Tarih:
15.06.2014
PKK'yla mücadele politik değil, narkotik zeminde yürütülmeli
Mustafa Mutlu; Lice ve çevresi, PKK'nın en büyük kazanç kapısı olan esrarın üretildiği Hintkenevirinin yetiştirildiği bölge...
Lice'de bir grup PKK'lı sözüm ona "kalekol yapımını engellemek" için yol kesip askerlerimizi bölgeye sokmadı, çıkan olaylarda iki vatandaş öldü, çok sayıda asker yaralandı, arkasından da bir PKK'lı Diyarbakır'daki hava üssünde bayrağımızı indirdi ya...Tüm bu olayların asıl nedeni "esrar..."
Yanlış duymadınız; kafa yapan, uyuşturucu madde...
Bağımlıları arasındaki adı ile, "ot!"
***
Lice ve çevresi, PKK'nın en büyük kazanç kapısı olan esrarın üretildiği Hintkenevirinin yetiştirildiği bölge...
Olayların çıktığı günler; henüz "hasat zamanı" değilmiş...
İki ay kadar önce ekilen kene-
virlerin toplanması için, bir iki hafta daha beklemek gerekiyormuş...
Bu sürede asker bölgeye girerse, tıpkı önceki senelerde olduğu gibi kenevirlere el koyabilirmiş...
Bu yüzden de "kalekol" bahane edilip yol kapatılmış...
***
Şimdi size çok ama çok basit bir soru:
Lice ve civarında çocukların bile bildiği bu gerçeği, sizce; TBMM çatısı altında görev yapan bölge milletvekillerinin bilmemesi mümkün mü?
Biliyorlarsa; o zaman neden bu "esrar/engiz" olayların içinde yer alıyorlar?
Neden askerin yanında değil de PKK'nın ve uyuşturucu baronlarının yanında saf tutuyorlar?
***
Bölgedeki uyuşturucu işini bundan otuz yıl önceye kadar "aşiretler" yapardı...
Bugün ise piyasanın tek hâkimi; PKK!
Elbette, aşiretlerle ortak olarak...
Örgüt; gerek Güneydoğu'da, gerekse Kuzey Irak ve Kuzey Suriye'de Hintkeneviri yetiştirip bunu Türkiye üzerinden bütün Avrupa'ya pazarlıyor...
Karşılığında milyonlarca dolar gelir elde ediyor...
Her ne kadar ağızlarından özgürlük, bağımsızlık gibi kavramları düşürmeseler de asıl dertleri para!
Böyle bir kazancı kaybetmeyi ne onlar, ne de "mal"ı onlardan satın alan "uyuşturucu baronları" göze alabiliyor...
***
Bu yüzden bilmeniz gereken çok önemli bir gerçek var:
PKK politik değil, narkotik bir örgüttür!
Böyle bir örgütle "pazarlık", "açılım", "anlaşma", "uzlaşma" falan olmaz...
Siz istediğiniz kadar ödün verip durun; onlar yeni taleplerde bulunarak "uzlaşmazlık" halini sürdürecektir...
Çünkü böylesine büyük bir kazanç kapısını asla kapatmazlar...
Kapatmak isteseler bile, buna Türk ve Avrupalı uyuşturucu baronları izin vermez...
***
Peki; nasıl çözeceğiz bu sorunu?
Yanıt belli:
Avrupa'ya uyuşturucu akışını sağlayacak başka bir "yapı" bularak!
Şaka yapmıyorum; olay bu kadar basit!
Avrupalı tüketicilerin ihtiyaç duyduğu esrar ve eroini PKK'yla aynı kalitede ve aynı fiyatta tedarik edebilecek başka bir "yapı" çıkmadan bizim PKK belasından kurtulmamız söz konusu bile olamaz...
TÜKETMİYORUZ!
Yerel seçimlerden sonra Facebook'tan başlattığımız "TÜKETMİYORUZ" kampanyasında katılımcı sayısı 62 bini geçti.
Üretim, işçi sınıfının silahıysa ve "üretimden gelen gücü kullanmak" işçilerin hakkıysa... Üretimin yerini tüketimin aldığı bir düzende bu güç, TÜKETİCİ olarak hepimizdedir.
TÜKETİMDEN kaynaklanan gücümüzü, hem bizi ciddiye almayan siyasi iktidara, hem de sömürmeye doymayan kapitalistlere karşı kullanabiliriz.
Bizim ödediğimiz vergilerle bizi öldüren, yaralayan, özgürlüklerimizi kısıtlayan faşistlerin zulmüne, dünyanın en pasif direnişini yaparak yanıt vereceğiz.
Eylemlerimize başlamak için hedefimiz 100 bin kişiye ulaşmak...
Cumhurbaşkanlığı seçiminden çok önce bu sayıya ulaşıp, gücümüzü göstermek istiyoruz...
İlgilenenlere duyurulur.
GÜNÜN SORUSU
Tüm çocukların Babalar Günü kutlu olsun... Sorum, tüm çocuklara:
Sizce ben neden babanızın değil de sizin Babalar Günü'nüzü kutlamış olabilirim?
Not: Sorumun yanıtını yarın vereceğim.
İSTANBUL CUMHURİYET BAŞSAVCISI'NA RİCAMDIR!
Bugün Babalar Günü... Ancak bu yıl yüzlerce baba ile çocuklarının canı yandı.
Gezi Direnişi'nde polis şiddeti sonucu ölen yavrular, babalarının dünyalarını kararttı.
Yine Soma'daki maden faciası, yüzlerce babayı çocuklarından, yüzlerce çocuğu da babalarından aldı.
Ulusal Kanal'da yayınlanmaya devam eden Kral Çıplak programının ekibi olarak biz bu yıl tüm bu babalar adına Berkin Elvan'ın babası Sami Elvan'ı Yılın Babası seçtik.
***
Bir gazeteci olarak bugüne kadar kimseye eyvallah etmedim; hiçbir istekte bulunmadım.
Ancak bir insan, bir baba olarak hayatımda ilk kez, hem de Babalar Günü'nde yalvarıyorum:
İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Sayın Hadi Salihoğlu:
Lütfen, Berkin Elvan soruşturmasını hızlandırın.
Bu dosyanın kapanmasına izin vermeyin.
Biliyorum; siz de babasınız... Çocuklarınızın başı için, o katilleri bulup yargılanmalarını sağlayın!
GÜNÜN İSYANI
Olaysız, ihanetsiz, savaşsız, katliamsız "bir hafta" istiyorum. İsyanım kadere:
Çok şey mi istiyorum!
Mustafa Mutlu - Aydınlık
ÜYE YORUMLARI
Yorum YapFacebook Yorumları