Tarih:
12.04.2014
Pısırık demokrat!
Mustafa Mutlu; Ama bizimki şikâyetçi bile olmuyor! Neden? Çünkü çok demokrat!
Kemal Kılıçdaroğlu bunu hep yapıyor:Kendine bir tokat atana öbür yanağını gösteriyor!
Adam gelmiş, kutsal bir çatı altında, herkesin gözü önünde saldırmış; iki tane de yumruk sallamış, gözünü morartmış, gözlüğünü kırmış, ceketini yırtmış…
Ama bizimki şikâyetçi bile olmuyor!
Neden?
Çünkü çok demokrat!
***
Kusura bakmayın CHP’li dostlar; yerim böyle demokrasiyi!
Bakın artık seçim de geçti, “Şimdi sırası mı?” diye hakaret maili de döşenemezsiniz; o yüzden yazıyorum:
Bunun adı demokratlık falan değil, pısırıklıktır.
Kendi hakkını bile koruyamamaktır.
O “kiralık saldırganı” tutup da üzerine gönderen adamlardan korkmuyorsan; aslanlar gibi şikâyetçi olur ve bu işin sırrının çözülmesini sağlarsın…
Unutma ki o tokat sana, senin kişiliğine atılmadı.
Türkiye Cumhuriyeti devletinin ana muhalefet partisi CHP’nin Genel Başkanı’na, hem de kutsal Meclis çatısı altında atıldı!
***
Tamam ılımlı adamsın, barışçısın, kibarsın, çelebisin falan da…
Gerçekten artık yeter!
Sen çelebi kalacaksın, kimsenin kalbini kırmayacaksın diye bu ülkenin değerlerinin hırpalanmasına bari izin verme…
Bilmiyorsan oku da öğren Kemal Bey:
İddialara göre hiçbir işte dikiş tutturamayan ve gırtlağına kadar borçlu olan bu adamın eline, sana saldırmadan sadece üç gün önce toplu bir para geçmiş… O da bu parayla gidip banka borcunu kapatmış!
İnsan hiçbir şey merak etmezse, bu parayı kimin, neden verdiğini merak eder!
Bu, senin için bir anlam taşımıyorsa bir bilgi daha vereyim:
Sana yumruk atan o adam, o gün Meclis’e elini kolunu sallayarak girmiş; dahası bir polis memuru kapıda kendisini karşılamış ve elini omzuna atarak bir süre sohbet etmiş!
Bu polisin kim olduğunu, saldırganı nereden tanıdığını da mı merak etmiyorsun Allah aşkına!
***
Sorun bir garibanla uğraşmak, küçük hesapların peşinde olmak falan değil Kemal Bey…
Sorun; sizin “saldırgan”lar karşısındaki pasif ve teslimiyetçi tavrınız!
Tetikçi karşısında da böylesiniz; siyasetçi karşısında da…
Bu yüzden önüne gelen tokat atıyor size ve bize!
O tokat belki sizin yüzünüzde patlıyor; sizin gözünüzü şişiriyor ama bizim değerlerimizi yaralıyor!
***
Beni tanırsınız Kemal Bey; çevrenizdeki ikbal beklentisi içinde olanlar gibi lafı eveleyip gevelemem; ağzıma geldiği gibi söylerim:
Eğer bir dahaki saldırıda size bir yumruk atana siz iki yumruk atmaz; yakasından tutup ayağınızın altına almazsanız; yazıklar olsun size!
İşte; benden de bu kadar!
TÜKETMİYORUM (9)
GÖLGE ETMEYİN!
Bizde âdettir; birileri ne zaman iyi bir şeyler yapmaya kalksa, umutsuz yurttaşlar (ya da gamlı başkuşlar) korosu aynı nakaratı tutturuverir:
“Olmaaaz bu iiiişşş…
Yapamazsıınıııızzz…
Eksiğiiiinzzz varrr…
Yanlışııınııız vaaar!”
Biz Facebook’ta bir “Tüketmiyoruz” sayfası açtık ve Türkiye’nin en geniş katılımlı sivil toplum hareketini hayata geçirmeye baş koyduk, bir haftada 20 binden fazla kişiye ulaştık ya… Koro yine devrede:
“Başaramazsınız, yapamazsınız, edemezsiniz!”
Amaçları moral bozmak, yıldırmak, bezdirmek, umutsuzluk şırınga etmek!
Bu kez sert kayaya çarptınız beyler; bizi durduramayacaksınız…
Gölge etmeyin, başka ihsan istemez!
GÜNÜN SORUSU
Daha yerel seçimlerin tozu dumanı yatışmadan medyadaki “Yeni anayasa isteriz”ciler harekete geçti… Sorularım onlara:
Elimizdekini adam gibi uygulatmak için hiç kılınızı kıpırdattınız mı? Amacınız demokratikleşme mi; bu ülkenin bölünmesini kolaylaştırmak mı? Ve son soru: Sizi kim besliyor?
AĞLANACAK BİR DURUM!
AKP iktidarı döneminde devlet kadrolarına yerleştirilen Fethullahçı polisler, bu ülkenin tüm aydınlarını ve muhaliflerini fişlemeyi ve izlemeyi görev edindi.
Bunun için ya kendileri gibi Fethullahçı ya da işlerini ciddiye almayan sorumsuz hâkimleri kullandılar!
O hâkimlerin önüne “dinleme” kararı almaları için milyonlarca vatandaşın telefon numaralarından oluşan listeleri koydular; onlar da okumadan bastı imzayı…
***
Peki ne oldu?
Onlarca, yüzlerce, binlerce değil; toplamda milyonlarca vatandaşın telefonu dinlendi.
Demokrasinin olmazsa olmazlarından özel hayatın gizliliği ilkesi ihlal edildi!
Çok sayıda vatandaşın aile ve iş hayatları sırf bu yüzden bozuldu; yüzlercesi intihar etti!
Dün ortaya çıktı ki Fethullahçı polisler, bu tembel hâkimlerle resmen dalga geçmişler!
Dileme kararı alınması için o hâkimlerin önlerine koydukarı listelere, hâkimlerin cep telefon numaralarını da yazmışlar.
Bizim saftirik hâkimler, böylece kendi telefonlarının dinlenmesi için gereken mahkeme kararını da bizzat vermişler.
***
Sakın gülmeyin, dalga geçmeyin…
Çünkü bu; gerçekten ağlanacak bir durum!
GÜNÜN İSYANI!
Yerel seçimlerden sonra muhalefet partilerinin itirazlarının tamamına yakınını reddeden Yüksek Seçim Kurulu, AKP’nin itirazlarını oybirliğiyle kabul etmeye devam ediyor. İsyanım YSK’ya:
Adınızın açılımının, Yandaş Seçim Kurulu olmadığının farkındasınız değil mi?
Mustafa Mutlu - Aydınlık
ÜYE YORUMLARI
Yorum YapFacebook Yorumları