Kıskandığım yazı!

Mustafa Mutlu; Sen değil miydin Erdoğan'ı eleştiren gazetecileri, siyasi parti liderlerini, askerleri 'darbeci' diye hapse atan?

Bazı yazılar vardır ki okuyunca, "Niye ben yazmadım?" diye kıskançlıktan kudururum. İşte, böyle bir yazı, hem de imzasız olarak dün Odatv'de yayınlandı. Aynen aktarıyorum:

***

"17 Aralık yolsuzluk ve rüşvet operasyonunun ardından Bolu'ya düz savcı olarak atanan Zekeriya Öz, sosyal paylaşım sitesi twitter hesabından çok tartışılacak bir tweet attı.

Savcı Öz, isim vermeden AKP'nin Cumhurbaşkanı adayı Recep Tayyip Erdoğan'ı ima ederek, sonunun idam edilen Irak'ın devrik lideri Saddam Hüseyin ve linç edilerek öldürülen Libya'nın eski lideri Kaddafi gibi olacağını öne sürdü.

'Kimse diktatörlüğe özenmesin. Sonu Saddam gibi, Kaddafi gibi olacaktır. Kim olursa olsun hukuksuzluğu benimseyen hesabını verecektir' diyen Öz, sözlerini şöyle sürdürdü:

'Zorbalıkla devlet yönetmeye kalkanların acı sonlarını bilmeyen yoktur. Demokrasi ve hukuk çağında tiranlığı savunanlar yalaka ve yobazlardır.'

İyi de Zekeriya Öz, bir dakika!..

Bu iş o kadar basit değil.

Sen değil miydin Erdoğan'ı eleştiren gazetecileri, siyasi parti liderlerini, askerleri 'darbeci' diye hapse atan?

Düne kadar o 'tiran' dediğin adamın kurduğu düzene karşı çıkan derneklere, vakıflara, partilere polis baskını yaptıran sen değil miydin?

Sen değil miydin kitapları toplatan, imha ettiren, insanları 'seçilmiş hükümete karşı kaos ortamı yaratmak' diye kanunlarda olmayan bir suçla tutuklatan?

Sen değil miydin bugün 'yobaz' dediğin hükümeti, irticacı gibi göstermeye çalışıyorlar diyerek Anıtkabir yürüyüşlerini, cumhuriyet mitinglerini yargılatan?

Ya şimdi?

'Türkiye'nin bağırsakları temizleniyor' diyorsunuz ya bu temizliğin peçetesinin kim olduğu ortaya çıktı!

Elinden makam arabası, koruması alınınca hükümete aslan kesilenlerin cesur hukuk adamları mı yoksa karanlık yapılanmaların maşası mı olduğu anlaşıldı!

Bu saatten sonra böyle tehditler yerine bu ülkeye güzel bir 'hizmet' yapabilirsiniz:

Sizi kimlerin kullandığını, nasıl ortaklık kurduğunuzu, kimlerden talimat aldığınızı anlatabilirsiniz.

Hadi bakalım..."

***

Nasıl?

Kıskanmakta haklıymışım değil mi?

RECEP!

Tükürmeyi, gaz çıkarmayı, göbeğini kaşımayı "sanat"olarak kakalayan Recep İvedik, (Cihangir çevrelerinde Şahan Gökbakar adıyla biliniyor) Başbakan'ın "vizyon toplantısı"na katıldığı için kendisini eleştirenlere, yandaş basının amiral gazetesinde yanıt vermiş:

"Gezi olaylarında da aklı selime davet ettiğim için, 'Bittin sen, filmlerini izlemeyeceğiz' diye tehdit etmişlerdi. Ama sonuç; 7,3 milyon izleyici ile gişe rekoru..."

Ah be Recep İvedik...

Biz sana, "Gişe rekoru kıramazsın" demiyoruz ki...

Hem, hakkını arayan vatandaşı öldürten, hapislere atan, özgürlükleri kısıtlayan bir partinin 20 milyon oy aldığı bir ülkede, senin 7,3 milyonluk"gişe"nin lafı bile olmaz!

Biz sana "Sanatçı olamazsın"diyoruz!

Çünkü sanatçı güçlüden değil iyiden, doğrudan ve haklıdan yanadır!

Sen ise sadece güçlü olduğun için adaşının yanındasın!

GÜNÜN SORUSU

PKK'lıların Türk bayrağını indirme eylemleri gittikçe yayılıyor. Son olay önceki gün Antalya'da meydana geldi. Cengiz Önkol adlı şahış, İstanbul'daki olayda olduğu gibi bacağından vurularak etkisiz hale getirildi. Sorum bakanlar kurulu üyelerine:

Bu alçakları vurduracağınıza, vatandaşlıktan çıkarmayı neden düşünmüyorsunuz?

BOĞAZ'A DÖRDÜNCÜ KÖPRÜ...

İstanbul'a dördüncü köprü geliyormuş! Büyükşehir Belediyesi, Bakırköy'den Söğütleçeşme'ye uzanacak yeni bir metro hattı yapmayı planlıyormuş... Boğaz geçişi için yapılacak köprünün projesi için de 20 Ağustos'ta ihaleye çıkılıyormuş... Yeni köprü, Boğaziçi Köprüsü ile Fatih Sultan Mehmet Köprüsü'nün arasına kondurulacakmış...

Ne diye tek tek köprülerle uğraşıyorsunuz beyler; Boğaz'ı tamamen doldurun, olsun bitsin... Hatta Boğaz yetmez, Marmara'yı da doldurun Çanakkale'ye kadar!

Oluşacak milyonlarca metrekarelik alanı da yandaş müteahhitlere verip rezidans yaptırın...

İlle de Boğaz gerekiyorsa, "muhteşem kanal projeniz" var nasıl olsa! Onu, Ege'ye kadar uzatırsınız!

***

Bu İstanbul günün birinde size öyle bir ders vercek ki beyler; siz bile yaşadıklarınıza inanamayacaksınız!

GÜNÜN İSYANI

Yıllardır her konuşmasında en az bin kez dini içerikli sözcük kullanan, vatandaşı Allah'la kandıran Başbakan, cumhurbaşkanlığı seçimindeki rakibi Ekmeleddin Bey'den yakınmış: "Çatı aday din pazarlıyor!"

İsyanım kendisine:

Eğer bu yasaksa, suçsa, ayıpsa, günahsa... (Ki; öyle!) Yıllardır senin yaptığın ne?

Mustafa Mutlu - Aydınlık