loading
close
SON DAKİKALAR

Sarayın büyüsüne kapılan adama... (54)

Mustafa Mutlu
Tarih: 23.12.2014

Mustafa Mutlu; İsyanım Başbakan’a: İtibar parada olsaydı; eroin ve silah kaçakçıları sizin koltuklarınızda otururdu...

Önceki Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün koltuğunu bırakmasının üzerinden 115 gün geçti...

Koltuğunu bıraktı ama Cumhurbaşkanlığı’na ait Huber Köşkü’nü bırakmıyor!

Lütfedip bir açıklama bile yapmıyor.

Sanki o zenginlik dedesinden miras kalmış gibi eşiyle ve çocuklarıyla birlikte Boğaz’ın keyfini çıkarmaya...

Yemeye, içmeye...

Devletin lüks makam arabalarına binmeye...

Masrafı yoksul halka fatura etmeye devam ediyor!

Yazılarımdan bunalınca da danışmanlarına talimat verip yandaş gazeteye, “Yılbaşından sonra çıkacağım. Yeni Köşk’ün tadilatı bitmek üzere” diye haber sızdırıyor.

Aklınca bu haberden sonra, “Haa, tamam o zaman” deyip sormaktan, yazmaktan cayacağımı düşünüyor.

***

Caymam Abdullah Bey...

Görev süresi dolduktan sonra yenen devlet yemeği, oturulan devlet konutu, binilen devlet arabası, çalıştırılan devlet işçisi...

Haramdır!

Haramın hesabını öteki dünyada nasıl olsa sorarlar da...

Ben bunu yapan kişinin, bu dünyada da hesap vermesi gerektiğine inanırım...

***

Tam 54 gün oldu... Aç bak yazılarıma; bir kez olsun “suçlamadım” seni...

Kınamadım!

Ayıplamadım!

Sadece sordum.

“Doğru mu?” dedim.

“Neden çıkmıyorsun, anlat” diye ısrar ettim.

Orada oturmak için yeni Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan izin alıp almadığını, masrafları ödeyip ödemediğini açıklamanı istedim.

Ama taş oldun yanıt vermedin Abdullah Bey...

Sır oldun, ortalıkta görünmedin.

Lâl oldun, sustun.

Susarak, sorularıma en kötü yanıtı vermiş oldun!

İstismarı kabullendin Abdullah Bey, fakir fukaranın hakkını yediğini susarak onayladın.

***

Şimdi sana yakışan bir şey var:

Çağır kameraman ve muhabir kardeşlerimi Huber’in önüne...

Valizlerin toplanmış olsun ama!

Son bir kez dönüp bak o muhteşem manzaraya...

“Ben bir hata yaptım” de sonra!

“Hakkım olmadığı halde bir gaflete düşüp hırsıma yenildim. Bu güzelliğe kandım. Halkıma ait bu saray yavrusunu işgal ettim. Bana güvenenler başta olmak üzere tüm halkımdan özür diliyorum. Devlete verdiğim zarar neyse, hepsini ödeyeceğim” de...

***

Babanın elini öpmeye git ardından Kayseri’ye; gönlünü al...

Bir süre de oralarda takıl, sakın döneyim deme!

“Saray entrikaları”ndan kurtul, “saray pislikleri”ni kirli bir elbise gibi sıyır at üzerinden; Anadolu’nun yorgun ama şefkatli toprağına uzan, arın iyice...

***

Saray sevicisi olmak yakışmaz bir Anadolu delikanlısına; hırsa yenik düşmek, dünya nimeti için “ah” almak yakışmaz...

Hadi, Abdullah Bey; yeme artık bu haramı...

Bak zaten zevkini de kaçırdım; inat etme yanlış yapmakta...

Yirmi milyon yoksul vatandaşın aç gezerken, onların açlıktan kokan nefesleriyle söyleyecekleri beddualara hedef olma...

Terk et artık o Köşk’ü...

Kendini de bu ülkeyi de daha fazla küçültme!

SAÇ!

Ankara Valisi Mehmet Kılıçlar, önceki gün Katar Emiri’ni karşılama töreninde MİT Müsteşarı Hakan Fidan’ın omzundaki “uzun” bir saç telini alıp yere atmış ve “Bu ne Hakan?” diyerek şaka yapmıştı!

Dün de Ankara polisi, “laik eğitim” için Yatağan’dan Ankara’ya yürüyen 100’ün üzerindeki öğretmeni saçlarından sürükleyerek gözaltına aldı.

Onlarca öğretmen ve memur yaralandı.

***

Çok merak ediyorum; Ankara Valisi’nin işi MİT Müsteşarı’nın yakasından saç teli temizlemek mi; yoksa insanların demokratik haklarını kullanırken saçlarını kaybetmelerini önlemek mi?

GÜNÜN SORUSU

Recep Tayyip Erdoğan, 11 yıllık başbakanlığı döneminde örtülü ödenekten tam 6 milyar 335 milyon lira harcamış... Yani resmi rakamlara göre, 4 KaçAK Saray parası da böyle gitmiş... Sorum “Ekonomi kayıt altına alınmalı” diyen Maliye Bakanı’na:

Önce örtülü ödeneği kayıt altına alman gerekmiyor mu?

İKİ ÜLKENİN SAVCILARI ARASINDAKİ KÜÇÜK (!) FARK...

Almanya Meclisi’nde geçenlerde PKK bayrağı açan Sol Parti üyesi 10 parlamenter hakkında Berlin Savcılığı soruşturma kararı aldı.

Savcılık, PKK bayrağı açtığı gerekçesiyle dokunulmazlığı kaldırılan parlamenter Nicole Gohlke’ye destek veren vekillerin sosyal medyada paylaştığı fotoğrafı “suç” olarak kabul etti.

Berlin Savcısı, kendilerine hiçbir tehditte bulunmayan, vatandaşlarını öldürmeyen, topraklarına göz dikmeyen PKK’yı terör örgütü görüyor ve ona destek veren milletvekillerini cezalandırıyor...

Bizim savcılar ise; otuz beş bin yurttaşımızın ölümüne, yüz bine yakınının yaralanmasına, milyarlarca liralık ekonomik kayba neden olan bu örgütün açıkça savunuculuğunu yapan vekillere selam çakıyor!

Her şey ortada: İlle de yorum yapıp suç işlememe gerek var mı?

GÜNÜN İSYANI

Başbakanlık saraylar, uçaklar ve lüks makam arabalarıyla ilgili eleştiriler üzerine dün bir yazılı açıklama yaptı:

“Milletimizin ve devletimizin itibarını temsil eden bu binalar ve araçlar üzerinden art niyetli polemikler yapılması kimseye fayda sağlamamaktadır.”

İsyanım Başbakan’a:

İtibar parada olsaydı; eroin ve silah kaçakçıları sizin koltuklarınızda otururdu...

Şu lüks ve gösteriş tutkunuza artık başka bir kılıf bulun!

Mustafa Mutlu - Aydınlık

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları