Tarih:
06.01.2016
Seksek ruleti!
Mustafa Mutlu; Bir ülke için en tehlikelisi, şiddetin sıradanlaşmasıdır! Biz; bugün tam da bu kritik eşikten geçiyoruz.
Televizyonda askerleri, polisleri izliyorum:Ellerinde uyduruk bir tüfek; kendilerine ateş eden teröristlere kurşun sıkıyorlar.
Sokağın ortasında yapayalnızlar!
Dört tarafları açık... Gerçi bir kenarda, savaş filmlerinden aşina olduğumuz kum torbaları duruyor ama kimsenin onların arkasında siper aldığı falan yok!
Dükkanlar kapalı, halkın sokağa çıkması zaten yasak!
Teröristler ise her yerde...
Kurşun seslerine el bombası ya da roket sesleri karışıyor.
Bizim çocuklar kabak gibi ortada.
İşin garibi korkmuyorlar.
***
Bir insan bu kadar merminin ortasında seksek oynar mı?
Televizyonda gördük; özel harekatçı bir polis, çocukların yere çizip gittikleri çizgilere basmamaya çalışarak tek başına seksek oynuyor...
O sırada bir kameranın kendisini kaydettiğinin bile farkında değil belki...
Sağ elindeki tüfeğin namlusu yere inik, sol eliyle dengesini sağlamaya çalışıyor ve tek ayağının üzerinde zıplayıp duruyor.
Ayağındaki koca botlarla o çizgilere basmamak neredeyse olanaksız ama galiba o başarıyor!
Bunu da çizgilerin sonuna ulaştığında yumruğunu havaya savurarak dünyaya ilan ediyor.
O sırada kendisine bir arkadaşı daha katılsa yüzündeki kar maskesini, elindeki tüfeği, çatışmayı... Belki de tüm dünyayı unutup saatlerce seksek oynayacak!
Biz onu boylu poslu olgun bir adam sanıyoruz ama görünen o ki o da hâlâ çocuk!
Belki bu yüzden “oyun” sanıyor içinde bulunduğu durumu, belki bu yüzden korkmuyor.
***
Bir ülke için en tehlikelisi, şiddetin sıradanlaşmasıdır!
Biz; bugün tam da bu kritik eşikten geçiyoruz.
Bölgeden her gün gelen gazi ve şehit haberlerini, PKK’nın estirdiği terörü ve güvenlik güçlerinin oradaki kahramanca direnişini ne görüyor, ne sorguluyor, ne de yargılıyoruz...
İzlemiyoruz bile...
Sıkılıp kanalı değiştiriyoruz...
Ancak “kurşunların arasında seksek oynayan bir polis” gördüğümüzde birkaç saniyeliğine durup bakıyoruz!
***
Kar maskeli, eli tüfekli, aslan gibi bir özel harekat polisi; kulağının dibinde vızıldayan kurşunlara aldırmadan seksek oynuyor...
Kendimi onun yerine koyuyorum da... Kanım donuyor!
Bu; Rus ruletinden bile tehlikeli bir oyun dostlar...
Ve biz ne yazık ki; şiddetten huzuru değil ancak yeni bir oyun çıkarmayı başardık!
“Seksek ruleti...”
***
Bizi yönetenler oynasa o ruleti, bu kadar üzülmem ama...
Oynayanlar, bizim çocuklarımız!
156+205!
Huber konusunda konuşmamaya yeminli Abdullah Gül ve ailesine sormaya devam ediyoruz... Sıra okurlarımızdan Memet Esberk’te:
***
“Abdullah Bey...
31 Aralık günü yayınladığınız yeni yıl mesajından sonra anladık ki diliniz varmış; konuşabiliyormuşsunuz...
Yani isteseniz bizim sorularımıza da cevap verebilirmişsiniz!
Neymiş; beyefendi yeni yılda huzur, barış istiyormuş...
Sanki memleketi ben bu hale getirdim!
Bırakın bunları da Huber’den, aldığınız 20 milyon liralık evin parasını nereden bulduğunuzdan bahsedin!
Biz sizden yeni yıl mesajı değil, açıklama bekliyoruz.”
GÜNÜN SORUSU
Eski savcılar Zekeriya Öz, Celal Kara, Muammer Akkaş ve Mehmet Yüzgeç’ten sonra Savcı Cihan Kansız’ın da kaçtığı ortaya çıktı. Sorum ortaya:
Birileri acaba bu eski suç ortaklarının kaçması için kolaylık mı sağlıyor?
Karikatürü yandaşlaştıran adamın da ipi çekildi...
“Türk basınında son 13 yılda seni en fazla kim hayal kırıklığına uğrattı?” diye sorsanız, sayacağım isimlerin ilk sıralarında kuşkusuz Sabah çizeri Salih Memecan gelir...
Çünkü o, sadece bağımsız gazeteciliğe değil, karikatür sanatına da ihanet etti.
Allah vergisi çizgi yeteneğini, iktidarın emrine sundu.
Karikatürün doğasında olan “muhalif ruhu” öldürdü.
Daha da beteri, Türkiye’de “yandaş karikatürcülüğün” öncüsü oldu.
İktidardan aldığı talimatla yandaş gazetecilerden oluşan “Medya Derneği”ni kurdu ve başına geçti. İktidarı destekleyen çok sayıda açıklamaya ve bildiriye imza attı.
Bunların karşılığında sadece eşini milletvekili seçtirmekle kalmadı; aynı zamanda inanılmaz paralar kazandı.
Şirketi aracılığıyla, başta İstanbul Büyükşehir Belediyesi ve TRT olmak üzere AKP’nin yönetimindeki çok sayıda kamu kuruluşuna ve belediyeye “animasyon” filmler yaptı.
Milyonlarca lira kazandı!
***
Görünen o ki; iktidarla cemaat arasında çıkan kavga, onu da yol ayrımına getirmiş...
Çünkü iktidarın emrindeki gazete yönetimi, bir yıl önceki bir “iğne ucu kadar küçük” eleştiri içeren karikatürü gerekçe göstererek, “hizmette sınır tanımayan” bu arkadaşın işine son vermiş...
***
“Değdi mi Salih?” diye sormayacağım...
Eminim, kende meşrebince... Değmiştir!
Şimdi artık yeniden “muhalif” olabilir ve destanlar yazabilir!
Baksanıza; Erdoğan’ın “Hasan Abi”si Hasan Cemal bile yeniden basın özgürlüğü savaşçılığına soyunup Sorosçu vakıfların ödüllerini tek tek toplamaya başladı!
Unutmayın; burası Türkiye...
Burada insanları kandırmak, çok ama çok kolay!
ÖLENİN ARDINDAN!
Yeni Akit Gazetesi Genel Yayın Koordinatörü ve yazarı Hasan Karakaya, Cumhurbaşkanı Erdoğan ile birlikte çıktığı Suudi Arabistan gezisinde vefat etmiş...
Anımsarsınız; o ve gazetesindeki bazı yazarlar Türkan Saylan, İlhan Selçuk gibi aydınların ardından adeta “kin” kusmuştu...
Bu kez benzer bir tavır sosyal medyada onun için sergileniyor.
Tamam; kendisi azılı bir Atatürk ve laiklik karşıtıydı!
Ancak... Yine de yapmayın dostlar:
Ölenin arkasından sadece dua edilir.
Hasan Karakaya’yı biz de yaşadığı günlerde “iyi bilmezdik” ama...
Artık yok...
Allah rahmet eylesin!
GÜNÜN İSYANI
17-25 Aralık Yolsuzluk Soruşturması’nda evinde 1,5 milyon lira tutarında nakit para bulunan ve gözaltına alınan dönemin İçişleri Bakanı Muammer Güler’in oğlu Barış Güler iflas etmiş... İsyanım size:
Neden boş boş bakıyorsunuz? Hadi bir kampanya başlatalım da beyzademizi kurtaralım!
Mustafa Mutlu - Aydınlık
ÜYE YORUMLARI
Yorum YapFacebook Yorumları