Yaşanan çile roman oldu!
Siyasi araştırmalarıyla tanıdığımız İlhan Taşçı, bu kez karşımıza “siyasi” bir romanla çıkıyor...
Ülkenin en tartışmalı davasının (Bilin bakalım hangisi!) sanığı... Halen yattığı cezaevine, neden ve kime yenilerek konulduğunu bilmiyor...
Ve kafası hep bu sorununun yanıtını aramakla meşgul...
Ama yanıtı bulmak ne yazık ki o kadar kolay değil...
Uzun çırpınışlar sonucunda öyle bir gerçeğe ulaşıyor ki; buna kendisi bile inanamıyor!
***
Siyasi araştırmalarıyla tanıdığımız İlhan Taşçı, bu kez karşımıza “siyasi” bir romanla çıkıyor...
Siz yine de “siyasi” diye nitelendirmeme takılmayın; roman olur da içinde büyük bir aşk olmaz mı?
İlhan, günümüzde yaşanan acıları, haksızlıkları, masum insanlara çektirilen zulmü; büyük bir aşk hikâyesinin eşliğinde anlatıyor.
Tamamen “kurgu” olan bu romanın ilginç bir yanı da “yaşanan gerçekleri” olduğu gibi içermesi...
Örneğin Odatv Davası sanıklarından Doğan Yurdakul, Ahmet Şık, Nedim Şener de bu romanın “gizli kahramanları” arasında...
Ve hatta Başbakan ile ana muhalefet lideri de...
***
Cezaevlerine yolu düşmüş gazetecilerin yaşadıkları olaylar, siyasilerin verdiği demeçler hiç saptırılmadan romanın kurgusuna yedirilmiş...
Eğer ülke gündemini iyi takip ediyorsanız, bu romanı okurken gerçeklerle kurmacanın nasıl bu kadar ustaca harman edildiğine şaşırıyorsunuz...
Hele bir bölüm var ki; “yolu içeri düşmemiş” de olsa tüm muhalif gazetecilerin anlatılan duyguyu birebir yaşadığına eminim:
“Tutuklamaların sayısı üç yüzü bulmuş, hakkında soruşturma yürütülenlerin sayısı ise binlerle ifade edilebilir olmuştu. Yaşananları, gözaltıları, tutuklamaları adlandıramadığım için, içime düşüp kendine yer edinen kurdun kemirdiği yerlerimin sızısı her geçen gün artıyordu.
Rengini yitirmiş eskilerden kalma dosyalarla dolu, yaşama dair belirtilerin olmadığı toz içindeki bürosuna gittiğimde Refik Ağabeyin hiç lafı dolandırmadan, her zamanki taşikardisiyle anlattıklarını şaşkınlıkla dinlemiştim:
‘Her şeye hazırlıklı ol. Evini barkını düzene koy. Geleceklermiş gibi bekle. Seni de alabilirler, bir şeyler oluyor. Özel hayatına da gözünü seveyim dikkat et!’
‘Abi beni niye alsınlar? Nereden çıktı şimdi bu?’
‘Oğlum söz dinlesene... Ne bileyim niye alacaklar... Bir duyduğumuz var herhalde... Bir şeyler geliyor kulağıma bölük pörçük...’
‘İyi de durduk yere ne duydun? Bildiğini paylaş o zaman. Niye böyle gizemli konuşuyorsun ki?’
‘Söz dinle!’
Böyle dedi, kestirdi, attı... Bunu bana söyleyen Refik Ağabeyle, hiçbir zaman saygıda kusur etmesem de dünyayı, olayları okumamız öteden beri pek örtüşmezdi. Her ikimiz de bunu bilirdik.
Sahi; Refik Ağabey bir şeyler olduğunu nereden duymuştu?”
***
Okurken duyacağınız heyecanı azaltmamak için romanın içeriğine daha fazla girmiyorum.
Ama söylemeden de edemeyeceğim:
Eğer bu ülkede yaşanan değişim ve bölüşüm operasyonuna itiraz edenlerdenseniz; o zaman bu romanın bir yerlerinde siz de varsınız...
İsminiz olmasa da korkularınız, yanıtını yıllardır bulamadığınız sorularınız var...
Milyonlarca insanın paranoyaya dönüşen “tutuklanma” korkusu, binlerce aydınının da tutuklandıktan sonra yaşadığı “unutulma” duygusu ve buna isyanı var...
***
İlhan’ın bu romanının, ülkemizdeki toplumcu gerçekçilik akımının parmakla gösterilecek başarılı ürünleri arasında yer alacağına eminim.
Dili temiz, temposu hızlı, okurken merak uyandıran, anımsatan ve bilgilendiren bir çalışma...
Ve ben, anlatılan öykü için yazının başında her ne kadar “tamamen kurgusal” demiş olsam da...
Kurgunun başarısından ve karakterlerin gerçekliğinden etkilenerek, roman kahramanını içerideki tutuklu sanıklar arasında aramadım desem yalan olur!
*****
ÖMRÜMÜN SON HÜKMÜ ***
Türü: Roman
Yazarı: İlhan Taşcı
Yayınevi: Cumhuriyet Kitapları
Baskı tarihi: Eylül, 2012
Sayfa sayısı: 271
Fiyatı: 17 lira
İnternet fiyatı: D&R’da 12.49, İdefix’te 14.45 lira...
Kişisel not: İlhan Taşçı bir yerlerde karşılaştığımızda yüreğimde sevinç duyguları uyandıran ama bire bir tanışma olanağı bulmadığım genç bir meslektaşım.
Vatan/Mustafa Mutlu
ÜYE YORUMLARI
Yorum YapFacebook Yorumları