Tarih:
17.01.2013
Züğürt Ağa!
Mustafa Mutlu yazdı, İlk dokuz ayda 14.4 milyar lira açık; sonraki üç ayda bir 14.4 milyar lira daha açık!...
MutluMaliye Bakanı Mehmet Şimşek, 16 Ekim 2012’de bir basın toplantısı yapmış ve “ocak-eylül döneminde bütçe açığı 14.4 milyar lira oldu” demişti...Bu açıklamaya göre; ay başına düşen bütçe açığı 1.6 milyar liraydı...
Aynı bakan önceki gün bir açıklama daha yaptı ve 2012’de bütçe açığının 28.8 milyar liraya ulaştığını belirtti...
Yani yıllık açık üç ayda tam ikiye katlandı!
İlk dokuz ayda 14.4 milyar lira açık; sonraki üç ayda bir 14.4 milyar lira daha açık!
İyi de ne oldu son üç ayda?
Savaşa mı girdik?
Büyük bir felaket mi oldu?
***
Maliye Bakanı, 16 Ekim’de yaptığı açıklamada, Suriyeli sığınmacılar için o ana kadar bütçeden ayrılan kaynağın 400 milyon lira olduğunu söylemişti...
Aradan sadece üç ay geçtikten sonra, önceki gün yaptığı açıklamada, “Karayolları’na, Milli Eğitim’e ve Suriyeli mültecilere ilave 5 milyar lira verdiklerini” söyledi.
Bu 5 milyar liradan Suriyeli sığınmacılara aktarılan bölüm net olmadığı için açtım Maliye’ye sordum. Yanıt geldi:
515 milyon lira...
Buna Enerji Bakanlığı, Bayındırlık Bakanlığı, Sağlık Bakanlığı, İçişleri Bakanlığı ve Milli Eğitim Bakanlığı gibi kamu kuruluşlarının, belediyelerin, Kızılay’ın ve diğer yardım kuruluşlarının harcadığı paraları da ekleyin:
En az 1 milyar lira!
Bu 1 milyar lirayla bin yataklı on hastane ya da 12 derslikli 500 okul yapılabilir!
***
Tablo açık:
Bu para artık milyarlarla ölçülüyor.
Tamam, zor durumdaki
insanlara kucak açmak bir insanlık görevidir de... Bu dünyada neden bizden başka “insan” kalmadı?
Bizim Suriye’deki savaşın tarafı hâline gelmemize neden olan koskoca ABD ve İngiltere neden pamuk ellerini ceplerine atmıyor?
Almanya, Fransa ve diğer Avrupa Birliği ülkeleri neden susuyor?
İyi niyet elçisi gönderip çadırları denetlettiren Birleşmiş Milletler, neden yükün bir bölümünü paylaşmıyor?
Neden fatura, 20 milyon vatandaşı yoksulluk sınırının altında gelire sahip olan Türkiye’ye kesiliyor?
***
Ve Türkiye Cumhuriyeti
Hükümeti neden Züğürt Ağa rolünü oynamayı kabul ediyor?
*****
ÇYDD!
Türkan Saylan’ın kurduğu ve en büyük suçu 18 yılda 55 bin kız öğrenciyi okutmak olan Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği, önce Ergenekon soruşturmasına dâhil edilmek istenmişti ama olmadı...
Bu kez Maliye yapıştı yakasına:
Ankara’da yapay çelenklerle bağış toplanmasını ticari faaliyet sayarak derneğe ceza yağdırdı! Yetmedi; İstanbul ÇYDD’nin de tüm hesaplarını incelemeye aldı.
ÇYDD Başkanı Aysel Çelikel, bu operasyonları “Eski kinleri devam ediyor. Bizi ekonomik olarak bitirmek istiyorlar” diyor!
Kabahat sizde Aysel Hanım:
Birilerine yakın durup, derneğinizin adını Deniz Feneri yapsaydınız, Maliye müfettişleri kapınızın önünden bile geçmezdi!
*****
GÜNÜN SORUSU
Fatih Altaylı, Teke Tek programında Levent Kırca’nın, “Silivri’deki gazeteci arkadaşlarını ziyarete gittin mi?” sorusuna öfkelenerek, “Hayır gitmedim, gitmeyeceğim de, ben sivil toplum örgütü müyüm?” diye cevap verdi. Sorum kendisine;
28 Şubat döneminde Tansu Çiller’i protesto etmek için araç konvoyu yapıp Yeniköy’deki yalısının önünden korna çalarak geçerken veya Bakırköy Özgürlük Meydanı’nda hükümete karşı gösteriler düzenlerken sivil toplum kuruluşu üyesi miydin?
*****
Gölge kabine açıklaması...
İki gün önceki yazımda CHP’nin Gölge Kabinesi’nden ses seda çıkmamasını eleştirmiş ve kabineyi “hayalet kabine”ye dönüşmekle eleştirmiştim.
CHP İstanbul Milletvekili ve Grup Başkanvekili M. Akif Hamzaçebi bir bilgi notu gönderdi. Not aynen şöyle:
“Yapıcı eleştirileriniz için teşekkür ederim. Milletvekillerinin bakanlıklar ve kamu kurumları bazında görevlendirilmesine ilişkin Haziran 2012’de başlatılan çalışma ürünlerini vermeye başlamış, çalışma grupları hazırladıkları ilk raporları Grup Başkanlığına iletmişlerdir.
Örneğin yazınızda adlarını verdiğiniz milletvekillerinden oluşan Başbakanlık Çalışma Grubu yaptıkları çalışma ve toplantılar sonucu hazırladıkları 148 sayfadan oluşan kapsamlı raporlarını Ağustos ayı içerisinde Grup Başkanlığımıza vermişlerdir.
Tüm bu çalışmalar Grupta bütüncül bir yaklaşımla ele alınarak değerlendirilmekte ayrıca milletvekilleri yaptıkları çalışmaları basın toplantıları ile kamuoyunun dikkatine sunmaktadırlar.
Örneğin KİT Komisyonu üyelerimizin yaşanan yolsuzluk olaylarına ilişkin düzenlediği basın toplantıları, Milli Eğitim Bakanlığı’nın faaliyetleri konusunda düzenlenen basın toplantıları, cezaevlerinde yürütülen çalışmalar ile önemli davaların izlenmesine yönelik faaliyetler bu kapsamda yapılanların bazılarıdır.
Ayrıca çalışma grupları tespit ve değerlendirmelerini gensoru, araştırma ve genel görüşme önergeleri ile de TBMM gündemine taşımışlardır.
Milletvekillerimiz 1 Ekim 2012 tarihinden bugüne kadar, bir bölümü anılan çalışmalar kapsamındaki bilgileri kamuoyuna yansıtmak olmak üzere, TBMM’de toplam 149 basın toplantısı düzenlemişlerdir. Bilgilerinize sunarım.”
***
Verdiği bilgiler için
Sayın Hamzaçebi’ye teşekkür ediyorum.
Vatan/Mustafa Mutlu
ÜYE YORUMLARI
Yorum YapFacebook Yorumları