loading
close
SON DAKİKALAR

Yine garip bir suikast iddiası!

Mustafa Mutlu
Tarih: 08.06.2014

Mustafa Mutlu; Tekrar ediyorum; bu haber sadece yandaş gazete Akşam tarafından yayınlandı. Hem de manşetten!

Haber sadece yandaş Akşam Gazetesi'nde yayınlandı:

Başbakan'a sözüm ona suikast girişiminde bulunulmuş ama çok şükür ki (!) korumalar önlemiş.

Olay güya Sultangazi Belediye Başkanlığı Ek Hizmet Binası'nın açılışında yaşanmış...

Korumalar Başbakan'ın makam arabası geçerken kalabalığın içinde eli silahlı bir adam görmüşler.

Saldırgan 32 yaşında F.Y. isimli bir şahısmış...

Korumaların kendisine yaklaştığını görünce ateş etmek yerine elindeki silahı Başbakan'ın içinde olduğu makam arabasına fırlatmış...



İyi de neden?

Madem amacı suikast yapmaktı, neden tabancayı arabaya attı?

Eğer vazgeçtiyse, o silahı neden kimseye göstermeden yere bırakmadı?

Neyse; masala devam edelim:

Silahın şarjörü boşmuş, ancak namluya sürülmüş bir adet 9 mm çapında mermi bulunmuş...

Yapılan muayenelerde F.Y.'nin akli dengesinin yerinde olduğu ve örgüt bağlantısı bulunmadığı tespit edilmiş...



Çapraz sorguya alınan F.Y.'nin market işlettiği, amacının Başbakan'ı vurmak değil, sadece korkutmak olduğu anlaşılmış...

Zanlı sözüm ona komutanlar cezaevinde tutulduğu için Erdoğan'a kin beslediğini söylemiş...



Tekrar ediyorum; bu haber sadece yandaş gazete Akşam tarafından yayınlandı.

Hem de manşetten!

İyi de kardeşim; olay yerinde hiç yoksa onlarca gazeteci, yüzlerce kamera ve fotoğraf makinesi var...

Nasıl oldu da bugüne kadar duyulmadı?

Binlerce kişinin içindeki itişip kakışma nasıl oldu herkesin gözünden kaçtı?

Daha da ilginci nasıl oldu da bir kişi bile bu arbedeyi fark edip fotoğraf ya da görüntü çekmedi?



İlginç olan ne biliyor musunuz?

Her seçim öncesinde Erdoğan için mutlaka bu tür suikast iddialarının gündeme gelmesi...

Bu gelenek (!) Cumhurbaşkanlığı seçimi öncesinde de bozulmadı.

Başbakan, yine ve yeniden "mağdur" ilan edildi!

Ve ne yazık ki bu kez, "kumpasa kurban gittikleri" bizzat Erdoğan tarafından itiraf edilen "komutanlar", bu "söylentiye" alet edildi.



Ben unutursam bile ne olur siz "bu suikast"ı unutmayın.

Bakalım altından ne ya da neler çıkacak?

MERAKLI!

İzmir Büyükşehir Belediyesi binasındaki Teftiş Kurulu Başkanı'nın odasında, 'Böcek' bulunmuş...

Hani şu "ortam dinlemeye" yarayan cihaz!

Büyükşehir Belediyesi, 'Haberleşme özgürlüğünün ortam dinlemesi yoluyla ihlal edildiği' gerekçesiyle Cumhuriyet Savcılığı'na suç duyurusunda bulunmuş...

Karışık iş!

Çünkü başmüfettişin ne konuştuğunu bilmek isteyecek tek kişi, olsa olsa İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu'dur...

Gelin görün ki böceği bulduran ve suç duyurusunda bulunan o!

Bu durumda başka birisinin daha İzmir Büyükşehir Belediyesi'ni denetleyen başmüfettişin neler konuştuğunu merak ettiği ortaya çıkıyor...

Biraz kafa yorun bakalım; bu "bay meraklı" sizce kim olabilir?

GÜNÜN SORUSU

Hükümet, 28 Şubat döneminde üniversiteden atılan ve daha sonra getirilen afla okullarına dönen türbanlılar için torba tasarıya sürpriz madde koymuş... Bu kadınlar istemeleri durumunda, Kamu Personeli Seçme Sınavı'na sokulmadan işe başlatılacakmış... İsyanım bu düzenlemeyi yapmaya hazırlananlara:

Sıradan memur olarak başlatmak olmaz! Her birini bir kuruma genel müdür yapmanız gerekir... Ne de olsa onlar "türbanlı bacı!"

BAŞBAKAN'IN KASET İŞİ...

Önceki gün ilginç bir gelişme oldu ve Bilim, Sanayi, Teknoloji Bakanı Fikri Işık, "TÜBİTAK'ta yapılan incelemede Sayın Başbakanımızın 17 Aralık sürecinde basına, daha doğrusu internete düşen ses kayıtlarının hece hece montajlandığı ortaya çıktı" dedi...

Ses mühendisleri bu açıklamaya itiraz ediyor ve şunları söylüyor:

"Kelime kelime ya da hece hece keserek insanlara bir şeyler söylettirebilirsiniz... Ama bunun yapılacağını bilerek kayda girildiğinde bile ses, 'müşteri hizmetleri hatları'nda olduğu gibi kesik kesik duyulur. Konuşmayı keserek, bir insanın normal tonlamalarına ulaşılması, kaydın bu hale getirilmesi asla mümkün değil."

Bunlar bilim insanlarının tartışacağı konular... Ben kimsenin pek kafa yormadığı farklı bir noktaya dikkatinizi çekmek istiyorum:

TÜBİTAK'a hangi kayıt, kim tarafından gönderildi?



Öyle ya; her kafasına esen bu kuruma kayıt gönderip, "Hadi koçum bir araştır bakalım, bu kayıt montaj mı değil mi?" diyemez.

Bunun bir yolu yordamı vardır.

Örneğin, Ergenekon, Oda TV ve Balyoz davalarında mahkemelerin talebi üzerine yapılan "incelemeler" bile yıllarca sürmüşken, nasıl oluyor da ne olduğu ve kimin hangi yetkiyle gönderdiği bile belli olmayan kayıtlar bir iki ay içinde incelenip kesin sonuç açıklanabiliyor?



TÜBİTAK, son yıllarda inanılmaz bir "iktidar savaşı"na konu oldu. Hayatlarını mesleklerine adamış onlarca uzman görevden alındı, yerlerine sırf siyasi aidiyetleri nedeniyle, uzmanlıkları tartışmalı bazı isimler getirildi.

Böyle bir kurumun, kimin gönderdiği ve ne içerdiği belli olmayan bir kaset üzerinde verdiği karar, benim için hiçbir anlam taşımıyor!

GÜNÜN İSYANI!

TÜ-Bİ-TAK, Baş-ba-ka-na a-it ol-du-ğu söy-le-nen ses kay-dı-nın he-ce he-ce mon-taj ol-du-ğu-nu be-lir-le-miş... So-rum, o kay-dı TÜ-Bİ-TAK'a gön-de-ren-le-re:

Ay-nı ka-set-le-ri u-lus-la-ra-ra-sı bi-lim ku-rum-la-rı-na da gön-de-re-cek mi-si-niz?

Mustafa Mutlu - Aydınlık

ÜYE YORUMLARI

Yorum Yap

Facebook Yorumları