Korkun ve susun!

Mustafa Mutlu, 'Peki; nedir bu korkunun kaynağı? Nasıl ortaya çıktı bu korku atmosferi?'

“Emin misin Taylan?”

“Bilmiyorum...

Yazmayı çok istiyorum ama korkuyorum. Çünkü biliyorsun bu kitap basıldıktan sonra benim ismim de kayıtlara geçecek. Belki de kayıtlardadır zaten... Bir gece sabaha karşı evime baskına gelebilirler. Sonra doğru Silivri’ye...”

“Eeee yazma sen de o zaman.”

“Yazma demesi kolay. Sait Faik’in sözü var ya hani; ‘Yazmasaydım çıldıracaktım’ diye... Anladım ki bu korkuları yazmasam olmayacak! Her gün karşıma bin bir türlü korkmuş insan çıkıyor. Ben de korkuyorum üstelik...”

“Peki; yaz bakalım. Her türlü sonucuna katlanırsın artık.”

“Evet, bunu göze aldım.”

Korkunun kaynağı!

“Hedef Belli: Korkun ve Susun! Korku” isimli ilk kitabının girişinde bunları yazmış Taylan Büyükşahin...

Sonra devam etmiş:

“İşte; toplum olarak yaşadığımız korku böyle bir şey... Konuşurken, yazarken, okurken ve hatta düşünürken, başımıza bir şey gelebileceği endişesiyle korkuyoruz. Ürküyoruz kapımıza polis dayanacak diye...

O korkuya kendimizi kaptırıyoruz ve en çok ailemizi düşünmeye başlıyoruz. Çünkü bu ‘korkuyu salanlar’ın tutukladıklarının geride kalan ailelerini görüyoruz. Aynı şeylerin bizim de başımıza gelebileceğini düşünerek susuyoruz.

Peki; nedir bu korkunun kaynağı? Nasıl ortaya çıktı bu korku atmosferi?

Türkiye, 2007 yılı ile birlikte farklı bir psikolojik boyuta girdi. Derin devletle hesaplaşıldığı söylenerek operasyonlar yapılmaya başlandı. Askerler, siyasetçiler, akademisyenler ve gazeteciler Türkiye’nin derin devlet yapılanmasının bir parçası olduğu iddiasıyla tutuklanmaya başlandı. Kendisini iktidara muhalif olarak gören herkeste, ‘Sıra bana ne zaman gelir?’ psikolojisi ortaya çıktı.

Korkunun ilk temeli böylece atılmış oldu.

Öyle şeyler yapıldı ki, her seferinde ‘Bu kadar da olmaz’ dedik.

Ama ‘oldu.’

Sahte delillerle iddianameler yazıldı.

Mantar gibi gizli tanıklar türedi.

Yasadışı telefon dinlemeleri ve görüntü kayıtlarıyla kamuoyu oluşturuldu.

Ya da bir ses kaydı çıktı; doğruluğu yanlışlığı bilinmeden ‘X kişiye aittir’ denilerek o kişi medyada linç edildi.

Verilen mesaj hep aynıydı:

Korkun ve ses çıkarmadan oturun oturduğunuz yerde!”

Taylan bu kitapta, Ergenekon, Balyoz, KCK, Şike, Odatv gibi ‘özel’ davaların sadece isimlerinin farklı olduğunu, hepsinin de korku ortamı yaratmak için açıldığını savunuyor.

Eğer siz de bu genç meslektaşım gibi korkuyorsanız, korkunuzun nedenlerine ulaşmak için bu kitabı okumanızda yarar var!

KORKU ****

Türü: Araştırma-İnceleme

Yazan: Taylan Büyükşahin

Yayımcı: Aya Kitap

Baskı tarihi: Haziran 2013

Sayfa sayısı: 304

Fiyatı: 20 lira

İnternet fiyatı: İdefix 15.00, D&R 14.99 lira...

Kişisel not: Taylan, 1983 doğumlu genç bir meslektaşım. Benim meslek hayatım bile ondan iki yaş ihtiyar! O da benim gibi “ekonomi gazeteciliği”nden başlamış... Ancak “aydın” olma bilinciyle, o da bu “korku” dolu yolculuğun, gönüllü yolcusu olmuş... Kendisiyle tanışmıyorum. Kitabı, yazarı gönderdi.


Bakırköy’den öyküler!

Meslekten bir arkadaşım, yıllar önce kısa bir süreliğine de olsa Bakırköy’deki o meşhur hastanede yatarak tedavi görmek zorunda kalmıştı.

Çıktığında çekinerek sormuştum:

“Korkmadın mı?”

Gülümseyerek yanıt vermişti:

“Asıl şimdi korkuyorum. Çünkü dışarıdaki deliler, içeridekilerden çok daha fazla... Hem daha tehlikeliler hem de kontrol altında değiller!”

Meslek hayatının tamamını Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi’nde geçiren Psikiyatrist Dr. Lâtif Ruhşat Alpkan bu kitabında hastalarını ve hastanesini anlatıyor.

Anlattığı gerçek öyküleri okudukça, arkadaşımın sözünün aslında ne kadar doğru olduğunu gördüm.

Güldüren ve hüzünlendiren bir kitap, Bakırköy Akıl Hastanesi’nden Anılar...

Delirmenin olanaksız olduğu böyle bir dönemde; herkesin okuması gerektiğine inanıyorum.

BAKIRKÖY AKIL HASTANESİ’NDEN ANILAR ****

(Hastalarımız, biz ve belki de siz...)

Türü: Anı

Yazan: Psikiyatrist Dr. Lâtif Ruhşat Alpkan

Yayımcı: OkuyanUs

Baskı tarihi: Nisan 2013

Sayfa sayısı: 223

Fiyatı: 16 lira.

İnternet fiyatı: D&R 11.99 lira...

Kişisel not: Yazarı tanımıyorum. Kitabı satın aldım.

Mustafa Mutlu - Vatan