Tarih:
29.12.2015
Yolcu uçağına açılan ateş ve Selahattin’in yalanları!
Mustafa Mutlu; Unutmayın; tarih, sadece katilleri değil... Yardakçılarını da yargılar!
Diyarbakır’ın Sur ilçesinde güvenlik güçleriyle çatışan PKK’lı militanlar, resmen savaş suçu işliyor!Sivil halka ateş ediyor, kadınları, çocukları ve yaşlıları vuruyor, hastaneleri, okulları, cankurtaranları yakıyor...
Son olarak Diyarbakır’a yolcu getiren sivil uçağa önce lazer tuttular; ardından ateş açtılar.
Allah’tan polis uyanık davranıp havaalanındaki kule görevlilerini uyardı da... Uçak, havaalanına iniş rotasını değiştirdi.
Böylece yüzden fazla yolcu ve mürettebat ölümden döndü.
***
Selahattin; sözüm yine sana!
Çünkü sen hâlâ utanmadan sıkılmadan bu alçakları “halkı için savaşan masum çocuklar” gibi göstermeye çalışıyorsun...
Neymiş; ellerinde hafif silahlar varmış da... Tek dertleri özgürlükmüş ve insanca yaşamakmış da...
İnsanca yaşamak için önce insan olmak, başka insanların yaşama haklarına saygı duymak gerekir...
Bunların neresi insan?
***
“O uçakta sen ya da partili milletvekili arkadaşların da olabilirdi” demeyeceğim sana...
Olsaydınız zaten bunu o katiller önceden bilirdi ve ateş etmezdi.
Siz yoktunuz ama o uçaktakilerin tamamına yakını Kürt asıllı vatandaşlarımızdı Selahattin...
“Kardeşleriniz”, onları bile vuruyor artık!
Çünkü yalnızlaşıyorsunuz...
Hızla eriyorsunuz...
Halkın desteğini ve sempatisini kaybediyorsunuz...
PKK da bu yüzden panikliyor...
Kitlesel kıyım yapıyor!
Ve sen hâlâ bizim ödediğimiz vergilerden aldığın maaşını kebapçılarda harcayıp bu alçaklara sahip çıkıyorsun.
Ailesiyle birlikte Cizre’yi terk etmek isterken bu katiller tarafından vurulan 12 yaşındaki kız çocuğundan utanmıyorsun...
Karnındaki 7 aylık bebeğini kaybeden hamile kadından utanmıyorsun...
Evine teröristleri almak istemediği için öldürülen dededen utanmıyorsun...
Memleketlerine gelmek için uçağa binen yüze yakın yolcudan utanmıyorsun...
***
Bu insanların hepsi Kürt asıllıydı Selahattin; belki de çoğu senin eş başkanı olduğun partiye umut bağlayıp oy veren seçmenlerindi!
Bırak kardeşlik nutuklarını, barış edebiyatını da...
Mimarı olduğun bugünkü “iç savaş”, yüreğini tırnak ucu kadar yakıyorsa... İstifa et!
Ölen o doğmamış bebek ve 70 yaşındaki dede için; istifa et!
***
Bir çift söz de bu katillere hâlâ sempatiyle bakan ve kendisini “sosyalist” olarak tanımlayanlara:
Dökülen kanda sizin de payınız var...
Çünkü ırkçı ve terörist bir hareketin yanında yer alarak insanlık suçu işliyorsunuz.
Unutmayın; tarih, sadece katilleri değil...
Yardakçılarını da yargılar!
ANADOL!
Kemal Anadol, siyasi hayatımızın en renkli aktörlerinden biri...
Sadece iktidara karşı değil, parti içi muhalefetiyle de adından çok söz ettirdi.
Üçü ön seçim kazanarak beş dönem milletvekilliği yaptı. “CHP tarihinde en uzun süre grup başkan vekilliğini yapan siyasetçi” olma unvanına sahip...
Laik, demokratik, sosyal, hukuk devletinden yana ödünsüz tavırlarıyla bildiğimiz Kemal Anadol, bu akşam saat 21.00’de Ulusal Kanal’da canlı olarak yayınlanacak olan Kral Çıplak’ta konuğum olacak...
Güneydoğu’da yaşananlar ve “Erdoğan’ın yaptıkları” başta olmak üzere AKP’yi, HDP’yi ve elbette CHP’yi uzun, uzun konuşacağız.
Bence, kaçırmayın.
GÜNÜN SORUSU
ABD’nin Federal Soruşturma Bürosu FBI tarafından çocuk pornosu indirmekle suçlanan Türk profesör, ilahiyatçı çıkmış... Sorum “günah işlememeyi öğrensinler” diye tüm çocuklarımızı imam hatiplere tıkanlara:
E, ne olacak şimdi?
Çektikleri çileleri unutan bazı yurtseverlere uyarı...
Bu ülkede vatanın bölünmezliğinden, gerçek demokrasiden ve laiklikten yana olanların üç “karşıtı” var:
AKP, PKK ve Fethullah Gülen Terör Örgütü!
Bunlar düne kadar kol kolaydı.
AKP iktidarı; devletin tüm kadrolarını ve olanaklarını FETÖ’ye açtı. Bunu da, “Ne istediniz de vermedik” diye itiraf etti.
Yetmedi; PKK’yla pazarlık masasına oturdu.
Şimdi, “Aldatıldık” diyerek ikisinin işlediği suçlardan da kurtulmaya çalışıyor!
Demem o ki; bu üçünden hiçbiri sütten çıkma ak kaşık değil ve olamaz!
Suçun en büyüğü ise bugün “kandırılmış ve kirletilmiş genç kız” ayaklarına yatan AKP’de...
Türkiye’nin aydınlık günlere ulaşmasını, içine düştüğü çukurdan çıkmasını istiyorsak; bunların üçüyle de mücadele etmek zorundayız!
***
Son günlerde içlerinde kumpas mağdurlarının da bulunduğu bazı yurtseverlerin, sırf PKK’yla ve FETÖ’yle savaşır gibi yaptığı için AKP’ye sempatiyle baktığını görüyor ve kahroluyorum!
Aman arkadaşlar; celladınıza aşık olmayın...
Çünkü o izin vermeseydi; diğer ikisi bu kadar güçlenemez ve başımıza bela olmazdı!
156+198!
Önceki Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’e sormaya devam ediyoruz... Söz sırası okurumuz Dr. Sadık Özen’de... Sizin de Abdullah Gül’e söyleyecekleriniz varsa mustafa0mutlu@gmail.com adresine gönderebilirsiniz.
***
“Abdullah Bey...
Mustafa Bey’in bu soruları karşısında, dünya görüşü sizin gibi olanların sıkça yaptığını yapmak hiç aklınıza gelmiyor mu?
Siz de onlar gibi, ‘Ben Allah’tan başka kimseye hesap vermem’ deyip konuyu kapatın. Boşuna bu gazetedeki yerimizi işgal ediyorsunuz.”
GÜNÜN İSYANI
HDP’li milletvekilleri, PKK’lı teröristlerin köşeye sıkıştırıldığı Cizre’ye dün 2 bin kişiyle yürümek istedi. İsyanım Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı’na ve Anayasa Mahkemesi’ne:
Eliniz armut mu topluyor; neden görevinizi yapmıyorsunuz?
Mustafa Mutlu- Aydınlık
ÜYE YORUMLARI
Yorum YapFacebook Yorumları