Lafla peynir gemisi yürümez!

Mustafa Mutlu; AKP’liler bile verdikleri demeçlerle sözüm ona Perinçek’i destekliyorlar!

Doğu Perinçek’in Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin en yetkili yargıçlarının gözlerinin içine baka baka Ermeni tezlerini çürütmesine, “Soykırım yok” demeyi suç sayan İsviçre’yi mahkum ettirmesine Türkiye’de karşı çıkan var mı?

Görünürde yok...

AKP’liler bile verdikleri demeçlerle sözüm ona Perinçek’i destekliyorlar!

İyi de lafla peynir gemisi yürümüyor!

Perinçek, hukukiliği tartışmalı hale gelen Özel Görevli Mahkeme’nin koyduğu yasak yüzünden yurtdışına çıkamıyor...

Ne yazık ki Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı da önüne dört ay önce konulan dilekçeyi bir türlü karara bağlamıyor.

Böyle olunca... Sözüm ona herkesin desteklediği Perinçek, Strasbourg’a gidememe tehlikesiyle burun buruna geliyor...

***

Ben başlattım; binler, on binler bana katıldı:

Devleti yönetenler, hakimler, savcılar, bakanlar, Başbakan, Cumhurbaşkanı:

Bu dava Türkiye’nin davası...

Perinçek’in kaçmasından korkuyorsanız onu gönderin, yerine bizi rehin alın!

Ama Türkiye’yi, bu çok önemli davada “dilsiz” ve “savunmasız” bırakmayın!

İSTİFA!

Yeni Akit, Charlie Hebdo Dergisi’yle dayanışmak için önceki gün 4 sayfalık seçki yayınlayan Cumhuriyet Gazetesi’ni hedef gösterdi.

Birinci sayfadan yayınladığı yukarıdaki karikatürle Cumhuriyet’i namluların önüne koydu.

Hatırlarsınız; 1995’te Gümüşhane Baro Başkanı Ali Günday’ı, 1999’da Ahmet Taner Kışlalı’yı hedef göstermişti; ikisi de öldürüldü.

2006’da Danıştay 2. Dairesi’nin üyelerinin fotoğraf ve özgeçmişlerini yayınladı; Danıştay basıldı, hâkim Mustafa Yücel Özbilgin öldürüldü.

Şimdi yine aynı senaryo!

***

Uzatacak değilim:

Bu paçavrayı yapanlar gazeteciyse, ben gazetecilikten istifa ediyorum!

GÜNÜN SORUSU

Galatasaray Başkanı Duygun Yarsuvat, kulübün Divan Kurulu Toplantısı’nda, Türk Telekom Arena Stadı’nın (iktidar tarafından) ellerinden alınabileceğini söylemiş... Sorum kendisine:

Bu yüzden mi yardımcınız Abdürrahim Albayrak, takımı KaçAk Saray’a çıkarıp birilerine yaranmaya çalıştı?

ULUSAL’DA ‘DİRENİŞ’ VAR...

Mevcut işgücü fazlası o kadar büyük ki; işveren işçisine rahatlıkla, “Seni atarım, senin yerine daha ucuza çalışacak olan milyonlarca kişi var” diyebiliyor.

Dediğini yapıyor da...

Bırakın klasik işverenleri; bilim yuvası olan üniversiteler bile sırf sendikalılaşıyorlar diye, çalışanlarını hem de bu karda kışta kapı önüne koyabiliyor.

Sözünü ettiğim üniversite Maltepe Üniversitesi... Bu üniversitenin hastanesinde çalışan işçilerden dördü DİSK’e bağlı Dev Sağlık-İş’e üye oldular diye rektörlük tarafından işten atıldı. Diğer arkadaşları bunu protesto etmeye kalkışınca; onlar da ekmeklerinden oldu.

Şimdi toplamda 94 sağlık işçisi haklarını aramak için bez bir çadırın içinde 24 saat nöbet tutuyor...

Sadece onlar mı?

Sütaş’ta, Nestle’de, Namet’te, MNG Kargo’da hep benzer dramlar yaşanıyor...

Bu nedenle bu gece Ulusal Kanal ekranlarında yayınlanacak olan Kral Çıplak’ı “işçilerle dayanışma gecesi”ne dönüştürdük.

Direnen işçier bu gece 21:00’de önlükleriyle, pankartlarıyla, flamalarıyla, sloganlarıyla, dertleriyle...

Ama en çok da umutlarıyla Ulusal Kanal stüdyolarında olacak...

Kaçırmamanızı öneririm!

HUBER! (75)

Huber Köşkü, Kenan Evren döneminde devletleştirildi...

Evren bu Köşk’te hiç oturamadı...

Özal ve Semra Hanım toplamda 114 gün, Ahmet Necdet Sezer ve eşi 130 gün kullandı.

Gelelim Abdullah Gül’e:

Gül ve eşi görev süresinde yaklaşık 420, görevden sonra ise bugün itibarıyla tam 141 günü Huber’de geçirerek, kırılması güç bir rekora imza attılar.

Sevgili Yılmaz Özdil aradı; diyor ki, “Hayrünnisa Hanım’ın verdiği demeçlerden biliyoruz. Bu arkadaşlar burada kapalı yüzme havuzlarında yüzüp organik tarım bile yapıyorlarmış! Böyle bir yeri kolay kolay terk edebilirler mi?”

***

Etmezler ama...

Ayıp ederler!

GÜNÜN İSYANI

İsyanım Facebook’ta “600 yıllık imparatorluğun 90 yıllık reklam arası sona erdi” diye yorum yapan AKP Balıkesir Milletvekili Tülay Babuşçu’ya:

“90 yıllık reklam arası” dediğin Cumhuriyet seni vekil yaptı... Bu durumda sen de reklam malzemesi mi oluyorsun? Bu hakareti ederken hiç mi utanmadın?

Mustafa Mutlu - Aydınlık