Neden varız?

Mustafa Mutlu; İyilik, kötülük görecelidir! Aslolan üretmektir! Üretmeyen, hiçtir!

Gelin biraz derinlere dalalım...
O çok basit soruyu soracağım size:
“Neden yaşıyorsunuz, neden varsınız, dünyanın nimetlerini tüketmeye devam etmenizin nedeni ne?”
***
Öncelikle hepimiz “kendimiz” için yaşıyoruz...
Peki; bunu başarıyor muyuz?
Bize doğduğumuz andan itibaren öğretilen kalıplar, kurallar; “kendimiz” için yaşamamızı engellemiyor mu?
Herkes bizden iyi çocuk, iyi öğrenci, iyi eş, iyi anne ya da baba, sonra iyi dede ya da nine, iyi partili, iyi dernekli, iyi meslek mensubu, iyi taraftar, iyi vatandaş olmamızı beklemiyor mu?
Büyük özverilere katlanıp bunca “iyi”ye imza atmak ise bir ömür gerektiriyor!
Yaşadığımız sürece bizden hep “iyi” olmamızı bekleyenler, sonuçta musalla taşının başına geçip, “iyi bir Müslüman” olmamızı bekleyen Hoca’nın sorusunu ağızbirliğiyle yanıtlıyor:
“Merhumu ya da merhumeyi nasıl bilirdiniz?”
“İyi bilirdik...”
***
Bazı insanlar “iyi” olmayı, “iyi” diye anılmayı değil; sadece kendilerini önemserler...
Hırslıdır onlar...
Daha çok para...
Daha çok güç...
Daha çok ev...
Daha çok araba...
Daha çok aşçı, hizmetçi...
Daha çok unvan peşindedir...
Öldükleri zaman tüm bunları sandukaya koyup götüremeyeceklerini bilir bu arkadaşlar ama öyle hırslıdırlar ki; götüremeyecekleri her şeyin üzerine imzalarının atılmasını isterler!
Sanırlar ki 50 bilemediniz 100 sene, onların ismi bir yerlerde anılırsa; kalkıp dünyaya geri gelecekler ve kaldıkları yerden devam edecekler...
Oysa böyle bir şey yoktur!
Parayla, güçle, zulümle sağlanan otorite; sadece kendi neslimiz için geçerlidir.
Bir kuşak değişince, zalim gider, zulüm biter!
Örneğin bir zamanlar dünyayı titreten Kazıklı Voyvoda’nın, Hitler’in bugün hiçbir kıymeti harbisi bulunmamaktadır!
***
Bir de geride kendi neslinin hayatını kolaylaştıracak, devamını sağlayacak bir şeyler bırakmayı önemseyen insanlar vardır.
Onlar iyi olmaya falan çalışmaz...
Belki dindar değildir, iyi vatandaş, iyi koca ya da karı olamazlar...
Hatta aralarında ayyaşlar, çapulcular vardır!
İdealleri uğruna ailelerini terk ederler, anneleri-babaları toprağa verilirken bile mezarlarının başında olamayabilirler.
Ama kimseye zarar vermez onlar; bundan korkarlar.
Dünyaya salt tüketmeye değil; üretmeye gelmişlerdir.
Kimi bilim üretir.
Kimi sanat üretir.
Kimi huzur üretir.
Kimi teknoloji üretir.
Kimi düşünce üretir.
Kimi buluş yapar...
Kimi vatan üretir!
Çevresindekilerin kendilerini tanıması ya da tanımaması önemli değildir onlar için...
Az kazanmışlar, çok kazanmışlar önemli değildir.
Önemli olan tek şey, “üretmektir.”
Ürettikleri sürece mutludur onlar, ürettikleri sürece vardır.
Sonra sessiz sedasız giderler.
Bazılarının ismi yaşar bir-iki nesil; bazıları o kadar bile şanslı değildir.
Ama bu tür insanlar; geldikleri dünyadan farklı ve daha kolay, daha huzurlu, daha rahat bir dünya bırakıp giderler arkalarında...
Kimi batan köhne bir devletten yeni bir devlet...
Kimi yoksul bir ulustan, çağdaş bir ulus yaratmıştır...
***
İyilik, kötülük görecelidir!
Aslolan üretmektir!
Üretmeyen, hiçtir!
ŞEREF!
Aydınlık, 2 Ekim’de Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek’in, AKP’li bakan çocuklarının ve işadamı Reza Zerrap’ın gözaltına alındığı 17 Aralık yolsuzluk ve rüşvet operasyonunun yapıldığı gün satın aldığı 6 dairenin tapu kayıt bilgilerini yayımladı. İsyanım basın toplantısında Aydınlık’ı sallayarak “Şerefli insanlar iddialarını kanıtlar” diyen Melih Gökçek’e:
Peki, şerefli insanlar iddialarını kanıtlayınca birileri hâlâ istifa etmeyi akıllarına getirmezlerse... Onlara ne denir?
GÜNÜN SORUSU
Sorum size:
Hâlâ vejetaryen olmadınız mı?
AKP, ÇAKMA YİĞİDE KARŞI!
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Başdanışmanı Yiğit Bulut, muhalefetten sonra iktidar çevrelerinin de istemediği adam oldu.
Önüne gelen herkes vuruyor bizim çakma yiğide...
Önce AKP’nin yayın organı Yeni Şafak’ın Ankara Temsilcisi Abdulkadir Selvi’yle kapıştı...
Sonra Taraf’ın türbanlı yazarı Elif Çakır payladı bunu...
Kroşeyi ise AKP İstanbul Milletvekili Halide İncekara vurdu. Halide Hanım, attığı twitte isim vermeden aynen şunları söyledi:
“Dibimizde gezdirdiğimiz şarlatan dalkavuk...”
“Üç gün sonra ‘Zor dayandım’ diye gidecek, anılarını yazıp bize ‘Ahmak’ diyecek ki kitabı yok satsın!”
***
Tamam, bu arkadaş dönektir, oradan buraya zıplar...
Yağlar, cilalar, parlatır...
Ama ilahi Halide Hanım; insan hiç biricik liderinin başdanışmanına “şarlatan dalkavuk” der mi?
Unutmayın; bu arkadaş; koca Cumhurbaşkanı’na “fikir satarak” para kazanıyor!
İyi de şarlatan dalkavuktan fikir alan kişiye ne diyeceksiniz o zaman?
***
Kısacası Halide Hanım; ettiğiniz laf, siyasetteki idam fermanınız olabilir. Çünkü bu yiğit arkadaş buralara Sadrazam Damat İbrahim gibi kelle alarak gelmiştir...
Ne diyeyim; ruhunuz şad olsun!
GÜNÜN İSYANI
İsyanım her bayram ortalama 60 kişinin öldüğü trafiğe çıkıp ölümüne sürat yapanlara:
İntihar edecekseniz sözüm yok da başkalarını öldürmeyin beyler... Dönüş yolculuğunda aşırı hız yapmayın!