hani Volkan Konak, her şarkısından sonra “Hatıram olsun” diyor ya...
Bu da benden vekillere, hatıra olsun!
Olsun da... Sonuç değişti mi?
Hayır! Meclis Lokantası; hâlâ millet kesesinden finanse edilen, Türkiye’nin en lüks ama en ucuz lokantası olma özelliğini açık arayla koruyor...
***
Dün bir milletvekili arkadaşım aradı ve “Senin yüzünden aç kalacağız” diye espri yaptı.
Yazıyı ona verdiğim yanıtla bitireyim:
“Allah doyursun!
ÜYE YORUMLARI
Yorum YapFacebook Yorumları