loading
close
SON DAKİKALAR

Yalaaaaaaaaaan!

Mustafa Mutlu
Tarih: 18.05.2014

Mustafa Mutlu; O vardiyada çalışanları bu sabah madenin önünde toplantıya çağırsın, bakalım kaç kişi gelebilecek?

Günlerdir işverenin binasında oturup ölü sayısını açıklamaktan başka hiçbir iş yapmayan Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı noktayı koydu:
“301 kişi öldü...
İçeride iki madencimizin cansız bedenini daha tespit ettik.
480 kişi kalanı sağ olarak kurtarıldı!”
***
İnanan inansın bu yalana... Ben inanmam!
Çünkü ben oraya gittim.
Yaşanılan felaketi gözlerimle gördüm.
O madende çalışan işçilerle konuştum.
“Arkadaşlarımızın bedenlerini çiğneyerek kurtulduk” diye ağlamalarına tanıklık ettim.
“En az 300 arkadaşımız daha içeride” diye isyan edenleri dinledim.
***
Bakan Bey diyor ki:
“480 kişi kurtuldu...”
Bu, kesinlikle doğru değil.
Kurtulanların sayısı, yaralılarla birlikte 150, bilemediniz 160 kişi!
Madem Enerji Bakanı 480 kişinin kurtarıldığını söylüyor; o zaman yapılacak şey belli:
O vardiyada çalışanları bu sabah madenin önünde toplantıya çağırsın, bakalım kaç kişi gelebilecek?
***
Diyeceksiniz ki, “Kayıp bildiriminde bulunan ailelerin sayısı sadece 16... Senin dediğin gibi yüzlerce kişi enkaz altında olsaydı, ortalık yıkılmaz mıydı?”
İyi de siz Manisa Valisi’nin Soma’da “tüm eylemleri neden yasakladığını” sanıyorsunuz?
Önce aileler kibarca (!) uyarıldı...
Bu uyarıdan anlamayanlar, “Ailenizin diğer üyeleri işsiz kalır” diye tehdit edildi.
İmamlar, psikologlar, sosyologlar, ajanlar, özel görevliler devreye sokuldu...
***
Enerji Bakanı’na sesleniyorum:
Gerçekleri anlatmıyorsunuz Bakan Bey!
İlk günden beri yaptığınız şey belli:
Şirketin binasında...
Şirketin sahibiyle...
Şirketin, karısı AKP’li olan Genel Müdürü’yle...
Şirket yemeklerini yiyerek...
Şirket kahvesi içerek...
Şirket tuvaletine girerek...
Şirket yatağında uyuyarak günlerinizi geçiriyorsunuz...
Yanınıza sizin belirledikleriniz dışında kimse yaklaşamıyor...
Şirket yöneticileriyle birlikte kaldığınız o bina, yüzlerce askerden oluşan “silahlı insan zinciri”yle korunuyor...
Madem doğruları söylüyorsunuz Bakan Bey; madem devlet tüm sorumluluklarını yerine getirmiş halde...
O zaman neden benim gibi elinizi kolunuzu sallaya
sallaya halkın arasına girmiyorsunuz?
Kimden, neden korkuyorsunuz?
***
Her türlü kılıf ayarlandı; bundan sonra olacakları size ben anlatayım:
Bazı galeriler ve ayaklar, “duman sızmasını önlemek” bahanesiyle kapatıldı.
Anlaşılıyor ki bir daha da asla yıkılmayacak o duvarlar...
“Güvenlik” gerekçesi (!) buna engel olacak...
Bugün yarın içeri girecek olan müfettişler de sadece kendilerine gösterilen
yerlerde kimsenin kalmadığına tanıklık edip imzayı atacak...
Sonuçta da dosya (!) kapatılacak...
***
İyi ama... Ya orada çalışanlar ve yakınları...
Tüm Somalılar, Savaştepeliler, Kırkağaçlılar...
O tozu, dumanı günlerce yutmuş biz gazeteciler, arama kurtarmacılar, Zonguldak’tan, Kütahya’dan gelen madenciler...
Polisler, jandarmalar, itfaiyeciler, sağlıkçılar...
Biz ne olacağız?
Bize nasıl unutturacaksınız, gördüklerimizi, duyduklarımızı, yaşadıklarımızı?
***
Siz Bakan Bey... İstifayı bile aklına getirmeyen; siz...
Değil mi ki; safınızı gerçekten ve haktan yana değil, şirketten yana belirlediniz...
Bunun için şirketle açık açık kol kola girdiniz; yemeğini yiyip suyunu içtiniz, yatağında yattınız...
O zaman bugüne kadar olanların...
Ve bundan sonra olacakların...
Bir numaralı sorumlusu sizsiniz!
GÜNÜN SORUSU
Madende ölen 28 yaşındaki Kader Yıldırım’ın babası Nevzat Yıldırım, dün çok önemli bir iddiada bulundu. Maden şirketi yetkililerinin evlerine gelerek kendilerine bir kâğıt imzalatmaya çalıştıklarını anlattı. Sorum şirket yetkililerine:
Şehit ailelerine imzalatmaya çalıştığınız o kâğıtta ne yazıyor?
YILMAZ ÖZDİL’İN YANLIŞI...
Maden faciasının meydana geldiği Soma’da son seçimleri AKP kazandı.
Kazadan sonra olay yerine giden herkes gibi ben de madencilerin AKP’den yakındığını duyunca, “O zaman daha bir buçuk ay önce AKP’li başkanı yeniden seçen kimdi?” diye serzenişte bulundum.
Bu soruya hemen hemen bütün madenciler ve yakınları aynı yanıtı verdi, bunu da bu sütunlarda yazarak sizinle paylaştım:
“Maden şirketi bizi otobüslere doldurup zorla Başbakan’ın mitinglerine götürdü. Gitmeyenleri işten atacaklarını söylediler. Seçimler yaklaştığında ise, ‘Eğer AK Parti kazanmazsa madeni kapatırız, hepiniz işsiz kalırsınız’ diye haber yaydılar. Korkumuzdan verdik oyumuzu...”
***
Hürriyet yazarı Yılmaz Özdil, Halk TV’ye çıkmış ve madencilerin Başbakan Erdoğan’ın Manisa ve İzmir’deki mitinglerine para karşılığı katıldıklarını ve Başbakan Erdoğan’a sevgi gösterilerinde bulunduklarını, bu sebepten dolayı da bu kazanın onlara müstahak olduğunu söylemiş...
Bence ironi yapmaya çalışmış ama becerememiş...
Eğer “İroni yapmadım” diyorsa... Yanlış yapmış!
Çünkü kendisini bin dört yüz lira maaş alan o işçilerin yerine koymalıydı ve onlar için işlerini kaybetmenin ne anlama gelebileceği konusunda kafa yormalıydı...
GÜNÜN İSYANI!
İsyanım yüzlerce vatandaşın ölümüne neden olan şirket yetkilileriyle kol kola girip kendisine oy veren vatandaşları polise dövdürtenlere:
Cami duvarına işiyorsunuz; farkında mısınız?

Mustafa Mutlu - Aydınlık

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları