loading
close
SON DAKİKALAR

Korkuyorum!

Mustafa Mutlu
Tarih: 01.05.2014

Mustafa Mutlu; Çığlık atmak işe yarıyorsa, biz atalım da belki sizden kurtuluruz!

1 Mayıs 1976: DİSK Taksim’de 1 Mayıs İşçi Bayramı’nı kutladı. On binlerin katıldığı kutlamada kimsenin burnu bile kanamadı.
1 Mayıs 1977: İşçi Bayramı’nı kutlamak üzere çeşitli illerden İstanbul’a gelen yaklaşık 500 bin kişi DİSK’in organizasyonunda Taksim Meydanı’nı doldurdu. Saat 19.00’da dönemin DİSK Genel Başkanı Kemal Türkler konuşmasının sonuna geldiğinde Sular İdaresi binasının üstünden ve meydandaki otelden kalabalığa ateş açıldı. İnsanlar panik halinde kaçarken, çoğu Kazancı Yokuşu girişinde olmak üzere 34 kişi ezilerek öldü, 136 kişi yaralandı.
1 Mayıs 1978: Kanlı 1 Mayıs’ın birinci yıldönümünde yine yüz binlerce işçi Taksim’de toplandı. Ancak buna kutlama denilemezdi; çünkü acı henüz çok tazeydi. Yine de bir kişinin bile burnu kanamadı.
1 Mayıs 1979, 1 Mayıs 1980: Taksim Meydanı İşçi Bayramı’na ve anmaya kapatıldı. Çok sayıda gösterici ve polis yaralandı.
1 Mayıs 1981, 1 Mayıs 1982, 1 Mayıs 1983, 1 Mayıs 1984, 1 Mayıs 1985, 1 Mayıs 1986: Taksim yasak, darbe yönetiminin baskıları yüzünden meydana çıkmaya yeltenen yok!
1 Mayıs 1987: Taksim yasak, bazı sendikalar Emek Sineması’nda 1 Mayıs Şöleni düzenledi.
1 Mayıs 1988: Taksim yasak ama 5 bin gösterici meydana yürüdü, çatışmalar çıktı. Çok sayıda gösterici yaralandı.
1 Mayıs 1989: Taksim yasak, işçiler yürüdü. Mehmet Akif Dağcı isimli işçi bir trafik polisi tarafından tabancayla vurularak öldürüldü.
1 Mayıs 1990: Taksim yasak, Pangaltı’da İTÜ öğrencisi Gülay Beceren polis tarafından vuruldu ve felç oldu.
1 Mayıs 1991: Taksim yasak, 10 kişi yaralandı, 600 kişi gözaltına alındı. İzmir’de Balık Hali önünde gerçekleştirilen toplantı, 1980 darbesinden sonra yapılan ilk yasal 1 Mayıs Mitingi oldu.
1 Mayıs 1992: Taksim yasak, Gaziosmanpaşa’daki etkinliğe 7 bin kişi katıldı.
1 Mayıs 1993: Taksim yasak, polis bir önceki gece Moda’da ihbar üzerine bir eve baskın yaptı ve Uğur Yaşar Kılıç ile Şengül Yıldıran isimli öğrencileri öldürdü.
1 Mayıs 1994: Taksim yasak, resmi kutlamalar Abide-i Hürriyet Meydanı’nda yapıldı. Taksim’e çıkmak isteyen gruplarla polis çatıştı. Çok sayıda yaralanan oldu.
1 Mayıs 1995: Aynen 1994 gibi oldu.
1 Mayıs 1996: Taksim yasak, kutlamalar Kadıköy’de yapıldı. Polis işçilere saldırdı: 3 kişi öldü, çok sayıda vatandaş yaralandı.
1 Mayıs 1997, 1 Mayıs 1998, 1 Mayıs 1999, 1 Mayıs 2000, 1 Mayıs 2001, 1 Mayıs 2002, 1 Mayıs 2003, 1 Mayıs 2004, 1 Mayıs 2005, 1 Mayıs 2006, 1 Mayıs 2007, 1 Mayıs 2008, 1 Mayıs 2009: Taksim yasak, resmi kutlamalar Abide-i Hürriyet Meydanı’nda yapıldı. Taksim’e çıkmak isteyen gruplarla polis çatıştı. Çok sayıda yaralanan oldu.
1 Mayıs 2010: Taksim serbest... 33 yıl aradan sonra Taksim ilk kez kutlamalara açıldı. Milyonlarca vatandaş İşçi Bayramı’nı büyük bir coşkuyla kutladı. Kimsenin burnu bile kanamadı.
1 Mayıs 2011, 1 Mayıs 2012: Taksim serbest... Yine olay yok, yine büyük bir kalabalık ve coşku var.
1 Mayıs 2013: Taksim yasak; iktidar “yayalaştırma projesi”ni gerekçe göstererek, meydanı kutlamalara kapattı. Çıkan çatışmalarda 3’ü ağır 25 eylemci, 6 gazeteci ve 3’ü ağır 22 polis yaralandı.
1 Mayıs 2014: Taksim yine yasak!
Ve ben...
Bugün bu listeye...
Yeni ölüler ve/veya yaralılar ekleneceğini bile bile hiçbir şey yapamamaktan nefret ediyorum!
GERÇEK!
Yıl 1980: Toplam SSK’lı işçi sayısı, 4 milyon 300 bin... Sendikalı işçi sayısı, 3 milyon 500 bin!
Yıl 2014: Toplam SSK’lı işçi sayısı 10 milyon 700 bin... Toplusözleşme hakkı bulunan sendikalı işçi sayısı 600 küsur bin!
Yıl 1980: Reel ücret, 100 lira...
Yıl 2014: Reel ücret 60 liranın altında...
Tüm işçi kardeşlerimin bayramını yürekten kutlarım!
GÜNÜN SORUSU
Sorum, 1 Mayıs’ı o meydanda ya da bu meydanda kutlamayı planlayan ve kendi meydanlarına gelmeyecek olanları eleştiren arkadaşlara:
Bunun yerine, meydanları yasaklayanları eleştirmeniz gerekmez mi?
BU NASIL SEHVEN?
Olayı biliyorsunuz: İstanbul Cumhuriyet Savcısı Mehmet Demir, Başbakan’ın oğlu Bilal Erdoğan’ın şikâyeti üzerine CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nu “şüpheli” sıfatıyla ifadeye çağırdı.
Oysa böyle bir yetkisi yok...
Çünkü Kemal Bey, bir milletvekili... Dokunulmazlığı sebebiyle böyle bir işlem Anayasa’ya aykırı!
Nitekim tepkiler üzerine İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı çağrının “sehven” olduğunu açıkladı.
Çağrı geri çekilirken, soruşturma dosyası da Savcı Demir’den alındı.
İyi de kim bu Savcı Mehmet Demir?
17 Aralık yolsuzluk operasyonundan sonra iktidar yandaşı televizyonlara çıkarak soruşturmayı yürüten polis ve savcılara hakaret eden kişi...
Peki; kahramanı olduğu Kılıçdaroğlu ile ilgili skandaldan sonra tepkisi ne oldu?
“Canım ne güzel işte; Kılıçdaroğlu bizim sayemizde hakkındaki soruşturmadan haberdar oldu.”
***
Yani Savcı Bey, sadece yasalara ve Anayasa’ya aykırı soruşturma yürütmekle kalmıyor, bir de komiklik (!) yapıyor!
Biz komiği sahnede severiz ama sahnede...
Mahkeme kürsüsünde değil!
GÜNÜN İSYANI!
AKP’nin Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Ayşenur İslam, son günlerde artan çocuk cinayetlerine çareyi bulmuş ve “Çocuklarınıza çığlık atmayı öğretin” demiş... İsyanım; çığlık atmanın çocuk psikolojisine vereceği zarardan habersiz olan Bakan Hanım’a:
Çığlık atmak işe yarıyorsa, biz atalım da belki sizden kurtuluruz!
Not: Facebook’taki TÜKETMİYORUZ’a katılımlarınızı bekliyoruz.

Mustafa Mutlu - Aydınlık

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları