Tarih:
12.02.2014
Çözüm Süreci Dediğiniz Nedir?
Nasuh Bektaş; Büyük Ortadoğu Projesi; sonra geliştirilerek Genişletilmiş Orta Doğu ve Kuzey Afrika Projesi(GOKAP)'a dönmüştür...
Biraz sorgulayalım istiyorum. Bazı öncüller sunacağım ve bunların ülkemiz ve bölgemiz açısından etkisi nedir diye düşünelim. Güncel olayları düşünürken bu öncüllerle bir bağlantısı var mı? Kafamızı biraz yoralım.Rusya’nın kızılına karşı İslam’ın yeşili; Amerika tarafından Rusya’nın kendi ekonomik çıkar alanlarına nüfus etmesine engel olma için geliştirdiği bir metot. Türkiye ve bölge ülkeleri kapsar ve bu bölgelerin İslamlaşmasını hedefler. Laikliğin ve demokrasinin yerine dini rejimlerin almasını hedefler. Rahmetli Uğur Mumcu bu olayları Rabıta kitabı ile anlatmıştır.
Amerikalı bir yetkili “Ticaret en iyi dindarlarla yapılır” diyerek dindarlıktan kastının ne olduğu da anlaşılıyor.
Büyük Ortadoğu Projesi; sonra geliştirilerek Genişletilmiş Orta Doğu ve Kuzey Afrika Projesi(GOKAP)'a dönmüştür.
Yine Amerikan menşeli bir proje. Yine ülkemizin de içinde bulunduğu büyük bir coğrafyada ülke sınırlarının yeniden çizilmesini hedefler. Soros “ Dünyada 200 devlet var bu sayı 2000 olmalı. Küreselleşmenin fikirsel alt yapısından da faydalanarak ve bilimsel düşüncelerle besleyerek dünya enerji kaynağının çoğunu bulunduran bu toprakları kolay sömürülebilir hale getirmek. Burada sınırları ile oynanacak olan ülkelerle sömürülecek ülkelerin aynı olduğuna dikkat çekmeye gerek yok sanırım.
Kürdistan devletinin kurulması; Bu plan BOP ile de bağlantılıdır. BOP planın bir parçasını teşkil eder. Bu alt plana göre, İran, Irak, Suriye ve Türkiye’den koparılacak topraklar üzerinde kurulmak istendiği söylenen devlet. İşin ilginç ve acı yanı bu projeye Türkiye en üst düzeyde katıldığını söylemekte. Dünyada sanırım kendi ülke sınırlarının değişeceği plana ortak olduğunu söyleyen bir devlet yetkilisi olmamıştır.
Dönemin Genel Kurmay Başkanı Doğan Güreş, “Çekiç Güç helikopterleri ile PKK kamplarına lojistik destek yapıldığı hakkında kulağıma söylentiler geldi. Konuyu muhatabım olan ABD Gen.Kur. Bşk.’na sordum ve aldığım yanım beni tatmin etmedi.”
Dönemin Genel Kurmay Başkanı İsmail Hakkı Karadayı, ”Ne zaman Kuzey Irak içlerine operasyon yapsak ABD bizimle irtibatını kesiyordu.”
Dönemin Başbakanı Turgut Özal, “Bir koyup, üç alacağız. Federasyon tartışılmalı, başkanlık tartışılmalı” Amaçlanan Türkiye’nin güneyi verilecek. Irak, İran ve Suriye’den ABD tarafından koparılan parça ile birleşecek ve Türk- Kürt Federe devleti kurulacak. Bu devlet yönetimi içinde başkanlık gerektiği için hem Federasyon hem de bütünleri olan Başkanlık tartışılmaya açıldı. Bu akıl almaz plan karşısında Dönemin Genel Kurmay Başkanı Necip Torumtay derhal istifasını vermiştir.
Türkiye bu planlar doğrultusunda Kuzey Irak’ta bulunan Talabani ve Barzani’yi barıştırmış ve lojistik destek vermiştir.
Amaç ileride ABD’nin Irak’ı ve bölge ülkelerini parçalama planlarında kullanılacak aktörler haline gelmelerini sağlamak. Türkiye yarın kendini de tehdit edecek oluşumları hazırlamakla görevlendirildi. Gün geldi ve Talabani, Barzani Türkiye’yi tehdit etti. Türkiye’nin verdiği silahları PKK’ya verdiler.
Yine Türkiye Hizbullah’ın faaliyetlerini görmezden geldi tabi bu görmezden gelmek de belli siyasi duruşla ilgilidir. Dahası PKK ile mücadele ediyorlar diye destek verildi ve silah verildi. Hizbullah ve PKK aralarında anlaştılar ve Türkiye karşı beraber savaş kararı aldılar. Talabani ve Barzani’de olduğu gibi devletin verdiği silah kendine döndü. Yakalanan PKK teröristlerinden devlete ait silahlar çıktı.
Türkiye 1940’lı yıllardan sonra hızla Atatürk’ün çizdiği rotadan çıktı. Neye dayanarak söylüyorum ve neler oldu da rotadan çıktı. Truman Doktrini, Marshall yardımı, NATO üyeliği. Bunlar Türkiye’nin ekonomik ve siyasi bağımsızlığına büyük darbe vurdular. Bu yardımlar Türkiye’de üretimden tüketime geçişe neden oluyordu. Ülkeye giren bolca nakit paranın yarattığı göreli refah durum içinde gelecek açısından nasıl bir karanlık tabloya gidildiği görülmüyordu. İthal ikame dediğimiz, yerli sanayinin gelişmesini sağlayan politika yavaş yavaş terk ediliyordu. Zaten bu yardım planlarının nihai olarak hedefi ülkeyi sömürge haline getirmekti. Sanayi hamleleri terk ediliyor, yerine bol bol yol, köprü ve binalar inşa ediliyordu. Üretim sektörü yerine hizmet sektörü gelişiyordu.
Bill Clinton ABD başkanlığını tamamladıktan sonra Türkiye’ye ziyarete geldi. Türkiye için çizdiği yol haritası yukarıda verdiğim bilgilerle nasıl uyumlu dikkatinizi çekerim. “ Türkiye olarak güzel bir doğanız var, güzel otellerle turizme önem verin.” Yani kendilerine iyi tatil hizmeti sunacak bir ülke olalım. “Güçlü bir ülkeniz var, dünyanın güvenlik ihtiyacına askerlerinizle katkı sunabilirsiniz.” Onların güzelce hayat yaşamaları için bizim insanlarımız ölecek. Son olarak dediği zaten her şeyi açıklar nitelikte. “Türkiye olarak sanayi ve gelişmek diye çok uğraşmanıza gerek yok” sömürge olarak çok iyisiniz böyle kalın. İşte bu ülke bizim dost, müttefik ve stratejik ortağımız.
Şimdi Terörist başının ortaya çıkan görüntülerine bazı yandaş ve işbirlikçilerin niye ekranlarında yer vermediklerini yukarıda öncüller ışığında düşündüğümüzde daha iyi anlarız. Bazıları görüntülerin barış, çözüm sürecine zarar vermek için yayınladığını söylüyor. Çözüm ve barış süreci dedikleri nedir. ABD’nin bölge ülke ve halklarının sömürgeleştirme planımıdır. Yukarıda verdiğim bilgilere göre asıl bu görüntülerin verilmesi ABD planlarını bozmaktadır. Ve bu görüntülerin yayınlanması halklara ve bu bölgeye gerçekten barışı getirecektir. ABD çıkarları adına konuşanların halklara vereceği fayda yoktur.
Nasuh Bektaş
Nasuh Bektaş
ÜYE YORUMLARI
Yorum YapFacebook Yorumları