loading
close
SON DAKİKALAR

Türkiye’nin gölgede kalan en ciddi sorunu!

Mustafa Mutlu
Tarih: 26.04.2014

Mustafa Mutlu; Kimsenin umurunda bile değil ama ülkemizin nüfus yapısı hızla değişiyor.

Kimsenin umurunda bile değil ama ülkemizin nüfus yapısı hızla değişiyor.
Güneydoğu sınırlarımızdan son üç yılda Türkiye’ye girip sığınma talebinde bulunan mültecilerin sayısı, bizzat Başbakan’ın bir süre önce verdiği bilgiye göre 1 milyon kişiyi geçti.
Buna kayıt altına girmeyen Suriyelileri ve ayrıca çalışmak için Afganistan’dan, İran’dan, Irak’tan, Azerbaycan’dan, Gana’dan ve Sri Lanka’dan gelenleri ekleyin; söylemesi zor ama uzmanlara göre sayı 3 milyona yaklaşıyor!
Bir başka deyişle; Türkiye’deki yabancıların sayısı son üç yılda üç milyona yakın arttı ama 600 bin resmi mülteci dışında diğerleri kelimenin tam anlamıyla sefil bir hayat sürmeye mahkûm edildi.
***
Siz benden daha iyi biliyorsunuzdur; ülkeye kaçak girmiş ve mülteci statüsü kazanmamış Suriyeliler artık her ilimizde, hatta her ilçemizde...
Dileniyorlar, sürünüyorlar, sokaklarda yatıyorlar!
Gözlerimle gördüm; Karaköy’deki Tünel’le Kadıköy Motor İskelesi arasındaki kısa yolun üzerinde onlarca Suriyeli yerlerde yatıyor ama yanlarından günde elli kez geçen polis ve zabıta ekipleri onları nedense bir türlü görmüyor!
***
Neden böyle yapıyorlar biliyor musunuz?
Çünkü gördükleri zaman alıp götürmek zorundalar.
Peki; alıp götürdüklerinde ne olacak?
Güneydoğu’daki mülteci kamplarına yollayacaklar...
İyi de onlar, orada yaşamak istemiyor ki...
***
Bir süre önce Başbakan, Türkiye’ye sığınan Suriyeliler hakkında aynen şunları söylemişti:
“Şimdi biz Suriye’den bize sığınan bu kardeşlerimize kapılarımızı kapatıp ‘Suriye’de ölün’ mü diyeceğiz?”
Bu sözleriyle de “açık kapı politikası”nın sürdürüleceğinin işaretini vermişti!
İyi de sınır kapılarını açmak yetmiyor ki:
Bu insanlarla ilgili politika üretmek de gerekiyor.
Ne yiyeceklerini...
Ne giyeceklerini...
Nerede ikamet edeceklerini...
Nerede okula gideceklerini...
Nasıl çalışacaklarını...
Ve en önemlisi ne kadar süreyle bu ülkede kalacaklarını planlamak kaçınılmaz hale geliyor.
***
Daha da önemlisi, bu insanların birine bile “vatandaşlığa alma umudu” vermemek gerekiyor.
Bizde ise yapılması gerekenlerin pek çoğu yapılmadığı gibi; yapılmaması gereken tek şey yapılıyor ve Suriyeliler vatandaşlığa alma umuduyla ülkenin dört bir yanına dağıtılıyor.
***
Dikkat ediyorum; bu konu, bir türlü muhalefet partililerin gündemine girmiyor.
İktidar partisi de bundan faydalanarak, resmen “kafasına göre” takılıyor!
Sayısı 19 milyona yaklaşan kendi yoksulumuz yetmez gibi şimdi bir de bu 3 milyonluk nüfusa sadaka dağıtarak, günü kurtarıyor.
***
Bu işin sonunu söyleyeyim:
Bu süreç, Türkiye’yi bölmek isteyenlerin işine yarar.
Sadece onların amacına hizmet eder.
İşte bu yüzden başta Meclis’te grubu bulunan CHP ve MHP olmak üzere tüm siyasi partileri, Suriyeli mülteciler konusunda uzman ekipler oluşturup “devreye girmeye” davet ediyorum!
SORUN MU?
Başbakan Erdoğan’ın dört yıllık üniversite mezunu olmadığı, sosyal medyada ve kulislerde yıllardır konuşuluyor.
Ben de bunu birkaç kez Başbakan’ın kendisine sordum; ancak yanıt gelmedi.
MHP Grup Başkanvekili Prof. Dr. Yusuf Halaçoğlu önceki akşam hem de Melih Gökçek’in oğlunun kanalına çıkarak, aynen şunları söyledi:
“Cumhurbaşkanı olmak için 4 yıllık fakülte mezunu olmak gerekir, Sultanahmet’teki İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi 3 yıllıktı. Başbakan’ın mezun olduğu zaman, 3 yıllıktı!”
İlahi Sayın Halaçoğlu; bu da sorun mu?
Başbakan, Meclis’teki aslanlarını toplar, bu konudaki yasayı, gerekirse anayasayı değiştirir olur biter!
Yeter ki canı, Cumhurbaşkanı olmak istesin!
GÜNÜN SORUSU
Yalakaların “dünya lideri” diye takdim ettiği Başbakan Erdoğan, TIME’ın her yıl düzenlediği “Yılın En Etkili 100 İsmi” listesine bu yıl girememiş. Listeye Türkiye’den sadece Cumhurbaşkanı Gül girmiş... Diğer bir deyişle; ABD’liler Erdoğan’ın yerine Gül’ü tercih etmiş... Sorum TIME editörlerine:
Siz de mi faiz lobisinin adamlarısınız kardeşim?
O METİN, TERCÜME Mİ?
Dün sözde “Ermeni soykırımı”nın yıldönümüydü... Halk TV’de program yapan stratejist ve dış politika uzmanı Erol Mütercimler, önceki gece çok ilginç bir iddiada bulundu.
Mütercimler, Başbakan’ın önceki gün yaptığı Ermeni sorunu hakkındaki açıklamanın orijinalinin Türkçe olmadığını, büyük bir ihtimalle başka dilden dilimize çevrilmiş olabileceğini öne sürdü.
Yani; Ermenilerden neredeyse özür dileme noktasına yaklaşan bu metnin, aslında kendisi ya da Başbakanlık veya Dışişleri uzmanları tarafından kaleme alınmadığını, yurtdışından gönderildiğini ima etti.
Üç de adres gösterdi:
Washington, Brüksel, Londra!
***
Bu iddia kesinlikle çok ama çok önemli...
Bakalım Başbakanlık, bu konuda ne diyecek?
GÜNÜN İSYANI!
Başbakan Erdoğan, akciğer rahatsızlığı geçiren tarikat şeyhi Kıbrısi’nin yakınlarını aramış ve ambulans uçağı tahsis ettiğini, hastane masraflarını devletin karşılayacağını söylemiş... İsyanım kendisine:
Doksan iki yaşındaki Şeyh Kıbrısi için devletin tüm olanaklarını harekete geçirmeni anlıyorum da 14 yaşındaki Berkin Elvan için neden parmağını kıpırdatmadın?
Not: Facebook’taki TÜKETMİYORUZ’a katılımlarınızı bekliyoruz.

Mustafa Mutlu - Aydınlık

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları