loading
close
SON DAKİKALAR

Savcı Bey’e açık mektup!

Mustafa Mutlu
Tarih: 17.07.2013

Mustafa Mutlu, ''O olayla ilgilenen polislerin başına gelebilecekleri hiç merak ettiniz mi Sayın Savcı?''

Ali Sarıçiçek, Gezi Direnişi’nin yarattığı yeni kahramanlardan biri... Taksim’deki gösteriler sırasında bayrak satıyordu. Evine gitmek istedi; polis izin vermedi.

O da ellerini kaldırıp sitem etti...

Sonra da satamadığı bayraklarla birlikte önce TOMA’nın gazabına uğradı; ardından da gözaltına alındı.

Tutuklu sıfatıyla Metris’e gönderildi, dün şartlı tahliye ile cezaevinden çıktı...

Polise direnmiş!

Ali Sarıçiçek’in öyküsü bizim gazeteye manşet olunca Savcı Bey, lütfedip bu emekçi kardeşimizin suçunu açıklamış:

Polise direnmek!

İlahi Savcı Bey:

Bu ülkede bu suçu işlemeyen mi var?

BDP’li vekiller örneğin...

Bırakın direnmeyi, bir zamanlar önüne gelen BDP’li, polis dövüyordu; hangisi hakkında fezleke düzenlediniz?

Ya iktidarın PKK’lı dostları?

Şimdiye kadar hangi PKK ya da BDP eyleminde polis görevini yapabildi?

Hangisinde hakarete ya da saldırıya uğramadı?

Milletvekillerinden vazgeçtim; dokunulmazlıkları var... Peki, siz hangi PKK ya da BDP’liyi bu suçtan tutuklattınız?

Vaka-i adi!

Bu ülkede polise mukavemet, “vaka-i adi”dir Sayın Savcı... Trafik polisi, içkili bir vatandaşı mı çevirdi; anında mukavemet başlar ve “Sen benim kim olduğumu biliyor musun?” tehditleri savrulur!

Diyelim ki bir yerel yöneticinin oğlu ünlü bir sanatçıya çarptı ve hatta ölümüne yol açtı... (Böyle bir şey asla olmadı (!) ama diyelim ki oldu...)

O olayla ilgilenen polislerin başına gelebilecekleri hiç merak ettiniz mi Sayın Savcı?

Neden Ali?

Gelelim en son olaya:

Adı üstünde, Gezi Direnişi...

Doğanın katledilmesine, ülkenin dönüştürülmesine ve polis şiddetine bir başkaldırış...

“Yeter artık, bıçak kemiğe dayandı” diyen milyonların ortak isyanı...Yaşlısıyla genciyle, kadınıyla erkeğiyle, zenginiyle yoksuluyla, işçisiyle öğrencisiyle bir tepki hareketi...

Tamamen yasal, iyi niyetli, yurtsever bir ayağa kalkış...

Öyle silahlı külahlı değil; şakalı, orantısız zekâlı bir direniş...

Eminim sizin de ailenizin, akrabalarınızın, dostlarınızın birçoğu seve seve katıldı bu eylemlere...

Hatta belki siz bile gittiniz, slogan attınız!

Hepimiz insana saygıyı unutan polise direndik!

İyi de siz bu milyonların arasından bula bula nafakasını çıkarmak için o meydana koşan gariban Ali’yi ve onun gibi birkaç kurbanı mı buldunuz?

“Nasıl olsa ona kimse sahip çıkmaz” diye mi düşündünüz?

Bir kişi daha var mı?

Bana bu ülkede, Taksim Direnişçisi tutuklular dışında; “polise mukavemet”ten ceza evinde yatan bir Allah’ın kulunu daha gösterebilir misiniz Sayın Savcı?

Başka suç işlememiş olacak ama... Ali Sarıçiçek ve diğer Taksim sanıkları gibi, taş atmamış, polis yaralamamış olacak...

Sadece ellerini kaldırdığı için kodese tıkılmış bir kişi daha gösterebilir misiniz?

Hukuk, vicdandır!


Hukuk; sadece yasa, yönetmelik, tüzük değildir Savcı Bey...

Eğer dört yıl okuduğunuz hukuk fakültesinde size hukukun sadece bunlardan ibaret olduğu öğretilmişse, boşuna okumuşsunuz!

Çünkü hukuk, vicdandır!

Ve hak gözüyle, hukuk gözüyle bakmak için ille de fakülte bitirmek gerekmez!

Şimdi... Bir de vicdanınıza sorun bakalım, Ali’nin tutuklanması konusunda o ne diyor?

Eğer biraz olsun sızlıyorsa; bu, Ali’nin salıverilmesi ve bakmakla yükümlü olduğu beş çocuğuna kavuşması için yeterlidir! Yok, “Ben işimi yaparken vicdanıma bakmam” diyorsanız...

Yanlış meslek seçmişsiniz Savcı Bey...

Esnaf!

Bundan yedi yıl önce halk Cumhuriyet Mitingleri yaptı, iktidar bu mitinglerin “Borsa’yı düşürdüğünü” öne sürdü.

Bu kez Gezi Direnişi başladı, bu direnişe borsa yatırımcısı vatandaşlar da katılınca mazeret, “Esnaf zarar gördü”ye döndü!

Çok merak ediyorum; her fırsatta araştırma yaptıran iktidar, son halk hareketine katılanların içinde esnafın, tüccarın oranını belirlemek için de bir anket yaptırdı mı?

Yaptırdıysa, acaba esnafın (hatta olayların yoğun olduğu bölgelerdeki esnafın) yüzde kaçı, bu konuda iktidar gibi düşünüyor?

GÜNÜN SORUSU

Sorum İstanbul Valisi’ne ve Emniyet Müdürü’ne: 17 yaşındaki Mustafa Ali Tombul’u on gün önce Tarlabaşı’nda gaz fişeğiyle başından vuran ve komaya sokan polisin kimliğini tespit ettiniz mi? Etmediyseniz, sizi engelleyen biri mi var?


Yakalanan bırakılınca...


Ethem Sarısülük’ü vuran polisin kimliği, yirmi gün sonra tespit edildi. Serbest bırakıldı. Bir de özel ikramiye aldı.

Taksim’deki eli palalı adam, anında bulundu. Serbest bırakıldı. O da para alacak...

Eskişehir’de Ali İsmail’i öldürdükleri söylenenler yakalandı; anında serbest bırakıldı. Eminim onlar da paraya boğulacak... Bu durumda insan sormadan edemiyor:

Acaba diğer Gezi katillerinin ve suçlularının bulunması için acele etmesek ve bu işi “gerçekten hesap sorulabilecek bir güne” bıraksak daha mı doğru olacak?

Vatan/Mustafa Mutlu

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları