loading
close
Dolar: TL
Euro: TL
Sterlin: TL
SON DAKİKALAR

Memleketimden ileri demokrasi manzaraları

Mustafa Mutlu
Tarih: 21.04.2013

Mustafa Mutlu, 'Demokrasi yetmedi; ileri demokrasiyi hedefledik!'

Demokrasi yetmedi; ileri demokrasiyi hedefledik! Bunu yaparken ağzını açanı içeri tıkıp, hakkını arayanı “doğal” biber gazıyla püskürttük... Yetmedi, basılmamış kitapları yasaklayıp, PKK’yı özgürleştirdik!

Peki; tüm bu değişim bu coğrafyaya nasıl yansıyor?

İnsanlarımız nelere tanık oluyor, olup bitenler karşısında ne düşünüyor?

Elime sadece cuma günü ulaşan e-postalardan bir derleme yaptım.

Vatandaşın kimseden korkusu yok; satılmış kalemlere inat aslanlar gibi yazıyor!

Ben de bugün sadece onların yazdıklarını aktarmakla yetineceğim:

Okulda ilahi...

Antalya’da üniversite öğrencisiyim ve Kepez’de öğrenci evinde kalıyorum. Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı Kültür İlköğretim Okulu, evimizin yanında...

Odamda otururken bir müzik sesi dikkatimi çekti; okulun hoparlörlerinden geliyordu ve ‘ilahi’ yayını yapılıyordu. Yaklaşık yarım saat boyunca dini nitelikte sözleri olan ilahiler yayınlandı. İlköğretim okulundaki öğrenciler 6 ile 12 yaş arasında... Ne yapılmak isteniyor? Bunun yeri okul mudur? ‘Biz nereye doğru gidiyoruz’ diye de sorup duruyorum kendime ve arkadaşlarıma... Üzücü olan, bu soruya yanıt bulamamamız...

Uğur Ertürk Usturalı

Sağlık itirafı!

Sayın Mutlu, televizyonlarda dönen kamu spotları malûmunuzdur. Bu spotlardan benim en dikkatimi çeken Sağlık Bakanlığı’nın spotu... Sekreter kızımız o sabahki randevularını doktor beye iletiyor. ‘Bugün 45 hastamız var’ diye bilgi veriyor. Doktor bey de biraz sonra ilk hastasını gayet mutlu ve şen şakrak karşılıyor.

Doktor beyin mesaisi 8 saat... Bu, 480 dakika eder! Bölün bunu hasta sayısına, hasta başına 10.6 dakika düşer!

Bu arada doktor beyin yemek yemediğini, tuvalete bile gitmediğini, gelen telefonları yanıtlamadığını, sadece hastalara baktığını varsayıyoruz! Yaptıkları kamu spotu bile Türkiye’deki sağlık sorununun boyutunu bize gösteriyor...

Oğuz Ergun

Onanç olayı!

Gülseren Onanç, Genel Başkan Yardımcılığı’ndan istifa ederken, “CHP’yi değiştirmek için geldim” demiş. Hayatım boyunca CHP’ye oy vermiş biri olarak diyorum ki, “Keşke gelmeseydiniz. Çünkü CHP’nin altı oku ve ilkeleri, varlık nedenidir. Size ve görüşlerinize göre başka partiler var...”

Bu tarz milletvekilleri CHP seçmeninin çok büyük bir kesimini küstürüyor, başka partilere kaçırıyor. Keşke CHP yönetimi de bunları görebilseydi!

Dr. Funda Yamanel

Nasıl sosyal devlet?

Anayasamıza göre “sosyal” bir devletiz. Sosyal güvenlik uzmanı Ali Tezel’in yazısından okuyoruz:

“Sosyal devletin en önemli özelliği, sosyal güvenlik açıklarıdır. Zira sistem ne kadar çok açık veriyorsa, devlet o kadar sosyaldir, açık ne kadar az ise o kadar kapitalisttir. Kapitalist devlet zenginin dostu, fakirin düşmanıdır. Mesela, AB ülkeleri arasında sosyal güvenlik açıkları GSMH’nin (milli gelirin) yüzde 16’sı kadardır. Kuzey Avrupa ülkelerinde ise yüzde 19’lar civarındadır. Bizde ise şu an yüzde 1’e kadar düşmüş durumdadır. Sıfıra doğru gittikçe de sosyal devletten, sadaka devletine doğru gidiyoruz...”

Demek ki neymiş? Türkiye, artık sosyal bir devlet değilmiş! Başbakan’a beşinci uçak almaya parası var, milletvekillerinin sınırsız akaryakıt ve sağlık harcamalarına parası var, Suriyeli sığınmacılara 688 milyon dolar ödeyecek parası var, 63 akil adamın her birine her ay 45 bin lira ödemeye parası var... Ama iş emekli ve sabit gelirlilerin şartlarını iyileştirmeye gelince bütçede para yok!

Neden? Çünkü sosyal devlet falan değiliz...

Cemil Saçar

Kime ‘şifa’ oldu?

Mustafa Bey, İzmir Buca’dan yazıyorum. Heykel Mevkii’nde senelerdir bildiğimiz Sağlık Meslek Lisesi vardı... Bundan 3-4 sene önce SGK oldu. Belli bir süre bu şekilde işlev gördükten sonra birden özel Şifa Hastanesi’ne dönüşüverdi. Orası çok büyük bir alan ve Buca’nın en güzel yerlerinden biri... Bu nasıl oldu da bu kadar çabuk birilerine “şifa” oldu?

Poyraz Reçber

Yöntem önerisi!

Merhaba Mustafa Bey... Her gün bıkmadan usanmadan, “Uyan Türkiye”yi yazıyorsunuz. Gördüğümüz kadarıyla devleti yönetenler tınmıyor!

Bence sonuç almak için yeni adı “İmralı” olan bebek katili canavardan yardım isteyin; eminim sonuca daha çabuk ulaşırsınız... Çünkü onun istediği her şey oluyor!

Hatice Şen

Not!

Silivri tutsakları Fatih Hilmioğlu ve Serdar Öztürk’ün sağlık durumları için sürdürdüğümüz devleti yönetenleri uyarma kampanyamıza, hafta sonu tatili olduğu için ara veriyoruz... Salı günü devam edeceğiz.


GÜNÜN SORUSU

Yukarıdaki mektupları yazan vatandaşların biri bile gazeteci değil... Ama onların yazdığı bu satırları, yandaş medyada çalışan ve kendisine “Gazeteciyim” diyen o çakma aslanların hiçbiri yazamaz. Sonra da televizyonlara çıkıp, “Yakında yazılı basın kalmayacak” diye çokbilmişlik taslarlar. Sorum onlara:

Cebinizde taşıdığınız basın kartlarından da mı utanmıyorsunuz?

Mustafa Mutlu - Vatan

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları