Tarih:
19.12.2013
Herkes Terörist mi?
Nasuh Bektaş; Ergün Poyraz terörist dediniz attınız içeri. Yandaş basın güçlü bir şekilde evet bu terörist doğrudur dedi.
Ergün Poyraz terörist dediniz attınız içeri. Yandaş basın güçlü bir şekilde evet bu terörist doğrudur dedi.Ergenekon, Balyoz dediniz asker, akademisyen, gazetecilere terörist dediniz, Yandaşlar hep berber idam bile edilmeli bu teröristler yaşatılmamalı bile dediler.
Yurt dışına terör ile ilgili evraklar gider ülkeler arası işbirliği istenirdi. Bu terör örgütleri gerçektiler ve masum halkın canına kıyıyorlardı. Bu kez ülkemizden öyle evraklar gitti ki yabancı ülkelere, dünya hayretle izledi bizi. Başbakan, Cumhurbaşkanı evraklarını imzalayıp yurt dışına askeri ateşe diye gönderdiğimiz askeri personeli terörist olduğu için geri çağırdık. Dünya ülkelerine size askeri ateşe diye biz devlet olarak terörist göndermişiz dedik. Dünya şaştı kaldı ama yandaşlarda şaşmak yok şımarmak vardı. Her adı geçen hemen terörist ilan ediliyordu.
Odatv davası dendi hemen yeni teröristlerin ismi yandaş basında boy boy yazıldı. Sadece gazete kitap yazmayı bilen hayatlarını okumak, düşünmek ve yazmak üzere kurgulamış insanlara terör damgası vurdular ve attınız içeri. Yandaş basın için bunlarda kesin teröristi. Bilişim uzmanları daha ilk günden ortaya çıkardı Odatv bilgisayarlarına uzaktan erişilip virüs ile belge yüklendiğini ama bunun kabulü için 2 yıl yatmaları gerekti. Ama yandaş basın için bunlar detaydı ve esastan sapılmamalıydı ve bunlar teröristi.
Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu diyor ki, “Yanlış esastan gidersen yanlış karar alırsın. Yani yanlış kapıdan girersen yanlış odaya çıkarsın.” Ama fark etmezdi bunlarda teröristi bundan şüphe yoktu. Yazıyı yazdığım şuan Odatv davasında tutuklu sanık kalmadı. Şimdi bu davanın ilk gününde yazan çizenler tam zıttını yazıyorlar.
Teğmen Mehmet Ali Çelebi Türkiye onu Sehven davası deyince tanıyor. Yandaş basına göre oda bir terörist, harp okulunu başarı ile bitirmiş geleceği parlak bir subay Hizbu Tahrir örgütü ile bağlantılı olarak tutuklandı. Emniyette telefonuna polis Hizbu tahrir üyesinin rehberini sehve yükledi.
Bu davalar süre durdu. Davalar artıkça yapılan hatalar dile getiriliyordu ancak kimsenin dinlemeye niyeti yoktu, güya Türkiye büyük bir demokratik hamle yapıyordu. Demokratik hamleler arka arkaya sürerken toplumda gerilmeye devam ediyordu.
Mayıs ayı sonu Taksim Gezi parkı için başlayan ve adına Gezi eylemleri denen toplumun ayağa kalkışı bir anda ülkenin her iline yayıldı. Hükümetin terör algısı oldukça genişlemişti.
Gezi eylemine katılanlar terörist ilan edildi. Taksime çıkanlar terörist denildi. Kim ki iktidara karşı duruyorsa artık terörist olma ihtimali ile karşı karşıya kaldı.
Artık bu kadar geniş terörist tarifi yandaş basında da rahatsızlık yaratmaya başladı. En son üniversitede uzun süre okuyanların da terörist olması ihtimali artık işin şirazeden çıktığını gösteriyordu.
Yargının nesnel hukuk kuralından asla şaşmaması gerekir ve yargının değişen siyasi etkiden tam bağımsız olması gerekir. Sanırım bundan önce ve gelecekte açılacak tüm davaların adaletli olarak çözülmesi için Tam Bağımsız Yargıyı teşkil etmemiz şart.
Nasuh Bektaş
Nasuh Bektaş
ÜYE YORUMLARI
Yorum YapFacebook Yorumları