Ne zaman susar?

***
Neşe Erpek Bilgiç: Kısaca, “İmzalı kitap göndermeyeceğim” deseniz de olurdu... Bu kadar dolambaçlı yollara sapmayın lütfen. :)
Arslan Kazan: Değil kitap, Zarraf saat hediye etse bile kimse bilemez bunu, zorrrrrrr!
Gülden Tatoğlu: Yapılan tüm yolsuzluklara rağmen Milli Piyango’ da kazanma şansım daha yüksek!
Tahsin Teber: Gözlerini yumduğu gün...
Oğuz Kıral: Anlaşıldı... Kitabın fiyatı ne kadardı?
Türkmen İzmirli: Ne zaman Türkiye’de ses getirecek bir olay olursa o zaman konuşmaz... Hemen yurtdışına resmi (!) ziyarete gider!
Niyazi Kemahlı: Şimdiden siz kazandınız!
Sabriye Uzun Özdemir: Onlar susmaz!
Filiz Ülkü: Keşke kitap adı vermeseydiniz; o zamana kadar üç kitap daha yazarsınız çünkü!
Pınar Özenli: Buna sadece hem de kahkahalarla gülerim.
Esen Ersoy: Musalla taşında...
Ayfer Kesmen Çekiç: Gittikçe kötüleşiyor.
Cengiz Yakar: Zor değil, imkansız... Ses telleri bile gitse yine bir yolunu bulur bu...
Şükran Karadeniz: Dün susması gereken gündü; dört pilotun cenaze töreni vardı; yine konuştu!
Kemal Çurum: Biz insanların öleceği tarihi nereden bilelim?
Remziye Eren: Bence de para verip alalım biz bu kitabı... Çok daha kolay!
Nusret Doğan: Tez günde inşallah!
Dilek Fani: O ölünce de susmaz ama... Susarsa ölür!
Cengiz Işkin: Gün mü? Saat diyecektiniz her halde...
Yasin Uçar: Çok basit... Dolar gerekli yüksekliğe ulaştığı zamana kadar konuşur. Yükselince elindeki doları satar. Tekrar satın alabilmek için bir-iki gün susar, doların düşmesini bekler!
Vandal Gökhan: Susmaz! Karaambar Kamyoncular Derneği’nde bile konuşuyor!
Rahşan Banu Akçay: Çıkmaz ayın son çarşambasının gelmesi bile daha olası...

***
Kitap, Gülden Tatoğlu’nun oldu...
Milli Piyango şaşar; ben şaşmam!

HUBER! (110)

“Titiz” Abdullah Gül ‘ün “Taşınıyoruz” demesinin üzerinden de bir hafta geçti... Artık ne taşıyorlarsa, bir türlü bitmedi.
Altı ay önce indirilen Cumhurbaşkanlığı Forsu, Köşk’e yeniden çekilemedi.
Damadına ait olduğu söylenen eve neden “Kendi evim” dediğini...
Kendi eviyse, 20 milyon lirayı nereden bulduğunu açıklayamadı.
Köşk ‘teki 100 çalışanın maaşını altı ay boyunca üstlendiğini; ısıtma, iletişim, yeme-içme-ağırlama, konaklama faturalarını ödediğini belgeleyemedi...
100’üncü günde eylem yapmıştık; 110 oldu, hâlâ orada...
Bugün Cuma... Namaza gidecek ve büyük bir olasılıkla kameraların karşısına geçecek ya...
Bakalım geçen hafta “Taşınıyoruz” diye kandırdığı gazeteci kardeşimin yüzüne nasıl bakacak?

ANKARA!

Yarın, yani 28 Şubat 2015 Cumartesi günü Ankara 9. Kitap Fuarı’nda olacağım.
Atatürkçü Düşünce Derneği’nin standında saat 13:00-15:00 arasında kitaplarımı imzalayacağım.
Aynı saatlerde Emin Çölaşan, Şahin Mengü ve Uluç Gürkan da ADD Standı’nda kitaplarını imzalayacak.
Ankara’daki tüm dostları beklerim.

GÜNÜN SORUSU

Her fırsatta “Ben 75 milyon vatandaşımın Cumhurbaşkanı’yım. Hiçbir ayırım yapmadan herkesi tüm samimiyetimle kucaklıyorum” diyen Cumhurbaşkanı, oğlunun yönetici olduğu TÜRGEV’in yurt açılışında yine ayırımcılık yaptı ve “Onlar”, “Biz” ifadelerini kullandı... Sorum kendisine:
Ayrımcılık yapmaktan vazgeçmeyeceğiniz artık anlaşıldı da şu “herkesi kucaklama” edebiyatından ne zaman vazgeçmeyi düşünüyorsunuz?

ALİ KOÇ BİLE KAYGILIYSA...

Ali Koç bile kaygılıysa...

Türkiye’nin en zengin isimlerinden biri olan işadamı Ali Koç da ekonomik ve sosyal belirsizlikten yakınarak, “Ben 6 ve 8 yaşlarında iki çocuk sahibi bir baba olarak çocuklarımın geleceğinden endişe ediyorum” demiş...

***
Sevgili Ali Koç’a bir sitemim; bir de sorum olacak...
Önce sitem:
Sen bile kaygılıysan; ayda bin 308 liranın altında geliri olan milyonlarca aç vatandaşımız ne yapsın?
Ve soru:
Gerçekleri söylediğin ve dik durduğun için geçmiş yıllarda aile şirketlerinin onlarca kez vergi denetiminden geçmesine neden olmuştun... Önceki günkü bu açıklamandan sonra dün sabah hangi şirketlerinize vergi denetim elemanları geldi?

GÜNÜN İSYANI

Milli Eğitim Bakanlığı, dinci terör örgütleriyle ilişki içinde olduğu öne sürülen İHH isimli vakıfla birlikte, “Her sınıfın yetim bir kardeşi var” isimli yeni bir kampanya düzenlemiş... Buna göre her sınıf 12 ay boyunca ayda en az 90 lira toplamak zorunda bırakılmış... İsyanım Milli Eğitim Bakanı’na:

Çocuklarımızdan zorla aldığınız bu para toplamda milyonlarca liraya ulaşacak ve kime, nereye hizmet ettiği belli olmayacak? Bu kampanyanın sizi Yüce Divan’a götüreceğini görmüyor musunuz?