Tarih:
22.01.2015
Rehine olmama gerek kalmadı! Haydi Strazburg’a!
Mustafa Mutlu; Bu yazı; kısa sürede on binlerin katıldığı eşi benzeri görülmemiş bir kampanyaya dönüştü.
Varlığı tartışmalı bir mahkeme, Doğu Perinçek için yurtdışına çıkış yasağı koymuştu.Onun yurtdışına gidememesi, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin Büyük Dairesi’nde 28 Ocak’ta yapılacak duruşmaya katılamaması anlamına geliyordu.
Bu, Ermeni diyasporasına yapılacak en büyük kıyak olacaktı!
Çünkü Perinçek’in mahkemeye çıkıp hakimlerin gözünün içine bakarak “Soykırım olmamıştır. Bunu iddia eden yalan söylüyor” diyememesine en çok onlar sevinecekti.
Bu olasılık; atalarımıza, dedelerimize, ninelerimize, çocuklarımıza ve torunlarımıza ihanet demekti.
***
Bu olasılık karşısında dayanamadım ve “Perinçek’i gönderin, beni rehin alın” başlıklı bir yazı yazdım.
Bu yazı; kısa sürede on binlerin katıldığı eşi benzeri görülmemiş bir kampanyaya dönüştü.
Sonuçta İstanbul 4. Ağır Ceza Mahkemesi dün nihayet karar verdi ve Perinçek’in yurtdışına çıkış yasağını kaldırdı!
Kim ne derse desin; bu, sivil toplumun onurlu direnişinin zaferidir.
Bir kağıda “Perinçek’i gönderin, beni alın” yazarak poz verip fotoğraf çektiren kadınlarımızın, çocuklarımızın, işçilerimizin, gençlerimizin zaferidir.
Ve emin olun bu “zafer” bizim daha ilk adımımızdır!
Bundan sonraki çok daha büyük zaferlerimizin ilk basamağıdır!
Emeği geçen herkesi yürekten kutluyorum!
***
Bu durumda bana ve olanak sahibi tüm yurtseverlere...
Özellikle de Avrupa’da yaşayan vatandaşlarmıza düşen bir görev daha var:
28 Ocak’ta Strazburg’daki mahkemede olmak ve tarihe tanıklık etmek... Meydanı Ermeni çetelerine bırakmamak...
***
Emin olun; işimiz artık çok daha kolay!
HUBER! (78)
Abdullah Gül, Cumhurbaşkanlığı’ndan ayrılalı tam 144 gün oldu ama Cumhurbaşkanlığı’na ait “Huber Köşkü”nden bir türlü ayrılamıyor.
Yetmiş yedi kez “Niye hâlâ orada oturuyorsun? Bu yaptığın göz göre göre işgal değil mi?” diye soruyorum; ciddiye almıyor...
Bugünkü Cumhurbaşkanı’na, bu işgale neden göz yumduğunu soruyorum; o da umursamıyor...
Sözüm önceki cumhurbaşkanları Süleyman Demirel’le Ahmet Necdet Sezer’e:
Şu Huber’i biraz da siz kullanmak isteyin; bakalım ne yanıt alacaksınız!
GÜNÜN SORUSU
Sorum, “Perinçek’i gönderin, beni rehin alın” başlıklı yazıyı yazdığım gün beni arayıp “Burası Türkiye Mustafa... O yasağı kaldıracak olsalar, çoktan kaldırırlardı” diyen meslek büyüğüme:
Gazeteciliğin yürek karartma değil, ışık yakma mesleği olduğunu; mesleğinin 38’inci yılında anlayabildin mi sevgili abiciğim?
AKP’Lİ VEKİLLER... BUGÜN YANINIZA ‘BOŞ KAĞIT’ ALIN!
Güçlüydüler...
“Bakan” olmaktan almıyorlardı güçlerini; onlar “sırdaş”tı.
Çok fazla şey biliyorlardı.
“Bir konuşurlarsa”, herkes yanardı!
İşte; buydu alamet-i farikaları!
Bunu açık açık dillendirdiler de zaten...
“Liderlerini” ve onun oğlunu ele verebileceklerini söylediler.
Haklarındaki iddiaları araştırmak için Meclis’te sözüm ona bir Komisyon oluşturuldu ama Komisyon’un AKP’li üyeleri konuyla ilgili belgeleri okumaya bile zahmet etmedi.
Salladılar başlarını, aldılar maaşlarını...
“Yoh, yoh” dediler; tarihin en büyük yolsuzluklarını gömmeye çalıştılar.
***
Dört eski bakanla ilgili Soruşturma Komisyonu Raporu, bugün TBMM Genel Kurulu’nda görüşülecek.
Böylece dört bakan ya Yüce Divan’a sevkedilecek ya da kurtulacak!
Sözüm AKP’li vekillere:
Bugün Genel Kurul’da görüşmeleri izlerken birkaç boş kağıt alın önünüze ve adınızı soyadınızı yazın önce...
Ananızın babanızın, dedenizin, ninenizin, amcanızın, dayınızın, teyzenizin, halanızın, eşinizin, kardeşlerinizin, çocuklarınızın, torunlarınızın adını yazın!
Doğduğunuz, büyüdüğünüz, top oynadığınız mahalledeki namuslu insanlardan aklınıza ilk gelenlerin adını yazın...
İlk öğretmeninizin, size güvenen diğer öğretmenlerin ve sınıf arkadaşlarınızın adını yazın...
Masum asker arkadaşlarınızın adını yazın...
Sevdiğiniz, önem verdiğiniz dostlarınızın adını yazın...
Doktorsanız hastalarınızın...
Avukatsanız müvekillerinizin...
Tüccarsanız, mimarsanız, mühendisseniz müşterilerinizin adını yazın...
İnanıyorsanız; din büyüklerinizin adını yazın...
Hazreti Muhammed’in adını yazın...
Meleklerin adını yazın...
Allah’ın doksan dokuz adını yazın...
***
Ve sonra...
Ceylan derili koltuğa sırtınızı yaslayıp o isimlerin, sizin biraz sonra vereceğiniz karar ve kullanacağınız oy konusunda ne diyeceklerini hissetmeye çalışın...
Bugün sizin sınav gününüz beyler:
Ya gücü ve pisliği seçin...
Ya da o beyaz kağıda yazdığınız isimlere layık olun!
Tercih sizin!
GÜNÜN İSYANI
Günün isyanı, Kanal D’de ‘Günaydın’ isimli sabah programını sunan gazeteci kardeşim İrfan Değirmenci’den “Türkiye Cumhuriyeti Osmanlı’nın reklam arasıdır. Film kaldığı yerden başlayacak” diyen AKP Milletvekili Tülay Babuşçu’ya:
“En son İşgal Kuvvetleri’nin donanması İstanbul’daydı, film oradan mı başlayacak!”
Mustafa Mutlu - Aydınlık
ÜYE YORUMLARI
Yorum YapFacebook Yorumları