Tarih:
26.09.2014
Kurban bağışı rezaleti!
Mustafa Mutlu; Bu bağış oyunu, öteki dünya için değil; bu dünya için oynanıyormuş!
AKP iktidarı, dinci vakıf ve derneklere parasal kaynak sağlamak için birkaç yıl önce kurban bağışı toplama yetkisini Türk Hava Kurumu’ndan almıştı.İşte; o günden beri çok sayıda din bezirganı vakıf ve dernek, kurban bağışı toplamaya başladı.
Sanki yurtiçi günahlarımız ayrı, yurtdışı günahlarımız ayrı hesaplanıyormuşçasına bu vakıf ve dernekler, yurtiçi için ayrı yurtdışı için ayrı kurbanlık fiyatları belirliyor...
Bağışlarını o fiyat üzerinden kabul ediyor.
***
Bağış toplamak serbest bırakıldı ama “serbest piyasa”nın olmazsa olmazı olan rekabet bu alanda da devreye girdi... Böyle olunca da akla hayale gelmeyen gariplikler yaşanmaya başlandı.
Örneğin; iki yıl önce yani 2012’de “yurtiçi kurban bağışı” miktarını 675 lira olarak belirleyen Kızılay, artan kurbanlık fiyatlarına karşın bu yıl bu bedeli 650 liraya çekmek zorunda kaldı.
Çünkü birçok vatandaş, “TÜRK” sözcüğünü isminden atan Kızılay’ı protesto amacıyla, bu kuruma bağış yapmaktan vazgeçti!
Başka işim yokmuş gibi oturup araştırdım. Bakın, hangi kuruluşlar bu yıl hangi fiyattan kurban bağışı kabul ediyor:
***
Aziz Mahmud Hüdayi Vakfı: 320 lira...
İHH, İnsani Yardım Vakfı: 450 lira...
Cansuyu Yardımlaşma Derneği: 550 lira...
RİDA Uluslararası Yetim ve Muhtaçlara Yardım Derneği: 550 lira...
Diyanet Vakfı: 575 lira...
Verenel Vakfı: 600 lira...
Mehmetçik Vakfı: 600 lira...
Deniz Feneri Derneği: 640 lira...
LÖSEV: 650 lira...
Kızılay: 650 lira...
Ensar Vakfı: 700 lira...
TÜRGEV: 700 lira...
***
Benim anlamadığım şu:
Bu bağışların hepsinin, Allah nezdinde “bir kurban” bağışı yerine geçeceği söyleniyor...
Peki; o zaman bağış miktarları arasındaki bunca farkın nedeni ne?
Basit!
İktidara yakın olma meselesi!
Cumhurbaşkanı’nın oğlunun ve kızının yöneticisi olduğu TÜRGEV’e bağış 700 lira, Saadet Partili vakıflara ve derneklere bağış 450 lira!
Çünkü Saadet Partili vakıflara bağış yapıp yaransan ne olacak, yaranmasan ne olacak?
Aklın varsa; parayı Bilal’in vakfına yatırırsın ki Allah’a olmasa bile “düzen”e yakın olursun!
Demek ki neymiş?
Bu bağış oyunu, öteki dünya için değil; bu dünya için oynanıyormuş!
***
Bunların hepsi boş iş...
Madem Diyanet, kurban kesmek yerine bağış toplamanın da aynı amaca hizmet edeceğini söylüyor; o zaman siz de paranızı sokağa atmayın...
Kendi bulacağınız bir yoksula, 600-700 lira yardım yapın...
Hiç olmazsa; yürekten bir dua alırsınız!
GÜNÜN SORUSU
PKK’lılar Cizre’de Atatürk heykelini benzin dökerek yakmış... Sorum; bir süre önce “Bizim de kırmızı çizgilerimiz var” diyen Genelkurmay Başkanı Org. Necdet Özel’e:
Renk körü müsünüz?
‘ULAN BİZDEN DAHA YANDAŞI MI VAR?’
Yıllardır iktidara yandaşlık yapıp da sonra bunu reddeden ve özgür gazeteci ayaklarına yatan Fatih Altaylı dün fena madara oldu!
Çünkü her fırsatta, “Ben yandaş değilim, yönettiğim gazeteyi asla yandaşlaştırmadım” diye esip gürleyen bu arkadaşa ait yeni bir “bant kaydı” ortaya çıktı.
Kamuoyunda, “Alo Fatih” olarak bilinen Fatih Saraç ile arasında geçen bir diyalog, F tipi polislerle ilgili soruşturmanın dosyasına girmiş... Birgün gazetesi de iki Fatih’in arasındaki bu konuşmayı olduğu gibi yayınlamış:
Altaylı, Saraç ile konuşmasında Erdoğan’a hizmet etmelerine rağmen Başbakan’ın emrinde olan kurumların, kendilerine değil de başka gazetelere reklam vermesinden yakınmış... Konuşma aynen şöyle:
***
F.A.: Abi, şimdi biz yandaş medyayız ya... Bu durumda yandaş medya olmanın avantajlarından yararlanmalıyız... Şöyle ki...
F.S.: Tamam.
F.A.: Bu KİPTAŞ, bugün Hürriyet, Milliyet, Sabah, Zaman gazetelerinde görmüşsünüzdür belki, büyük bir ilan verdi. Tam sayfa bu ilanı bizde çıkarmadılar. KİPTAŞ’ın başındaki adam muhakkak ki senin erişimin olan dostlarından bir tanesidir.
F.S.: Hemen.
F.A.: Senin de dikkatine sunuyorum.
F.S.: Tamam arayacağım da biz yandaş medya değiliz...
F.A.: Evet, ulan bizden daha yandaşı mı var?
F.S.: Biliyorsun Halk TV, şöyle sınıflandırmış, “baskı altındaki medya.”
F.A.: Evet abi, evet.
F.S.: Biz, baskı altındayız.
F.A.: Ama o eskidendi şimdi artık yandaşız.
F.S.: Yo yo, öyle okuyorum.
F.A.: O eskidendi...
***
Fatih Altaylı’nın Saraç’a, “Yandaşız” diye sözünü ettiği gazete, o günlerde yönettiği Habertürk Gazetesi...
İşin kötüsü ne biliyor musunuz; bu Fatih, yani Altaylı olanı; yıllardır sütunlarında, “Ne zaman adam oluruz?” diye soruyor ve okurlarına adamlık dersi veriyor.
Biz zaten adamız da onun ne zaman adam olacağı hakkında hiçbir fikrim yok!
Çünkü bu konuda en ufak bir umut kırıntısı bile vermiyor.
GÜNÜN İSYANI
Hâkim ve Savcılar Yüksek Kurulu’nda görev alacak isimler için önceki gün Yargıtay’da seçim yapıldı. Dünkü birçok gazete seçimleri “cemaat listesi”nin kazandığını yazdı. Bütün gün, seçimleri kazanan hâkimlerin bu sözleri yalanlamasını bekledim ancak o açıklama bir türlü gelmedi. İsyanım yaklaşık hâkim ve savcı ordumuza:
“Cemaat yargısı” olmayı kendinize yakıştırıyor ve duruma isyan etmiyorsanız; maaşınızı neden cemaatten değil de bizim vergilerimizden alıyorsunuz?
Mustafa Mutlu - Aydınlık
ÜYE YORUMLARI
Yorum YapFacebook Yorumları