Tarih:
27.10.2014
Pet şişeli Başbakan!
Mustafa Mutlu; Yasalarımızda ve anayasamızda, Türk halkının, 'sınıfsız, zümresiz bir toplum' olduğu yazar! Peki; yapan kim? Bu partinin hükümetlerinde uzun yıllar görev yapan bir bakan!
Fotoğraf Sözcü Gazetesi’nde yayınlandı. AKP’li Hüseyin Çelik’in oğlunun nikahında çekilmiş...Fotoğrafta soldan sağa Başbakan Ahmet Davutoğlu ve eşi, Cumhurbaşkanı’nın eşi Emine Erdoğan ve Cumhurbaşkanı Erdoğan, en sağda ise önceki Cumhurbaşkanı Abdullah Gül görülüyor.
Davutoğlu’nun ve eşinin önünde birer “pet şişe” su duruyor... Bardakları bile yok! Yani Türkiye Cumhuriyeti’nin koca Başbakanı ve eşi susarsa, o pet şişeyi başlarına dikmek zorunda...
Yanındaki üçlünün, yani Gül ve Erdoğan çiftinin önünde ise cam şişe su duruyor... Şişelerin yanında da peçetelerin üzerine ters çevrilmiş birer cam bardak...
***
Yasalarımızda ve anayasamızda, Türk halkının, “sınıfsız, zümresiz bir toplum” olduğu yazar!
Peeeeeeeh!
Bunun “olduğunu” savunan geri zekalılar; bu fotoğrafa iyi baksınlar!
Bırakın halkı... Cumhurbaşkanları ve başbakanlar arasında bile “sınıfsal ayırımcılık” yapılıyor...
Peki; yapan kim?
Bu partinin hükümetlerinde uzun yıllar görev yapan bir bakan!
Yüzbinlerce dolar harcayıp oğluna düğün yapmayı biliyor ama toplam ikişer lira fark verip Başbakan’ın ve eşinin önüne de “cam şişe” su ve birer bardak koydurtmuyor...
***
Elbette biliyorum; sorun para değil!
Sorun; “siyasi mesaj” vermek!
Kendisini bakan yapmayan Davutoğlu’ndan intikam almak!
Davutoğlu’nun yerinde ben olsam bana bu muameleyi çeken partiliyi anında kapının önüne koyardım.
Koyamazsam da sırf bu fotoğraf yüzünden “onur istifası” verirdim...
***
Olaya bir de tersinden yaklaşalım:
Diyelim ki; Davutoğlu henüz devrede yok ve Başbakanlık görevi Erdoğan’da...
Hüseyin Çelik, Erdoğan çiftine böyle davranabilir miydi?
Cumhurbaşkanı’nın önüne cam şişeli, onun önüne pet şişeli su koydurabilir miydi?

***
Yanıtı hepiniz biliyorsunuz...
Elbette Ahmet Bey de biliyor...
Ve günlerdir bir tepki göstermediğine göre, bu muameleyi kabul ediyor...
Ne diyeyim; herkes hak ettiği saygıyı görür!
YUH!
Torunlar İnşaat, rezidans inşaatındaki asansör faciasında ölen işçi yakınlarına kan parası ödemiş... Yoksul işçi yakınları da açacakları davaların yıllarca süreceğini ve sonuçta hiçbir şey elde edemeyeceklerini bildikleri için “kan parası”nı kabullenip şikayetçi olmayacaklarına dair sözleşme imzalamışlar.
Daha da vahimi ne biliyor musunuz?
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik, “kan parası”nı normal bulduğunu söylemiş...
Yani laik devletteki mahkemeleri ve tazminatı bir kenara koyuyor; şeriattaki “kan parası”nı olağan buluyor...
“Tek heceli” bir sözüm var:
Yuh!
GÜNÜN SORUSU
İktidarın sosyal medyayı cezalandırmaya kalktığı günlerde, ilk adımı karanlık güçler attı. Atatürkçü kimliğiyle bilinen Twitter fenomeni 30 yaşındaki Ferdi Özmen, Sarıyer’de aracından indirilerek öldürüldü. Bugüne kadar hep gazete yazarlarının öldürüldüğü ülkemizde, ilk kez bir internet yazarı suikaste uğradı. Sorum size:
Bu cinayetin gerçek katilleri bulunur mu?
HUBER, BABANIZIN MALI MI? (5)
ABD’de kuraldır... Başkanlar, Beyaz Saray’da oturur ama... Tüm kişisel harcamalarını kendi ceplerinden öderler.
Eşleriyle ya da özel misafirleriyle yedikleri yemeklerin parası bile her ay “lüks lokanta tarifesi”nden, maaşlarından kesilir.
Bizde ise her şey “beleş”tir...
Bırakın bakanları, Başbakan’ı, Cumhurbaşkanı’nı; onlarla birlikte yaşayan eşleri, çocukları da ellerini asla ceplerine atmazlar!
Çünkü onlar ABD Başkanı’ndan bile daha “kıyak” olanaklarla donatılmış, “cumhuriyet dönemi padişahları”dır...
Eğer böyle olmasaydı; günlerdir sorup durduğum, “Üç ay önce görevinden ayrılan önceki Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ve ailesi, hâlâ neden cumhurbaşkanlarının yazlık çalışma mekanı olan Huber Köşkü’nü terk etmiyor” soruma yanıt gelmez miydi?
Sözüm size sivil toplum örgütlerinin sevgili üyeleri...
“Ayıplamak”tan başka bir şey yapmıyorsunuz...
Huber, ABD’de olsaydı, şu anda önünde binlerce kişi protesto eylemi yapıyor olurdu!
GÜNÜN İSYANI
Bursa Osmangazi Dobruca İlkokulu’nda yapılacak 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı etkiliklerinde 10. Yıl Marşı’nı okumak, okulun müdürü tarafından yasaklanmış... Çünkü bu marş, Müdür Zeki Kaplan’a göre, siyasiymiş... İsyanım bu mollaya:
Gün gelecek, devran dönecek ve işte o zaman 10. Yıl Marşı’nı avaz avaz söylemeniz bile sizi kurtaramayacak!
Mustafa Mutlu - Aydınlık
ÜYE YORUMLARI
Yorum YapFacebook Yorumları