loading
close
SON DAKİKALAR

‘Patron, ver üç maaş ikramiye, savaşayım!’

Mustafa Mutlu
Tarih: 06.12.2014

Mustafa Mutlu; Hem işsizlik sorununun çözümüne katkıda bulun, hem de 600 bin kişiyi besleyip duracağına ülke güvenliğini 100 bin paralı askere emanet et...

‘Patron, ver üç maaş ikramiye, savaşayım!’
Başında aklı, yüreğinde yurt sevgisi, beyninde adalet duygusu olan herkes “18 bin liraya askerlik satışı”na tepki gösterdi.
İşin daha da vahimi, “bedelli askerlik”ten sonrası...
Bunun bir arkası, “profesyonel ordu!”
Yani halk arasındaki adıyla, “Paralı askerlik!”
İlk bakışta oldukça mantıklı...
İşi, gücü,evi, barkı olan 600 bin genci uzun bir süre hayattan koparacağına, işsiz gençleri eğitip maaşlı asker yap... Hem işsizlik sorununun çözümüne katkıda bulun, hem de 600 bin kişiyi besleyip duracağına ülke güvenliğini 100 bin paralı askere emanet et...
***
İyi de profosyonel ordu, Mehmetçik Ordusu’na benzer mi?
Emin olun; daha iyi silah kullanırlar...
Daha iyi koşarlar...
Daha iyi dövüşürler ve savaşırlar...
Ama... Ufacık bir “kusurları” vardır “profesyonel” arkadaşların:
Ölmezler!
Çünkü insan, vatan için, namus için, onur için ölür ama... Para için ölmez!
***
Atatürk’ü düşünün; ne demişti ordusuna?
“Ben size savaşmayı değil, ölmeyi emrediyorum!”
Ordusu da seve seve ölmeye koşmuştu...
Düşünün; bu emri bir komutan profesyonel askerlerden oluşan bir orduya verebilir mi?
Verse bile o askerler, “Ulan bu işin sonu geldi, ölüme dayandı” diyerek buldukları ilk fırsatta firar etmez mi?
***
Paralı asker belki iyi nişancıdır; ama yüreğiyle değil, beyniyle savaşır!
Amacı yurt topraklarını korumak değil, para kazandığı işini yapmaktır!
“Allah, allah” diye koşmaz düşmanın üstüne, “Para, para” diye cephe gerisine kaçar!
Paralı askere, “Va-tan sa-na ca-nım fe-da” dedirtemezsin...
Zor durumda kaldığında, senin verdiğin maaşın yüzde 10 fazlasına düşman ordusuna transfer olmayacağından emin olamazsın!
Çünkü böyle bir orduda komutan yok, patron vardır!
Asker, cepheye gitmesini emreden komutanına, “Yap yüzde 50 zam, gideyim patron” deme hakkına sahiptir!
***
Kısacası; paralı asker, yüzlerce yıldır toprakları yağmalanmak istenen bir ülkede sadece ihanetin adı olabilir!
Sömürgeci ya da işgalci devletlerin uşağı haline gelen siyasetçilerin kullandıkları bir “ülkeyi toptan yok etme yöntemi”dir bu...
Evet; benim, sizin çocuklarınız böyle bir sistemde askere gitmez; annelerin yüreği de hop hop etmez ama...
Ortada da vatan diye de bir şey kalmaz!
***
Keşke silahsız, askersiz, polissiz, savcısız bir dünya yaratabilsek...
Ama bu ne yazık ki mümkün görünmüyor...
KRAL ÇIPLAK!
Dikkat ettiniz mi bilmem; televizyonlar ve gazeteler askerliğin 18 bin liraya zengin çocuklarına satılmasına şöyle bir değindiler; sonrasında toplumdan yükselen tepkileri vermemek için kulaklarının üzerine yattılar!
Örneğin koskoca Hürriyet gazetesinde dün bu konuda Latif’in karikatürü dışında nokta bile yoktu!
Dikkat edin; tam da “açılım mavalı”nın ivme kazandığı günlerde birileri “askerle ve orduyla” oynamaya kalkışıyor!
Sözü uzatmayayım; biz olup bitenlerin farkındayız...
Bu yüzden de bedelli askerliği, paralı askerliği ve açılım sürecini bu akşam Ulusal Kanal’da yayınlanacak olan Kral Çıplak’ta Türk Silahlı Kuvvetleri’nin saygın komutanlarıyla, gazilerle ve şehit aileleriyle masaya yatıracağız.
Bu geceki “özel” Kral Çıplak yayını 21:00’de başlayacak ve gece 02:00’ye kadar sürecek...
Kaçırmamanızı öneririm!
GÜNÜN SORUSU
Soru, adı ve birliği bende saklı bir üsteğmenimizden:
“Kısa dönem askerlik yapan bir er yanıma gelerek, ‘Komutanım, iki aydır askerim. Bedelli askerlik yasası çıktı. Askerliğimin kalan süresinin bedelini ödeyerek terhisimi istiyorum. Eğer bu ülkede herkes yasalar karşısında eşitse, bu talebimin yerine getirilmesini beklemek, benim yasalardan kaynaklanan hakkımdır’ dedi. Benim için Başbakan’a sorar mısınız? Ben bu erlere bundan sonra nasıl askerlik eğitimi vereceğim?”
BU MACERA NASIL BİTER? (40)
“Cumhurbaşkanı Gül Cumhurbaşkanlığı’na ait Huber Köşkü’nü hâlâ kullanıyor mu?
Kullanıyorsa, yapılan masrafları kendisi mi ödüyor?
Kullanmıyorsa, Köşk’ü ne zaman boşalttı? Boşalttığı tarihe kadar olan masrafları ödedi mi?”
Ne zor sorularmış bunlar kardeşim...
Soruyorum, soruyorum; yanıt alamıyorum...
4982 Sayılı Bilgi Edinme Hakkı Kanunu ‘nun vatandaş olarak bana tanıdığı hakkı kullandım; aynı soruları resmi başvuruyla Cumhurbaşkanlığı’na da sordum ama henüz yanıt alamadım.
Yasal sürenin dolmasına 10 gün kaldı; bakalım ne yanıt gelecek?
***
Hadi bir oyun oynayalım:
Sizce bu macera nasıl bitecek?
GÜNÜN İSYANI
Geçirdiği inanılmaz dönüşümle ve Recep Tayyip Erdoğan’a çektiği yağlarla gündemde kendisine yer açan Yavuz Bingöl, bir kamu bankasının milyon liralık reklam teklifinden sonra İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nden de konser teklifi almış... Günün isyanı Fazıl Say’dan:
Yavuz Bingöl denilen oportünist, duyarsız adamdan tiksiniyorum. Yavuz... Senden utanıyorum!

Mustafa Mutlu - Aydınlık

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları