Tarih:
22.11.2015
‘Yeni AKP iktidarının yapacağı ilk iş’e dair...
Mustafa Mutlu; Bir yanda askerimiz tuzaklarla dolu sokaklarda, hendeklerde çarpışıp can verirken diğer yanda AKP Hükümeti terör örgütüne bölgeyi teslim etmeye hazırlanıyor...
Terör örgütü daha yaz aylarında Hakkari’de, Muş’ta, Batman’da ve Şırnak’ta “özerklik” ilan etti.Daha sonra Van ve Diyarbakır’ın ilçeleri başta olmak üzere, özerklik ilan eden ilçe belediyelerinin sayısı çift haneli rakamlara ulaştı.
Silopi, Cizre, Nusaybin, Yüksekova, Bulanık, Varto belediyeleri, “Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni tanımama” kararı aldı.
***
Bunlar son adımdı.
PKK; aslında bu son adımdan yıllar önce harekete geçmişti “bağımsız devlet”ini kurmak için...
Kendi mahkemelerini...
Kendi polisini...
Kendi vergi dairelerini...
Kendi askerlik şubelerini...
Kendi tapu müdürlüklerini...
Kendi esnaf odalarını...
Kendi barolarını...
Kendi sözde “halk meclisleri”ni kurmuştu...
***
Sonra... Seçimlerle işbaşına geldiği belediyeleri “lojistik daire başkanlığı” gibi kullanmaya başladı örgüt...
Bu belediyeler, bizim ödediğimiz vergilerle “Asfaltlama yapıyoruz” diyerek asfalt yolların altına bomba döşedi.
Devlete ait iş makinalarıyla terör örgütü için hendek kazdı.
Yetmedi; resmi plakalı belediye araçları ile örgütün dağdaki elemanlarına silah, cephane ve yemek taşıdı...
Bunların hepsini de AKP ile sözde “açılım süreci”nin yürütüldüğü günlerde yaptı...
AKP Hükümeti, sırf “Görüşmeler zarar görmesin” diye bu yasadışı örgütlenmeye göz yumdu.
***
Yani baylar-bayanlar; dün gazetelerde okuduğunuz, “Yeni Hükümet’in ilk işi Avrupa Yerel Yönetimler Özerklik Şartı’ndaki şerhleri kaldırmak olacak” sözlerinin anlamı belli:
Türkiye Cumhuriyeti Devleti, bölgeden fiilen çekiliyor!
Yani bir yanda askerimiz tuzaklarla dolu sokaklarda, hendeklerde çarpışıp can verirken diğer yanda AKP Hükümeti terör örgütüne bölgeyi teslim etmeye hazırlanıyor...
İşin kötüsü, bunu CHP’nin “olur”uyla yapıyor.
***
AB’nin “özerklik şartları”, bölünme sorunu olmayan tuzu kuru Batılı ülkeler için bir tür “demokrasi fantezisi” olarak gündeme getirilebilir.
Ama bu fanteziyi Türkiye’ye dayatmak, “Biz, sizin bölünmenizi istiyoruz” demekten başka bir anlam taşımaz!
***
Eğer bu düzenleme yürürlüğe girerse; yaşayacağımız ilk şoku ben söyleyeyim:
Daha sözleşmenin Resmi Gazete’de mürekkebi bile kurumadan, PKK paçavrası, Doğu ile Güneydoğu’daki bütün illerimizde ve ilçelerimizde, Türk Bayrağı’nın yanına asılacak...
Neden biliyor musunuz?
Çünkü bu sözleşme, yerel yönetimlere kendi bayraklarını seçme hakkı veriyor.
***
Offff; gerçekten bıktım bizi yönetenlerin aptallıklarından!
OHHHHH!
Yeni hükümetin ilk icraatlarından biri de geçen dönem Meclis’ten geçiremedikleri “Kıdem Tazminatı Fonu Yasası”nı kabul etmek olacakmış...
Fon mon yalan, asıl amaçları işçilerin analarının ak sütü kadar helal olan kıdem tazminatını “deve” etmek...
Tazminat sorumluluğu işverenden alınıp devlete devredilecek...
İşveren sadece o Fon’a ödeme yapmakla mükellef olacak...
Ya o ödemeyi yapmazsa?
Hiçbir şey olmayacak...
Kurulan Fon da zamanla zayıf düşüp yok olacak...
“Olmaz” demeyin; Özal’ın mucidi olduğu Konut Edindirme Fonu vardı; ne oldu?
***
Peki; biz tüm bunları hak ediyor muyuz?
1 Kasım aklıma geliyor da...
Hem de fazlasıyla!
GÜNÜN SORUSU
Anayasa’da yapılacak bir değişiklikle, Meclis’teki partilere yapılan Hazine yardımı kesilecekmiş... Bunun yerine partiler, cumhurbaşkanlığı seçiminde olduğu gibi bağış toplayabileceklermiş... Partilerin bağış toplamasının şu anda da yasak olmadığını hatırlatarak sorumu sorayım:
Bu değişiklik yapılırsa, toplanacak bağışların yüzde 90’ı iktidar partisinin kasasına girmez mi? Bu durumda diğer tüm partiler zayıflayıp çökmez mi? Bu da çok partili sistemi öldürmez mi?
Avrupalı küstahlar; önce aynaya bakın!
Türkiye-Yunanistan maçındaki ıslıklama olayını dün en sert şekilde eleştirdim. Fransa’daki saldırılarda ölenler için yapılan saygı duruşunda yapılan saygısızlığın kabul edilemeyeceğini yazdım.
Ancak; bunu sadece biz söyleyebiliriz!
Kendi sersemlerimize hadlerini sadece biz bildirebiliriz!
Dün Avrupa basınında bazı kalemler, o maçta yaşananların büyük bir “küstahlık” olduğunu yazmış...
Bunu siz yazamazsınız iki yüzlü sahtekarlar!
Bunu siz, söyleyemezsiniz...
Çünkü siz; bugüne kadar Türkiye’de yaşanan hiçbir terör vahşetinde bırakın saygı duruşunda bulunmayı, bizim yanımızda olmadınız...
Hep terör örgütünü desteklediniz.
Bir kez bile üzüntümüzü paylaşmadınız.
Onları besleyip büyüttünüz!
***
Evet; yapılan ayıptır, günahtır...
Ama emin olun sizin ayıplarınızın ve günahlarınızın yanında solda sıfır kalır...
O yüzden sakın haddinizi aşmayın; biz kendi terbiyesizimizi terbiye etmesini bildiğimiz gibi gerektiğinde size de haddinizi bildirmesini biliriz!
156+170!
Önceki Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’e sormaya devam ediyoruz... Söz sırası Metin Ağrılı’da... Sizin de Gül’e söyleyecekleriniz ya da sorunuz varsa mustafa0mutlu@gmail.com adresine gönderebilirsiniz...
“Abdullah Bey...
Ticaret dahisi oğlunuz Emre Gül, kurucusu olduğu ‘Memlekettengelsin’ adlı internet sitesindeki hisselerini iktidar yandaşı Ethem Sancak’ın iki oğluna devretmiş... Sorum çok basit:
Emre Gül, bu internet sitesine sahip olan şirketteki hisselerini kaç liraya devretti? Bu şirket, bugüne kadar kaç lira kazandı, ne kadar vergi ödedi?”
GÜNÜN İSYANI
Dünkü Aydınlık’ta okumuşsunuzdur: Atatürk Orman Çiftliği’ndeki müzede bir süre önce çıkan yangında Mustafa Kemal Atatürk’ü çiftlikte resmeden çok ünlü resim de yanmış... İsyanım o müzeyi yönetenlere ve AOÇ Genel Müdürü’ne:
Göreviniz Atatürk’ün mirasını yok etmek değil; korumak. Bunun için maaş alıyorsunuz... Bugünden tezi yok istifa etmezseniz; maaşınızın bana düşen bölümü haram olsun!
Mustafa Mutlu - Aydınlık
ÜYE YORUMLARI
Yorum YapFacebook Yorumları