Tarih:
22.10.2012
Yargının yüz kızartan hâlleri!
Mustafa Mutlu'dan kitap önerileri...
Biliyorsunuz Ergenekon davasına bakan İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi hafta içinde tutuklu 65 sanığın tahliye taleplerini “Adli kontrol tedbirlerinin yetersiz kalacağı” gerekçesiyle bir kez daha reddetti.Ben de 19 Ekim tarihli yazımda bunun, “emniyet güçlerini aşağılamak” olduğunu yazdım ve Emniyet Genel Müdürü’ne bu kararlardan sonra ne hissettiğini sordum... Tahmin edebileceğiniz gibi ses seda çıkmadı.
Aslında bu tür garip “tutuklama” ve “tutukluluk hâline devam” kararlarına çok da yabancı değiliz.
Gazeteci Belma Akçura’nın, yargının verdiği trajikomik kararları derlediği bu kitabında, geçmişte de durumun çok farklı olmadığını görüyoruz. İşte bir örnek...
Üstelik bu örnek; bugün aynı kaderi yaşayan Mustafa Balbay’dan önce Cumhuriyet’te aynı sütunlarda yazan basın şehidimiz Uğur Mumcu’dan...
***
“Mumcu evine polislerin geldiğini, kendisini aradıklarını, gözaltına alınacağını öğrenince, ‘Beni arıyormuşsunuz, nereye teslim olayım?’ demek için Sıkıyönetim Komutanlığı’nı aradı... ‘Bizim bir bilgimiz yok’ karşılığını aldı, Sıkıyönetim Savcılığı’nı aradı, onlardan da bir yanıt alamadı. Ankara Emniyet Müdürlüğü’nü aradı, ‘Bizde adınız yok, herhalde Sıkıyönetim’in işidir’ denildi. Yıldırım Bölge Tutukevi’ne telefon etti, sonuca ulaşamadı.
Sonunda gidip Ankara Emniyet Müdürlüğü’ne teslim oldu; güç bela kararı Sıkıyönetim Komutanlığı’nın verdiği ortaya çıkt. Yani kendisini adeta zorla tutuklattırdı.
Mumcu, on gün sonra mahkemeye çıktı...
Mahkeme, ‘Kaçma şüphesi bulunduğundan’ tutukluluğunun devamına karar verdi!”
***
Akçura, mahkemelerin verdiği komik kararları araştırırken, “yargının kurbanı olan” isimlerin ve ülkemizde görev yapan tüm Yargıtay başkanlarının görüşlerini aktarmayı da ihmal etmemiş...
Hele hele Atatürk’ün Ankara’daki kendi adını taşıyan üniversitede 1925 yılında yargıdan şikâyet ettiği bir konuşması var ki ne yalan söyleyeyim, ben ilk kez bu kitapta okudum... İşte o sözler:
***
“Eski hukukun ve hukukçularının yeni devrim döneminde bana çıkarttıkları zorluklardan örnek getirmeye kalksam, başınızı ağrıtma tehlikesi ile karşılaşırım. Fakat bilesiniz ki Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin kuruluş anlarında, onun bugünkü nitelik ve durumunu, hukuk ve bilim esaslarına aykırı sayanların başında ünlü hukuk bilginleri bulunuyordu.
Büyük Meclis’te ‘egemenliğin kayıtsız şartsız ulusta olduğunu’ belirten yasayı teklif ettiğim zaman, bu esasa Osmanlı Anayasası’na aykırılığından dolayı karşı çıkanların başında, yine eski ve bilimsel hünerleriyle ulusu aldatan tanınmış hukuk bilginleri bulunuyordu. Hatta Cumhuriyet’in ilanından sonra feci bir olayı da uyanık bakışlarınızın önünde canlandırmak isterim. En büyük kentimizin, Avrupa’da öğrenim görmüş yüksek uzmanlarından oluşan baro kurulu, açıkça halifeci olduğunu duyuran ve bununla övünen birisini seçip, kendisine başkan yapmıştır.
Devrimcilerin en büyük fakat en sinsi düşmanı, çürümüş hukuk ve onun düzeltilemez hukukçularıdır!”
***
Eğer bugünkü yargı sistemimizi anlamak, verilen hatalı kararları doğru yorumlamak istiyorsanız; geçmişteki hâlimizi de bilmeniz gerekir...
İşte bu kitap, derlediği yüzlerce örnek olayla ve değerlendirmelerle, bu konudaki boşluğu doldurmaya aday görünüyor.
Özellikle yargı mensuplarının ve genç hukukçu adaylarının okumasını kesinlikle öneriyorum.
*****
Olay yargıya intikal etmiştir! ****
Türü: İnceleme-araştırma
Yazarı: Belma Akçura
Yayınevi: İmge Kitabevi
Baskı tarihi: Eylül 2012
Sayfa sayısı: 367
Fiyatı: 26 lira
İnternet fiyatı: D&R’da 18.99, İdefix’te 22.10 lira...
Kişisel not: Geçen hafta Milliyet Gazetesi Okur Temsilciliği’ne atanan yazarla aynı binada çalışıyorum. Ayıplayacaksınız ama tanışma fırsatım olmadı!
*****
İlginç bir yolculuk!
Ülkemizdeki edebiyatçılar ve yayıncılar arasında bir inanış vardır:
“Bizde 1980’den sonra hiç güçlü bir şair çıkmadı... Hele hele kadın şairimiz yok denecek kadar az” derler... Oysa o kadar yanlış ki bu sözler!
Yayıncılar kârlı bulup basmayabilir, halkımız eskisi kadar okumuyor olabilir; ama tüm bunlar Türkiye’de iyi ve güçlü şairler yetişmediği anlamına gelmez...
Canan Çelebieser bu konuda benim umut tazelememi sağladı.
Bu kitap aslında bir şiir kitabı değil; çünkü aynı zamanda müthiş bir kurgusu olan manzum bir roman...
Şair’in, çocukluğunun bilgesi Elif Ana’ya yaptığı içsel yolculuğun romanı...
Dediğim gibi; bir “ilk okur” olarak ben bu kitaptaki dizelerden eşsiz bir keyif aldım...
Sizi yanıltmayacağıma eminim!
*****
Bluzum mor adımlarım siyah Elif Ana! ****
Türü: Şiir-fotoğraf
Yazarı: Canan Çelebieser
Yayınevi: EN Kitap
Baskı tarihi: Eylül, 2012
Sayfa sayısı: 107’si şiir, kalanı fotoğraf 173 sayfa
Fiyatı: 12 lira
İnternet fiyatı: İdefix’te 10.20 lira...
Kişisel not: Şairi önceden tanımıyordum. Bu kitabının taslağını bir yıl kadar önce ilk bana getirdi. Şiirler o kadar etkileyici, fotoğraflar o kadar düşseldi ki belki de hiç aklında yokken yayınlaması için ikna ettim... İyi ki etmişim. Çünkü ortaya gerçekten çok güzel bir eser çıkmış.
ÜYE YORUMLARI
Yorum YapFacebook Yorumları