loading
close
SON DAKİKALAR

Kabataş yalanının belgesi!

Mustafa Mutlu
Tarih: 13.03.2015

Mustafa Mutlu; Ben Erdoğan’ın yerinde olsam, Sabah’ı kapatırdım...

Seçim yaklaştı ya; saf vatandaşları kandırıp oylarını toplamak isteyenler bir kez daha “Kabataş Yalanı”na sığındı.

Önce 13 yandaş yazar, bu konuyu aynı gün, aynı başlıkla kaleme aldı...
Bir gün sonra da Cumhurbaşkanı doğruluğu kanıtlanamayan iddialar üzerinden Gezi direnişçilerine saldırdı.
Dün ise yandaş medyanın amiral gemisi Sabah Gazetesi devreye girdi. Gazete, “Karartılmak istenen gerçeği açıklıyoruz: Kabataş saldırısı 52 saniyede oldu” başlığıyla çıktı ve gördüğünüz bu fotoğrafı yayınladı.
Fotoğraf; bir dakika arayla çekilmiş iki ayrı karenin, Sabah’ın grafik uzmanları tarafından tek karede toplanmış halinden oluşuyor.

***
Şimdi, Gezi Direnişi’nin sürdüğü 2013’ün Haziran ayına gidelim:
İddiayı ilk dile getiren Başbakan Erdoğan’dı... Grup toplantısında, Gezi eylemcilerinin, başörtülü bir bacısını Kabataş’ta hem de çocuğuyla birlikte yerlerde sürükleyip üzerine idrarlarını yaptıklarını söyledi.
Sonra Star Gazetesi’nin “acar” yazarı Elif Çakır, bu kadını buldu ve 13 Haziran tarihli Star’da melodram kokan bir röportaja imza attı...
Adı geçen kadın, AKP’li Bahçelievler Belediye Başkanı’nın gelini Z.D.’ydi. İddiaları gerçekten korkunçtu. Özetle şunları söylüyordu:

***
“Arkadaşlarımla gittiğim Adalar’dan dönmüş, pusetteki bebeğimle birlikte Kabataş Otobüs Durağı’nda eşimin gelmesini bekliyordum.
Bir anda, ‘Bakın Tayyip’in .....u burada... Gelin onu ..m’ diyen sesler duydum. Ne olduğunu anlayamadığım bir anda üzerleri çıplak, elleri deri eldivenli, başlarında tuhaf bantlı 70-100 kadar adamın ortasında kaldım. Bebek arabam elimden gitti. Bir kadın, ‘Ne geldiyse bu ülkenin başına bunların başörtüsü yüzünden geldi, vurun şuna’ deyince, bir adam arkamdan tekme tokat vurmaya başladı.
Bir amcaydı sanırım; müdahale etmeye çalıştı. Onu da öldüresiye dövdüler kızıyla birlikte. Sonra İnönü Stadı’na doğru uzaklaştılar. Tamamen kendimi kaybettim. Ne olduğunu hatırlamıyorum. Kendime geldiğimde üzerim idrar kokuyordu.
Yerimden kalktım, bebeğimi bulmaya çalıştım.”

***
Olayların üzerinden 21 ay geçti...
Binlerce polis, yüzlerce kamera kaydını saniye saniye taradı...
Çevredeki esnafla, seyyar satıcılarla gö-rüştü...
Ancak ne polis, ne de Adli Tıp olayın doğruluğunu kanıtlayacak bir sonuca ulaşabildi.
Hatta, “Ben o görüntüleri izledim” diyen sözüm ona gazeteci İsmet Berkan bile yalan söylediğini belirterek özür diledi...
Ama... Başlangıçta da söylediğim gibi konu “saf halkın dini duygularını sömürmeye elverişli” ya... Beyefendiler vazgeçmiyorlar yalanlarından...

***
Sabah’ın dün “belge” diye yayınladığı bu fotoğraf ise; “yalan”ın en büyük kanıtı...
Eğer bu fotoğraf doğruysa...
Bir: Gruptakiler Z.D’nin iddia ettiği gibi 70-100 değil, en fazla 25 kişi...
İki: Fotoğraftan grubun geldiğini ve bebek arabasıyla bekleyen Z.D’yi geçip gittiklerini görüyoruz. Görüldüğü gibi bebek arabası elinden gitmiş falan değil...
Üç: Çevrede duruma itiraz eden, sonra da kızıyla birlikte dayak yiyen amca falan da göremiyoruz...
Dört: Gruptakilerin hiçbirinin üzeri çıplak değil...
Beş: Aralarında kadın yok...
Altı: Daha da önemlisi... Z.D’nin “Dayak yedim” dediği sırada tam önünden yaklaşık 100 kişilik bir polis grubu Karaköy istikametinden Dolmabahçe’ye doğru “uygun adım marş” yapıyor... Yani; kendi fotoğraflarına göre, bu olay en az 100 kişilik polis ordusunun önünde yaşanmış oluyor ki, polisin, bir kadının üzerine çullanan ve işeyen eylemci grubuna sessiz kaldığını söylemek, en azından Erdoğan’ın “kahraman” ilan ettiği polise haksızlık olur.
Yedi: Z.D. “Kendimi kaybettim” diyor ama sadece 52 saniye arayla çekilmiş bu iki fotoğraf, kendini kaybettiyse bile bir dakikada normale döndüğünü kanıtlıyor!

***
Kısacası sevgili okurlar; yandaş medyanın amiral gemisi Sabah sayesinde artık en aptalımızın bile bu Kabataş iddiasının yalan olduğundan kuşkusu kalmadı.
Ben Erdoğan’ın yerinde olsam, Sabah’ı kapatırdım...
Baksanıza... Kırk yıllık muhalif olarak bizim yapamadığımızı Sabah yaptı; Kabataş iddiasının “YALAN” olduğunu kanıtladı!

MÜSAİT!

Dünkü bazı gazetelere yansıyan haberlere göre Türk Dil Kurumu’nun Büyük Türkçe Sözlüğü’nde “müsait” sözcüğünün karşısında aynen şunlar yazıyor:
“Uygun, elverişli... Flört etmeye hazır olan, kolayca flört edebilen (kadın)...”
Güncel Sözlük’te ise ‘kötü kadın’ kelimesi için ‘orospu’ ifadesi kullanılırken, ‘kötü adam’ kelimesi, “Filmlerde izleyiciye sevimsiz gelen kimse” olarak tanımlanmış... Yani en azından p...nk denmemiş!

***

Türk Dil Kurumu ‘nda çalışan sevgili kadınlar:
Aman kendinize dikkat edin; çünkü aranızda ciddi bir sapık var!

GÜNÜN SORUSU

Tokat’taki Halil Rıfat Paşa Ortaokulu’nda görev yapan Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi öğretmeni L.Y.İ., kız öğrencilere “Zaten başınızı örtmüyorsunuz, size tecavüz mubahtır” demiş... Sorum size:
Bu zihniyetin öğretmen olduğu bir ülkede, laiklikten söz edilebilir mi?

BIKTIK, USANDIK, YILDIK... (121)

Abdullah Gül ...
Seni ve Huber’i yazmaktan bıktım.
Yedi aylık işgal sırasında senin yüzünden yapılan zorunlu harcamaları ödeyip ödemediğini...
Ayazağa Kasrı’nı, adını taşıyan vakfa 49 yıllığına kimin tahsis ettiğini sormaktan bıktım...
Ben yazmaktan bıktım; okurlar okumaktan bıktı; sen Bayburt ketesi gibi dağılıp gittiğin halde, o Köşk’ü işgal etmekten de safı oynamaktan da bıkmadın!
Usandık, yıldık, illallah ettik Abdullah Bey...
Hiçbir şey olmamış gibi davranmandan bıktık...
Bak yasalar yüzünden kibarlığımı bile bozamıyorum; “lütfen” diyorum, git...
Biz göndermeden, git!.

GÜNÜN İSYANI

İstanbul İl Milli Eğitim Müdürlüğü, amacını “cihatçı şuuru yaymak” olarak açıklayan Şuurlu Öğretmenler Derneği’ne okullarda faaliyet izni vermiş... Bu dernek, 19. Eğitim Şurası’nda karma eğitime son verilmesini talep ederek gündeme gelmişti. İsyanım Milli Eğitim Bakanlığı’na:
Niye taksit taksit uğraşıyorsunuz kardeşim; okulları toptan Hizbullah’a versenize... Nasıl olsa gittiğiniz yol bu!

Mustafa Mutlu - Aydınlık

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları