loading
close
Dolar: TL
Euro: TL
Sterlin: TL
SON DAKİKALAR

Keşke o tweet’i Vali Bey değil, Başbakan atsaydı!

Mustafa Mutlu
Tarih: 10.06.2013

Mustafa Mutlu, ''Eğer yeni bir 'taktik' peşindeyse; hemen belirtmeliyim ki bu halk, bu saatten sonra bu tür numaraları yemez!''

İstanbul’daki polis şiddetinden “bir numaralı sorumlu kamu yöneticisi” olan Vali Hüseyin Avni Mutlu dün sabah 11.52’de Taksim’deki direnişçilere bir tweet atmış ve “Yaşanan olaylar içinde; zaman zaman görülen ferdi hata ve aşırılıklar özür dilemeyi gerektirir. Bir gönül için, bin özür dilerim. Saygılarımla” demiş...

Önceki gece ise başka bir tweet atmış:

“Hâlâ anlayamayıp soranlar var, ‘Müdahaleye hazırlık var mı, yok mu açık yaz’ diyorlar. Yok diyorum yok, anlaşıldı mı acaba? İyi geceler...”

Sonra yatmış ama uyku tutmamış; sabah beşte bir tweet göndermiş:

“İki saat yattım ama uyuyamadım. Sıcak yatakları yerine Gezi Parkı’nda yatan bu ülkenin gençlerine selam vermek için ayaktayım. Gençler, Gezi Parkı’nda kuş sesleri, ıhlamur kokusu ve arı vızıltısıyla huzurlu bir sabah varmış doğru mu? Aranızda olmak isterdim. Kendilerini sadece ‘özgür birey, partiler üstünde yurttaş, hiç kimsenin peşinde olmayan, kendi düşüncelerinin savunucusu’ olarak görenleri selamlıyorum. Gecikmiş selamlarlarımızı iletiyorum. Her türlü eleştiriye açık bir sohbeti Gezi Parkı’nın kendini sadece özgür birey, yurttaş olarak tanımlayan gençleriyle yapmak istiyorum.”

Samimiyse, istifa etmeli!

Başbakan’ın talimatları doğrultusunda günlerdir İstanbul’daki direnişi sadece bazı marjinal grupların yaptığını söyleyen Vali Bey’in bu sözlerinde ne kadar samimi olduğunu gerçekten kestiremiyorum.

Eğer yeni bir “taktik” peşindeyse; hemen belirtmeliyim ki bu halk, bu saatten sonra bu tür numaraları yemez!

Yok; samimiyse, polisin orantısız güç kullandığını ve masum vatandaşlara şiddet uyguladığını görmeye başladıysa, dilediği özrü bir erdem olarak görebiliriz.

Ama suç işleyen, kanunsuz emirlere uyan ve kanunsuz emir veren bir kamu görevlisinin işlediği suçlar, kuru bir “özür”le ortadan kalkmaz!

Taksim’deki gençler de bu konuda benim gibi düşünüyor. Dün yüz yüze konuştuğum çocukların tek şartı var:

“Vali Bey Gezi Parkı’ndaki kuş

sesleriyle, ıhlamur kokusuyla ve arı vızıltılarıyla dolu huzurlu bir sabahı bizimle paylaşmak istiyorsa, önce görevinden istifa etmeli... Ondan sonra gelsin, kendisini ağırlarız...”

Başbakan’a bir soru

Ben her şeye karşın Hüseyin Avni Mutlu’nun bu sözlerinde samimi olduğuna inanmak istiyorum:

Madem pişman ve madem “özür dileme” gereği duyuyor; o zaman hemen istifa etsin ve yargı önünde hesap versin!

Eğer bunu yapmazsa; kimse dilediği özrün “samimi” olduğuna inanmaz...

Bu arada bir çift söz de Başbakan’a:

Cumhurbaşkanı, yapılan eylemlerin masum olduğunu kabul etti...

Başbakan Yardımcınız Arınç ve İstanbul Valisi Mutlu aşırı şiddetten dolayı özür diledi.

Vali Mutlu’nun attığı o tweet’leri siz atsaydınız, Taksim Gezisi’ni betonlaştırmaktan vazgeçtiğinizi söyleseydiniz, halkı “terörist” diye suçlamaktan vazgeçseydiniz; daha iyi olmaz mıydı?

Ve son soru:

Otuz bin kişinin ölümüne neden olan terör örgütüyle, iktidar olarak pazarlık masasına oturdunuz da... Ülkenin ağacına sahip çıkan gençlerle konuşmak mı zorunuza gidiyor?

Ağır suçlama!

Başbakan, dün yaptığı konuşmalarda, Taksim direnişçilerine destek vermek için toplanan grubu kovalarken çukura düşüp ölen komiserin “teröristler tarafından öldürüldüğünü” söyledi.

İyi de bütün ülke, o komiserin ölümünden asıl sorumlu olanın, onu “demokratik bir hak arama eyleminde sahaya sürenler” olduğunu biliyor...

Bu durumda, Başbakan’ın direnişçileri “katil” ilan etme çabası,

sizce tutar mı?


GÜNÜN SORUSU

Başbakan, Kuzey Afrika gezisine çıkmadan önce iktidarları döneminde Türkiye’ye tam 3,5 milyar adet ağaç diktiklerini söylüyordu. Sonra bu sayıyı 2 milyar 800 milyona çekti. Aradaki fark üç beş değil, tam 700 milyon ağaç!

Çok merak ediyorum; bu 700 milyon ağaç bir haftada nereye gitti?


Egemen Bey, köpek demiş!

Avrupa Birliği Bakanı Egemen Bağış, Avrupa Komisyonu’nun Genişlemeden Sorumlu Üyesi Stephan Füle ile Twitter’daki tartışmasının ardından yandaş bir kanala konuşmuş ve Taksim direnişçilerini kastederek, “Köpekler istedi diye atlar ölmez” demiş...

Köpekleri severim; en azından kuyrukları sıkışınca asla hakaret etmezler!

Kendisine Şair Nef’i’nin o çok bilinen dörtlüğüyle yanıt vermek yeter sanırım:

“Tahir Efendi bana kelb (köpek) demiş...

İltifadı bu sözde zahirdir.

Mezhebim Malikidir zira...

İtikadımca kelb, tahirdir!”

Not!

‘Okuduklarım’ı sıcak gündem nedeniyle bu hafta da yayınlayamıyorum. Umarım her şey normalleşir de tekrar kitaplardan söz etmeye başlarız. (M. M.)

Mustafa Mutlu - Vatan

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları