Tarih:
29.09.2014
‘Lanet olsun bu haber anlayışınıza!’
Mustafa Mutlu; Halk TV’ye bir şeyler oldu. Atatürk’e hakaret eden, devrim kanunlarını ayaklar altına alan, CHP’yi aşağılayan, ''6 ok''u yerin dibine sokan dinci, bölücü ve liboşlar kanalda boy göstermeye başladı.
Gezi Direnişi sırasında yaptığı yayınlarla halkın gönlünde taht kuran Halk TV’ye bir şeyler oldu.CHP’ye yakınlığıyla bilinen bu kanal, partideki değişime uydu ve ekranını laiklikten ve devletin bölünmez bütünlüğünden yana olan aydınlara, siyasetçilere, gazetecilere kapattı.
Onların yerine düne kadar Atatürk’e hakaret eden, devrim kanunlarını ayaklar altına alan, CHP’yi aşağılayan, “6 ok”u yerin dibine sokan dinci, bölücü ve liboşlar kanalda boy göstermeye başladı.
***
Düşünün; CHP Milletvekilleri Emine Ülker Tarhan’a, Süheyl Batum’a, Birgül Ayman Güler’e, Dilek Akagün Yılmaz’a, Nur Serter’e “yayın yasağı” uygulayan bu televizyon artık Selahattin Demirtaş’a, Aysel Tuğluk’a, Hasip Kaplan’a mikrofon uzatıyor.
Ancak doğal olarak ne İsa’ya ne de Musa’ya yaranabiliyor...
***
Örneğin HDP Şırnak Milletvekili Hasip Kaplan önceki gün Halk TV Ana Haber Bülteni’ne bağlanmış ve aynen şunları söylemiş:
“IŞİD çetelerine karşı onurlu mücadele veren bir halkı (PKK’yı kast ediyor), Türkiye Cumhuriyeti’ne saldırıyorlar diyerek haber yapıyorsunuz. Lanet olsun bu haber anlayışınıza... Sizi protesto ediyorum!”
***
Teşbihte hata olmaz; hırsıza kapınızı açarsanız, soyulmaya razısınız demektir!
Ne yani, “Yıllardır Atatürk ilke ve devrimlerini savundunuz. Ekranlarınızı Atatürkçülere açtınız. Şimdi ise bizi keşfettiniz, size inananların burunlarını sürttünüz. Teşekkür ederiz” mi diyecekti Hasip Kaplan?
Bunu mu bekliyordunuz ondan?
***
Adam haklı sevgili Halk TV yöneticileri...
Madem Y-CHP’nin kuyruğuna takılıp; kendi değerlerinize ihanet ediyorsunuz... Madem kendi kadrolarınızı yok sayıp, el âlemin bölücülerine, dincilerine şirin görünmeye çalışıyorsunuz... O zaman bu kadarcık hakarete de katlanacaksınız!
Geçmişinizin faturasını bir şekilde ödeyeceksiniz!
Hatta bu kadarla da kalmayacaklar; çok yakında Türkiye Cumhuriyeti devletine, bu devletin kurucu kadrolarına, değerlerine de hakaret edecekler yayınlarınızda...
Katlanmak istemiyorsanız özünüze döneceksiniz!
Liboşları, bölücüleri, din tacirlerini ekranlara çıkarmanız için talimat veren Y-CHP’nin ağalarına hadlerini bildireceksiniz!
Yani... Dik duracaksınız Hakan Aygün kardeşim...
Eğilmeyeceksiniz, bükülmeyeceksiniz, kıvırmayacaksınız...
Hayır; bunları yapmayıp, “Biz böyle iki arada bir derede kalmaktan memnunuz” diyorsanız... Emin olun, daha çok dayak yersiniz!
***
Ne diyor Hasip Kaplan?
“Lanet olsun bu haber anlayışınıza... Sizi protesto ediyorum!”
Eee; bu da size “ana haber” olsun sevgili kardeşlerim!
AVM!
Başbakan Davutoğlu, Kırşehir’de Ahilik Haftası etkinliklerine katılmış ve “Esnafımızı AVM’lere (alışveriş merkezleri) kurban etmeyeceğiz” demiş...
Şu anda Türkiye’nin 57 kentinde 331 AVM var... Bu sayının yılsonuna kadar 60 ilde 345 AVM’ye yükselmesi bekleniyor!
AKP’nin iktidara geldiği 2002 yılında ise ülkemizde sadece 62 AVM bulunuyordu.
Şimdi, Başbakan’a soralım:
Madem AVM’lerin açılmasını esnafı kurban etmek olarak görüyorsunuz; o zaman, görev döneminde tam 270 AVM’nin yapılmasına göz yuman sizden önceki Başbakan’ın da “esnaf katili” olduğunu söyleyebilir miyiz?
GÜNÜN SORUSU
Başbakan Davutoğlu, devletin araç ve bina kiralarına büyük paralar ödediğini belirterek, bunlarda ciddi bir kısıntıya gideceklerini açıklamış... Sorum kendisine:
Tamam; il tarım müdürlerinin altındaki arabaları almaya gücünüz yeter de... Cumhurbaşkanı’nın uçaklarını da tasarruf kapsamına sokabilecek misiniz?
BUNDAN SONRA NE OLACAK?
Okurlarımızdan Zeynep Eğriboz bir e-posta göndererek sormuş:
“İnanç özgürlüğü diyerek türbanı 10 yaşa kadar indirdiler. Kreşlere bile mescit açtırıyorlar. 1 milyon fazla çocuğumuzu imam hatip okullarında okutuyorlar. Din kültürü adı altında; Müslüman olmayan çocuklarımıza bile Müslümanlık dersi veriyorlar... Sizce bundan sonrası ne?
***
Bence Zeynep Hanım sorusunun yanıtını kendisi de biliyor ama ille de bana söyletmek istiyor. Söyleyeyim o zaman:
Özgürlük edebiyatının bittiği yerde, onun yerini özgürlüğün zıt kardeşi olan “yasaklar” alır Zeynep Hanım...
Evet; artık “inanç özgürlüğü”nü kılıf yaparak ele geçirebilecekleri hiçbir kale kalmadı.
Kreşlere kadar girdiler!
Bundan sonra sırada “yasaklamalar” var... Göreceksiniz çok yakında, saça, başa, makyaja, oturmaya, kalkmaya, yediğimize, içtiğimize... Aklınıza gelen-gelmeyen her şeye karışacaklar!
Ardından da “yasaklar” koyarak hayatı çekilmez hale getirecekler!
Umarım yanılırım.
Umarım bugüne kadar “özgürlük” bahanesiyle tüm dokunulmazlarımıza dokunanlar, şimdi “yasakçı” kesilmezler.
Ancak karşımdaki güruha bakıyorum da... Ne yazık ki en ufak bir umut ışığı bile göremiyorum!
GÜNÜN İSYANI
Tarık Akan, kimliği açıklanmayan bir vatandaşın şikâyeti üzerine Beykoz Cumhuriyet Savcılığı’nda ifade vermiş... Gezi Direnişi sırasında bazı sanatçıların çektiği bir klipte oynamakla (!) suçlanıyormuş... İsyanım bu saçma suç duyurusunu ciddiye alıp soruşturma açan Savcı Bey’e:
Tarık Akan, herhangi bir filmde katili oynasa... Cinayetten mi yargılayacaksınız?
Mustafa Mutlu - Aydınlık
ÜYE YORUMLARI
Yorum YapFacebook Yorumları