Suç delili (!) yazılar!

Mustafa Mutlu, ''Teröristliğimize delil olarak çıka çıka kitap, haber, röportaj, yorum ve makaleden başka hiçbir şey çıkmadı''.

“Biz tutuklandığımızda, ‘Onlar gazeteci değil, terörist. Henüz açıklayamayacağımız, daha sizin bilmediğiniz neler var’ dediler. Bu sözlere sarılan iktidar medyası bizi yargısız infazla linç etti. Kendisine ‘özgür’ diyen medya ise ‘Bekleyelim bakalım, bilmediğimiz neler varmış’ deyip sustu, aleyhimizde kamuoyu oluşmasına katkı sundu...

Sonra iddianame ve ekleri yazıldı. Teröristliğimize delil olarak çıka çıka kitap, haber, röportaj, yorum ve makaleden başka hiçbir şey çıkmadı.

Koğuş arkadaşım Ahmet Şık, Silivri’de üşenmedi, sabahlara kadar çalıştı;

iddianame ile eklerinde yer alan haber ve yazıların bir dökümünü yaptı. Sonra bunu kitabına aldı:

‘212 haber ve yorum, 247 telefon konuşması, 37

e-posta, 1 MSN yazışması, 1 haber gündemi toplantısı notları, birisi hâlâ satışta olan birisi de iddianame hazırlandığı sırada basımı engellenmiş iki ayrı kitap tüm suçlamaların delili olmuş...’

Söz konusu olan yorumlardan tam 30’u benim Odatv’de Doğan Yurdakul ve Çelebi Efendi imzalarıyla yazdığım yazılardı. 12’si ise Odatv’nin değişik yazarlarına aitti.

Ek klasörlerde Doğan Yurdakul imzalı 17 ve Çelebi Efendi müstear adıyla yazdığım 13 adet yazım ‘suç delili’ sayılmıştı. Ben Odatv’de üç yılda Doğan Yurdakul imzasıyla 98, Çelebi Efendi imzasıyla 157 olmak üzere toplam 255 yazı yazdım. Yani 255 yazımdan yaklaşık yüzde

10’u bu yöntemle içerikleri hiç okunmadan sadece başlıklarına bakılarak seçilmişti.”

‘Yazacağım’ demişti!

Odatv Davası sanığı Doğan Yurdakul, bir bölümünde “suç kanıtı” olarak gösterilen yazılarını topladığı bu yeni kitabının diğer bölümlerinde “zamana direnen yazılar” başlığıyla güncel yazılarına yer veriyor.

Kısacası...

Mahkemedeki ifadesinde, “48 yıldır ekmeğimi yazı yazarak kazanırım. 12 Mart ve 12 Eylül dönemlerinde yazdıklarım nedeniyle suçlandım, işkence gördüm, hapse atıldım. Çıktım, yazmaya devam ettim. Tekrar atıldım, çıktım yine yazdım. O dönemler geçti, beni hapse atanlar unutuldu gitti, ben hâlâ yazıyorum. Şimdi yine hapisteyim, buradan da çıkacağım ve yine yazacağım. Elim kalem tuttukça, ölünceye kadar yazmaya devam edeceğim” diyen Doğan Yurdakul, sözünü tutuyor:

Yani yazıyor!

Bize de sadece okumak kalıyor...

DAHA BİLMEDİĞİNİZ NELER VAR! ****

(Odatv Davası’nda yargılanan yazılar...)

Türü: Güncel

Yazan: Doğan Yurdakul

Yayınlayan: Kırmızı Kedi Yayınevi

Baskı tarihi: Mart 2013

Sayfa sayısı: 269

Fiyatı: 20 lira

İnternet fiyatı: D&R 14.99, İdefix 15 lira.

Kişisel not: 50 yıllık gazeteci Doğan Yurdakul’u, duruşmalar sırasında tanıdım.


Elli yıl öncesinin Mustafa Balbay’ı...

Deneyimli gazeteci ve siyasetçi Orhan Birgit, anılarının ilk bölümünü 2005’te, “Evvel Zaman İçinde” ismiyle kitaplaştırmıştı.

Bu kez 1980 darbesinden sonra yaşadıklarını “Kalbur Saman İçinde” başlığıyla yayınladı.

Orhan Birgit, gerek gazeteci, gerekse siyasetçi olarak çok önemli bir isim...

Hatta bugün Mustafa Balbay ne ise; 1950’li ve 1960’lı yıllarda o da oydu!

O da tıpkı Balbay gibi “örgüt üyeliği”yle suçlandı ve üstelik “idam”la yargılandı.

Sonra onun gibi milletvekili seçildi.

1980 darbesinden sonra gazeteciliğe döndü.

Bugün ise Basın Konseyi Başkanlığı’nı yürütüyor.

Medya dünyasının “en fazla yaş almış genç kalemleri”nden olan Orhan Birgit’in “Kalbur Saman İçinde”de anlattığı olaylar, son otuz yılı çok daha net bir şekilde analiz etmek isteyenlerin işini kolaylaştıracak türden...

“Büyük usta”nın dile egemenliğini, üslubunun lezzetini anlatmak bana düşmez elbette...

Benim yapabileceğim şey sadece, “Mutlaka okuyun” demek...

Özellikle gençlere de okutun ki kavga etmeden kavgadan yorulanlar, savaşmadan esir düşenler ya da yaralananlar; mücadeleyle geçen bir hayattan esinlenebilsinler!

KALBUR SAMAN İÇİNDE ****

Türü: Anı

Yazan: Orhan Birgit

Yayınlayan: Doğan Kitap

Baskı tarihi: Kasım 2012

Sayfa sayısı: 225

Fiyatı: 16 lira

İnternet fiyatı: D&R 11.99, İdefix 12.80 lira.

Kişisel not: Eski Turizm ve Tanıtma Bakanı ve gazeteci büyüğüm, Basın Konseyi Başkanı,

Cumhuriyet yazarı Orhan Birgit’i tanıyorum ve bundan büyük mutluluk duyuyorum.