Tarih:
28.03.2012
Kızgın ama Saf Vatandaşa!
Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 10’uncu maddesi ne diyor?..
Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 10’uncu maddesi ne diyor?“Herkes, dil, ırk, renk, cinsiyet, siyasî düşünce, felsefi inanç, din, mezhep ve benzeri sebeplerle ayırım gözetilmeksizin kanun önünde eşittir. Devlet, bu eşitliğin yaşama geçmesini sağlamakla yükümlüdür.
Hiçbir kişiye, aileye, zümreye veya sınıfa imtiyaz tanınamaz.”
Peki; gerçek böyle mi?
***
Okullarımız eşit mi örneğin?
Yaşadığımız evler, mahalleler, bindiğimiz arabalar eşit mi?
Hepsini bırakın; soluduğumuz hava, içtiğimiz su eşit mi?
Palavra bu, sözde “eşitlik” nutukları; hem de koca bir palavra!
Ama bizim “keli görmemiz için” ille de “takkenin düşmesi” gerekiyor...
Allah razı olsun; İstanbul Deniz Otobüsleri İşletmesi’ni (İDO) satın alan firma; bu takkenin düşmesini sağladı.
Eskihisar ile Topçular hattında yeni bir uygulama başlattı:
Eğer arabalı vapura binmek için uzun kuyruklarda beklemek istemiyorsanız, 20 lira fark ödeyerek en öne geçebiliyorsunuz!
Dün televizyonda izledim; bazı sürücüler isyan ediyordu...
Bunun büyük bir haksızlık ve ayrımcılık olduğunu söylüyorlardı...
Hatta içlerinden biri, “Ben dört, beş saat sırada bekleyeceğim, birisi yanımdan vın diye gaza basıp, en öne geçecek... İnşallah bana rastlamaz... Yoksa olay çıkarırım, fena yaparım” diyordu...
***
Hiçbir şey yapmazsın kardeşim!
Bugün kamerayı karşında buldun diye böyle yükseklerden uçsan bile, başına geldiğinde paşa paşa kabullenirsin!
Çünkü bilirsin, bu “sahte eşitlikler cenneti”nde, tek güç paradır...
Paran varsa sağlığın en kalitelisini satın alırsın.
Çocuklarını en iyi okullarda okutur, yetmez bir de özel ders aldırırsın...
Milletin cin gibi çocukları üniversiteye giremezken, onların aldığı puanının yarısını bile alamayan çocuğunu, en şahane özel üniversitede okutursun paran varsa...
Paran varsa; bir ağaç kesen köylülerin hapiste yattığı bu ülkede, ormanı toptan kapatıp, üniversite bile kurarsın...
Askerliği bile satın alırsın, ötesi var mı?
Gariban çocuklar dağlarda tek tek ölürken de timsah gözyaşları dökersin, “Vah vah” diye...
***
Paradır bizim memlekette mutluluğun, demokrasinin, özgürlüğün ve eşitliğin sihirli anahtarı!
Aynaya bakamayacak kadar çirkinsindir ama cebinde paran varsa, dünyanın en güzel kadınları seninle evlenmek için birbirini ezer.
Makam da satın alırsın, mevki de; paran varsa...
“Hiçbir kişiye, aileye, zümreye veya sınıfa imtiyaz tanınamaz”mış...
Yalan... Hem de kuyruklu yalan...
Şu dibine tükürdüğümün kapitalist sisteminin tek anayasası ve tek gerçeğidir para!
Sağlık da eğitim de ahlak da namus da ona bağlıdır!
***
Neymiş; “Parayı bastıran, kuyruğun nasıl en önüne geçermiş de vapura ilk önce binermiş? Böyle bir şey nasıl olurmuş?”
Hep binmiyorlar mıydı sanki?
Bu ayrıcalık; ta paranın icat edildiği gün başlamadı mı daha?
“Kalkan bütün vapurlara” önce onlar binmediler mi; bir düşün!
O yüzden boşuna gaza getirme kendini; yüreğini bilirim senin...
Korkarsın paradan, hiçbir şey yapamazsın!
Yaparsan... Çarpılırsın!
*****
ENGEL!
CHP, eğitim sistemine getirilmek istenilen 4+4+4 sistemini protesto etmek için dün grup toplantısını Ankara’da Tandoğan Meydanı’nda yaptı.
Yurdun dört bir yanından on binlerce vatandaş da bu toplantıya katılmak için Ankara’ya akın etti.
Fakat Ankara polisi, toplantının başlamasına saatler kala Ankara girişinde otobüsleri durdurarak, kente girmelerine engel olmaya çalıştı.
Ankara Valisi’ne soruyorum:
CHP, bu toplantı için Valiliğinizden izin almadı mı?
Aldıysa; yani dünkü toplantı “yasal”sa, o zaman “vatandaşların toplantı ve gösteriye katılma haklarını” engellemeye kalkışan emniyet mensupları hakkında ne gibi bir işlem yapmayı düşünüyorsunuz?
*****
GÜNÜN SORUSU
Merkez üssü Tandoğan Meydanı olan Cumhuriyet Mitingleri’nden sonra Ergenekon soruşturmaları başlamıştı... Atatürk ilke ve devrimlerinden yana olan on binler dün yine Tandoğan’daydı...
Ben korkuyorum (!) bu girişe uygun bir soruyu siz sorar mısınız?
*****
Bedava siyasi propaganda!
Dikkatinizi çekmiştir; bütün televizyonlarda son günlerde, “Kamu Spotu” başlığıyla bazı “kısa filmler” yayınlanıyor...
Aslında bu uygulama, Radyo Televizyon Üst Kurulu Kanunu gereği 10 yılı aşkın bir süredir zorunlu... Her televizyon, sağlık, eğitim, depreme karşı alınacak önlemler, alkolle ve sigarayla mücadele gibi konularda hazırlanan bu filmleri belli sürelerle yayınlamak zorunda. Yayınlamayana ceza veriliyor.
Evet; bu kısa filmler eskiden de yayınlanırdı; ama iki farkla:
Bir; filmlerde devlet ve siyaset adamlarını göremezdiniz.
İki; yasak savmak kabilinden yayınlandığı için, gecenin geç saatlerine sıkıştırıldı.
AKP, son günlerde yaptığı bir operasyonla, kamu spotlarına da el attı. Bu kısa filmleri bir tür “İcraatın İçinden”e dönüştürdü.
Bakanlar, Başbakan, hatta Cumhurbaşkanı bu filmlerde oynamaya başladı. Onlar oynamaya başlayınca da “Kamu Spotu”, gecenin üçünden beşinden, prime-time’a terfi etti!
Korkusundan kimse bir şey söyleyemiyor ama...
Siyasi figürlerin bu “spotlar” sayesinde sürekli ekranlarda arz-ı endam eylemeleri, bedava “siyasi propaganda” yapmaları anlamına geliyor.
Çok merak ediyorum; sadece şu son bir ayda “Kamu Spotu” adı altında yapılan siyasi reklamlar paralı olsaydı; acaba AKP’nin kasasından kaç lira çıkardı?
ÜYE YORUMLARI
Yorum YapFacebook Yorumları