Tarih:
01.06.2014
Sorum polise: Suçunuz ne ki saklanıyorsunuz?
Mustafa Mutlu; Bir de kimsenin söylemesine gerek yok, zaten bütün çantalardan fırlıyor; elektrikli cop!
Evden dışarı çıktım; her yer polis...Üniformalı falan değiller... Ancak polis oldukları “sırt çantaları”ndan belli.
Ne var sırt çantalarında?
Bizim arkadaşlardan geldi sorunun yanıtı:
Kask... Kiminde siyah, kiminde mavi...
Gaz maskesi...
Gaz bombası...
Kelepçe...
Su...
Ve nevale! Yani ekmek içine biraz peynir, domates falan!
Bir de kimsenin söylemesine gerek yok, zaten bütün çantalardan fırlıyor; elektrikli cop!
***
Dün kentin bütün meydanları, anacaddeleri sırt çantalı-joplu adam kaynıyordu.
Üçer-beşerli gruplar halinde önlerinden, yanlarından geçen herkese “potansiyel düşman” muamelesi yapıyorlardı.
Bunu nereden mi çıkardım?
Bakışlarından!
Hani muziplik yapıp iki elinizi birbirinize vursanız, bomba patladı sanıp üzerinize atlamaları an meselesi!
O kadar gerginler yani!
***
İşin daha da vahimi ne biliyor musunuz? Çoğu İstanbul’u bilmiyor.
Hatta aralarında ilk kez gelmiş olanlar bile var!
Ordu’dan, Çorum’dan, Kırşehir’den...
Çoğu otobüslerle, illerinde havaalanı olanlar ise uçakla!
Kaybolmaları bile işten değil yani!
İstiklal Caddesi’nde iki sırt çantalının yanından geçiyordum, kulağıma şu sözler çalındı:
“Hanım sipariş verdi, dönmeden önce oğlana test kitabı almam lazım!”
***
Nasıl adamlar bunlar?
Polisler; ama siviller!
Silahlılar, hatta bombalılar; ama korkuyorlar!
Nemrutlaşmaya çalışıyorlar; ama aslında sizin bizim gibi “iyi insan” çoğu...
Ve daha önemlisi... Bizi sindirmek, korkutmak, belki de dövmek, gözümüze biber gazı sıkmak, üzerimize gaz bombası atmak... Hatta vurmak için; kim bilir nereden kalkıp gelmişler ama... Bizim verdiğimiz vergiden paylarına maaş olarak düşen parayla geçiniyorlar! Bizim verdiğimiz parayla, bizi korkutmaya çalışıyorlar!
***
Korkmayız koçlar, korkmayız aslanlar...
Bir düşünün; sizi bizim üzerimize salanlar, neden üzerinizdeki üniformalarınızı çıkarttırdı?
Suçunuz ne, kimden saklanıyorsunuz?
Öyle ya; polisseniz ve görevinizi yerine getirecekseniz, üzerinizde üniformanız, gömlek cebinizin üzerinde rozetiniz, başınızda şapkanız ya da kaskınız olması gerekmiyor mu?
Ama... Tüm bunları evinizde bırakmanızı istediler sizden, sivilleştirdiler!
Çünkü, dün size yaptırdıkları suç!
Bu yüzden de tanınmanızı, bilinmenizi istemiyorlar...
***
Şu anda saat 15.39...
Taksim Dayanışması’nın Meydan’da verdiği randevuya üç saat yirmi dakika var!
Gelin görün ki 17 milyonluk İstanbul, iktidarın korkusu yüzünden patlamaya hazır bombaya dönüşmüş durumda!...
Vali, korkudan Anadolu Yakası’ndan Karaköy’e, Eminönü’ne, Beşiktaş’a yapılan vapur seferlerini yasakladı. Metro zaten Osmanbey’e kadar serbest...
Gümüşsuyu, İstiklal Caddesi, Cumhuriyet Caddesi, Sıraselviler Caddesi yasak!
***
Dünkü gerilimi anlattım size: Nasıl sonuçlandığını ise henüz bilmiyorum; çünkü saat şu anda 15.43...
Umarım bu gerginlik büyük bir felakete dönüşmez...
Şimdilik yapacak tek şey var; beklemek...
ÇEKİRGE!
Gazetenin yanındaki diskotekte düğün varmış:
Belli ki yanı başlarında yaşananlar, düğün sahiplerinin umurlarında bile değil...
Yazımı yetiştirmeye çalışırken diskoteğin kolonlarından yükselen müziğin sesi odamın duvarlarına çarpıp kulağımda yankılanıyor:
“Hoplayıver çekirge, zıplayıver çekirge... Pıtı, pıtı, pıtı çekirge!”
Bu saçma şarkının sözleri, sanki günümüzdeki saçmalıklar için yazılmış!
Tamam çekirge, hoplar, zıplar da...
Bu çekirge otuz yıldır zıplıyor be kardeşim!
Gazetenin yanındaki diskotekte düğün varmış:
Belli ki yanı başlarında yaşananlar, düğün sahiplerinin umurlarında bile değil...
Yazımı yetiştirmeye çalışırken diskoteğin kolonlarından yükselen müziğin sesi odamın duvarlarına çarpıp kulağımda yankılanıyor:
“Hoplayıver çekirge, zıplayıver çekirge... Pıtı, pıtı, pıtı çekirge!”
Bu saçma şarkının sözleri, sanki günümüzdeki saçmalıklar için yazılmış!
Tamam çekirge, hoplar, zıplar da...
Bu çekirge otuz yıldır zıplıyor be kardeşim!
GÜNÜN SORUSU
Sorum; bizim gazetenin bulunduğu sokağın girişindeki bize ait sandalyelerde, masada saatlerdir oturan polis aradaşlara:
Biraz sonra emir gelirse, bizim çocukları dövmeye utanmayacak mısınız?
Sorum; bizim gazetenin bulunduğu sokağın girişindeki bize ait sandalyelerde, masada saatlerdir oturan polis aradaşlara:
Biraz sonra emir gelirse, bizim çocukları dövmeye utanmayacak mısınız?
PARTİLİ CUMHURBAŞKANI...
AKP Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin, bugün bazı il ve ilçelerde tekrarlanacak olan seçimlerden önce dün Şabanözü’nde konuşmuş ve Türkiye’ye başkanlık sistemini getireceklerini söylemiş...
Sonra da şöyle devam etmiş:
“Böylece cumhurbaşkanı seçilen Başbakanımız Erdoğan, aynı zamanda partili bir kişi, başkan olarak, milletimize 2023 yılına kadar hizmet edecektir!”
***
“Partili cumhurbaşkanı...”
Daha da ötesi, “partili başkan!”
Yani, “Küçük Amerika!”
Peki, ABD’de başkanlar ya da başkan adayları en büyük kentlerin en büyük meydanlarına 40 bin polis gönderip, kendi halkına düşman muamelesi yapabilir mi? Hele bir yapsın! Sandıkta boğulur...
***
Kısacası; AKP’li Şahin ne isterse istesin; biz partili falan değil, partilerüstü bir cumhurbaşkanı seçmek zorundayız.
Aksi halde... Yandı gülüm, keten helva!
AKP Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin, bugün bazı il ve ilçelerde tekrarlanacak olan seçimlerden önce dün Şabanözü’nde konuşmuş ve Türkiye’ye başkanlık sistemini getireceklerini söylemiş...
Sonra da şöyle devam etmiş:
“Böylece cumhurbaşkanı seçilen Başbakanımız Erdoğan, aynı zamanda partili bir kişi, başkan olarak, milletimize 2023 yılına kadar hizmet edecektir!”
***
“Partili cumhurbaşkanı...”
Daha da ötesi, “partili başkan!”
Yani, “Küçük Amerika!”
Peki, ABD’de başkanlar ya da başkan adayları en büyük kentlerin en büyük meydanlarına 40 bin polis gönderip, kendi halkına düşman muamelesi yapabilir mi? Hele bir yapsın! Sandıkta boğulur...
***
Kısacası; AKP’li Şahin ne isterse istesin; biz partili falan değil, partilerüstü bir cumhurbaşkanı seçmek zorundayız.
Aksi halde... Yandı gülüm, keten helva!
GÜNÜN İSYANI!
İsyanım sinirler yay gibi gerginken bile kendi partisinden olmayanları kışkırtıcak sözler söyleyen Başbakan Erdoğan’a:
Bir gün olsun sus da bizi şaşırt!
Mustafa Mutlu - Aydınlık
İsyanım sinirler yay gibi gerginken bile kendi partisinden olmayanları kışkırtıcak sözler söyleyen Başbakan Erdoğan’a:
Bir gün olsun sus da bizi şaşırt!
Mustafa Mutlu - Aydınlık
ÜYE YORUMLARI
Yorum YapFacebook Yorumları