Tarih:
01.01.2015
Özlem, burnumuzun direğini sızlatıyor
Mustafa Mutlu; Bizim, ‘Sadece yanımda ol’ diye yalvarmamızı umursamadan, bildiğini okuyacak…
Ben yıllardır her 31 Aralık’ta “özlem”i yazarımÖrneğin 2008’de, “Özlem… Hep Olacak” başlıklı yazım şöyleydi:
***
“Yine yılın son saatleri…
Bir hesaplaşma anı daha!
Yaşanan 365 günün getirdikleri…
Götürdükleri…
Götüremeyip başımıza bela ettikleri bugün hep bir hayalet gibi dönüp duracak etrafımızda.
Dolu görünümlü fos sözler…
Dost görünümlü düşmanlar…
Umut bağladıklarımız…
Hüsrana uğradıklarımız…
Beklentilerimiz, acılarımız, sevinçlerimiz…
Kaybettiklerimiz, kazandıklarımız…
Kırdıklarımız, kırıldıklarımız…
Küfrettiklerimiz, bize küfredenler…
Hırsızlar, yağcılar, yalancılar, soyguncular…
Köşeye sıkıştırdıklarımız, az bile yaptıklarımız…
Ve haklarını yediklerimiz…
Hepsi inanılmaz bir koro oluşturup yılın bu son gününde sadece bizim duyabileceğimiz bir şarkı söyleyecekler…
Kulağımızın içinde yankılanan; çok sesli, anlaşılmaz sözcüklerle dolu uzun bir şarkı!
Kimimiz için gerilim müziği, kimimiz için iki adım ileri, bir adım geri temposunda Mehter Marşı…
Kimimiz için Roman havası, kimimiz için zeybek, kimimiz için arabesk!
Ve kimimiz için yüreğimizi sızlatan bir ‘kara sevda’ ezgisi…
Tek bir gerçek var ki; herkes kendi şarkısını dinleyecek bugün!
Her bir notasını kendi oluşturduğu, bilerek ya da bilmeyerek sözlerini yazdığı kendi şarkısını!
Yılın son günü bugün…
Siz de bir an yalnız kalın ve kendi şarkınızı duymaya çalışın…
Çünkü ‘yeni yılın yeni şarkısı’nın habercisi olacak, duyduğunuz ezgiler…
Gelecek yıl için daha ‘insani’ bir plan yapmanızı sağlayacak…
Ya özlem?
İyiye, doğruluğa, mutluluğa, coşkuya, sevince kavuşma özlemi…
Hiç kuşkunuz olmasın; o yine kaçacak…
Bizim, ‘Sadece yanımda ol’ diye yalvarmamızı umursamadan, bildiğini okuyacak…
Ama biz özlemeyi sürdürmeyi becerdiğimiz sürece, insan olacağız…
Kısacası…
Özlem hep olacak!”
***
2012’de ise şunları yazmışım:
“Her yılsonu hesaplaşmalar, her yılbaşı aynı kararlar, her yıl ortası aynı umutsuzluklar…
Aynı kavgalar, aynı yüzler, aynı tatsız muhabbetler…
Anladım ki insanın hayatı, vücudu gibi bir seyir izliyor:
Çocukluğumuzda, gençliğimizde, belki de büyüyen vücudumuzun verdiği enerjiyle hayallerimiz, beklentilerimiz, kararlılığımız da büyüyor…
Büyüme bitip duraklama ve çöküş dönemine girince, bu kez o olumsuz elektrik yapışıyor yakamıza…
En azından ‘gelecek endişesi’ kaplıyor yüreğimizi:
‘Çocukların hali ne olacak, geçinebilecek miyim, işten atılacak mıyım, ülkenin kötüye gidişi nereye kadar sürecek, ya bu adamlar amaçlarına ulaşırsa?’
Bitip tükenmek bilmeyen kaygılarla tekdüzeleşiyor hayatlarımız… Heyecan arayışları, yerini sadece huzur beklentisine bırakıyor…
Özlem ise… Hiç ama hiç bitmiyor!
Özlediklerimiz uzaklaşsa da bizden, yaşananlar çirkinleşse ve hatta çirkefleşse de…
İyiye, doğruluğa, mutluluğa, coşkuya, sevince kavuşma özlemi ayakta tutuyor bizi…”
***
Bugün 31 Aralık 2014…
Özlemekten yorgun düştük; özlediklerimiz iyice uzaklaşıyor bizden…
Ve biz hâlâ bir umut, bekliyoruz!
HARAM!
Dinci kanallardan birinde sokak röportajı yapıyorlar… Sakallı, takkeli bir amcaya (Amca dediğime bakmayın, büyük bir olasılıkla benden küçüktür) soruyorlar:
“Yılbaşı akşamı eğlenecek misiniz?”
“Haşaaaa” diyor amca, sonra sağ elinin işaret parmağını kameranın objektifine sallayarak konuşuyor:
“Yılbaşı, Noel, bunlar kâfir âdetidir ve haramdır.”
***
Şimdi gelelim işin püf noktasına:
Bu röportaj nerede yapılıyor biliyor musunuz?
Eminönü’ndeki Nimet Abla Milli Piyango Gişesi’nin önündeki uzun kuyrukta!
Yani amca, 50 milyonu almanın derdinde…
Ama iş alt tarafı televizyonun karşısına geçip boyalı gazoz içmeye ve çekirdek çitletmeye gelince, “Haraaaaamm”ı yapıştırıyor…
Ne diyeyim; Allah ıslah etsin!
YILIN SORUSU
Bu gece yeni yıla girerken, öyle her yılki dileklerimi tekrarlamayacağım. Bu gece sadece bir dileğim olacak benim; çünkü biliyorum ki bütün dertlerimizin birinci nedeni o… Bu yüzden “Git” diyeceğim sadece, “Kaybol!”
Sorum size:
Kimi kast ettiğimi tahmin ettiyseniz; siz de bu dileği bu gece benimle paylaşır mısınız?
YILLAR GEÇSE DE
ÜSTÜNDEN ! (62)
Abdullah Gül ve ailesiyle geçti, yılın son günleri benim için!
Onlar Huber’i işgal etti; derdi, tasası, gamı bana düştü!
Ben yazdım, siz okudunuz…
Siz yazdınız ben okudum!
Ama otu bo.u soru önergesi yapıp Meclis’e taşıyan milletvekillerinin biri bile ilgi göstermedi bu işgale…
Kimse hesap sormaya yanaşmadı!
Herkes Abdullah Gül gibi davrandı; görmezden, duymazdan geldi; tek sözcük söylemedi!
***
Benim burcum, “keçi” burcu!
2014, 2015, 2016 fark etmez…
Ömrüm yettiğince bu işin peşindeyim!
Abdullah Bey…
Bu gece yılbaşı… Büyük bir olasılıkla Huber’de geçireceksiniz geceyi…
Halkın parasıyla korunup, halkın parasıyla ısınıp, halkın parasıyla temizlenen mekanda, halkın parasıyla yiyip içip eğleneceksiniz…
Size “İyi yıllar” dilemiyorum
YILIN İSYANI!
İsyanım, yarın gireceğimiz 2015’e:
Eğer başımızdaki “eskileri” alıp tarihin karanlık sayfalarına gömemeyeceksen; boşuna zahmet edip de gelme!
Mustafa Mutlu - Aydınlık
ÜYE YORUMLARI
Yorum YapFacebook Yorumları