Tarih:
07.04.2016
CHP'den tedbirli olarak kesin ihracımın istenmesi, yüklenen eylemler
CHP üyesi ve eski Yargıçlar ve Savcılar Birliği (YARSAV) Başkanı Ömer Faruk Eminağaoğlu CHP'den Tedbirli olarak kesin ihraç istemi ile disiplin kurulundan istenen savunması...
SUÇLAMA: Çözüm süreci mevzuatı aleyhine hukuksal yolları kullanmayan CHP yönetimi için DÜŞÜNCE açıklamak, (sürecin içinde olunduğunu beyan etmek)AÇIKLAMAM: (Çözüm TBMM de ve açık yürütülmeli diyen CHP yönetimi, çözümün TBMM dışında, bütünüyle hükümetin inisiyatifinde ve gizli olarak yürütülmesini içeren(6551/md 3), yine çözüm yolunda (anayasayı ihlal hatta vatan hainliğine varan eylemde bulunmak dahil) her şey mübah anlayışını yansıtan(6551/md 4) gibi düzenlemelere sessiz kalıp, Anayasa'ya aykırı bu düzenlemelere karşı, AYM'ne ve diğer hukuksal yolların hiç birine başvurmamak, süreci dışardan izlemek. Bu şekilde de, anılan düzenlemelere karşı koymamak. Ancak söylem olarak ise, bu düzenlemelerin aksini ifade etmek. Öcalan hakkında tarafımca yapılan suç duyurusunu BİLE sahiplenmemek. Öcalan'ın İmralı Notları'nda (sy 323) ortaya çıktığı üzere, Öcalan'ın, kendisinin de İSTEDİĞİ bu çözüm mevzuatını kastederek, Kemal Kılıçdaroğlu'nun bu konudan bilgilendirilmesini söylemesi ve bu bilgilendirmenin yapılması. Sonuçta da taslak olarak TBMM'den önce üstelik İmralı'ya sunulduğu ortaya çıkan bu mevzuata karşı, hukuksal yollara başvurmayarak sessiz kalınması. Bunlardan kaynaklı ve genel başkan ile ikili görüşmelerde ortaya konulan ve sonuçsuz kalan konulardan hareketle, CHP yönetiminin, çözüm sürecinde, söylemlerinin aksine içinde bulunduklarını ifade etmiş olmam.
SUÇLAMA: Kurultayın süresinde toplanmaması karşısında HUKUKSAL YOLLARA başvurmak,
AÇIKLAMAM: 18.7.2015 tarihinde (üç yıllık) kurultay süresi, dolayısıyla genel başkanın görev süresi dolmuş bulunmaktadır. Genel başkan, SPY md 15 uyarınca EN ÇOK üç yıl için seçilmekte, üç yıl dolduğunda seçim yapılmamış ise, görevi yeni genel başkan seçilinceye kadar sürmemekte, her durumda seçimden sonra genel başkanın görevi en çok üç yıl sürüp, bu sürenin bitiminde seçime dayalı görevin sona erme durumunun ortaya çıkması hukuksal bir gerçekliktir.
Mevzuatta, seçimle gelinen her türlü görevlerde, görev süresi konusunda düzenlemeler yapılmıştır. Süre dolduğunda seçim yapılmadığı veya göreve başlanmadığı durumlarda, açıkça "yenisi seçilinceye kadar, ya da yenisi göreve başlayıncaya kadar görevin sürmesi amaçlanmış ise," mevzuatta bu durum açık açık ifade edilmektedir.
Kaldı ki genel başkan konusunda, böyle bir düzenleme olmadığı gibi, sine, bu konuda en çok üç yıl denilerek, sürenin uzamayacağı da açıkça belirtilmiştir. Böylece diğer organların aksine, genel başkanın görev süresi konusunda EN ÇOK ifadesinin kullanılması karşısında, 1 Kasım 2015 seçimleri öncesi genel başkanlık konusunda boşluk yaşanmadan seçimli Kurultay yapılmasının gerekmesine, Kurultay yapılmadığı için de, 1 Kasım 2015 seçimleri birleşik oy pusulasına, Genel başkan olarak (görev süresi dolan) Sayın Kılıçdaroğlu'nun adının yazılmasının tam kanunsuzluk durumu olup, bu durum karşısında 1 Kasım seçim sonuçlarının ve dolayısıyla anılan genel seçimlerin iptali ile seçimlerin yenilenmesi gerekçesiyle 3.11.2015 tarihinde YSK'na başvuru yapmak, ihraç için sevk nedeni yapılmaktadır. Bu yolla, 1 Kasım seçim süreci savunulmakta ve seçim sonuçları da ayrıca meşru gösterilmektedir.
Ayrıca, Genel Başkan'ın görev süresi dolduğu için, onun başkanlığında toplanan PM tarafından alınan Olağan Kurultay kararının, onun tarafından açılan Olağan Kurultay'ın, bu şekilde yapılan Kurultay'da alınan kararların da iptali için açtığım davada mahkemenin, davayı reddetmeyip, 22.3.2016 tarihinde iddianın araştırmasında yolunda ara kararları alması karşısında, hakkımda da bir tesadüf müdür 22.3.2016 tarihinde İl Disiplin Kurulu tarafından bu sevk karar alınmıştır.
SPY'nın 20/2 nci maddesinde, kongrelerde delege konusunda son seçim sonuçlarının esas alınması gerektiği belirtilmektedir. Ocak 2016 tarihinde yapılan kurultay için, son genel seçim ne demektir. Bu kurultay için 16 ilde 7 Haziran, 65 ilde 1 Kasım sonuçları esas alınıp delegelerin belirlenmesi yoluna gidilmiştir. Karma bir uygulama yapılmıştır. Kongre duyuruları yöntemince gerçekleştirilmemiştir. 65 il de ayrıca, her iki genel seçimin karıştırılarak delege seçiminde esas alındığı yerler olmuştur. Ayrıca Kurultay'ın iptal nedenleri arasında bu durum da gösterilmiştir.
SUÇLAMA: Cuma namaz saatlerinde izinli sayılma konusundaki genelgesine sessiz kalan CHP yönetimi karşısında BAŞVURU YOLLARINI kullanmak,
AÇIKLAMAM: Cuma namazı saatleri boyunca izinli sayılma konusundaki genelgenin ilk kez 1975 yılında çıktığı ve laiklik gerekçesiyle Danıştay tarafından iptal edildiği, bu nedenle 8.1.2016 tarihinde aynı doğrultuda çıkartılan anılan genelgenin iptali için aynı gün dava açtığım, (ayrıca iftar saatleri için aynı biçimdeki genelgenin de laikliğe aykırılık yönüyle 1997 de iptal edildiği ve o genelgenin AYM tarafından RP hakkında kapatma eylemi sayıldığı, bunun da İHAM tarafından da uygun bulunduğu), bu durumu aynı gün Sayın Kılıçdaroğlu'na aktararak, parti olarak bir şeylerin yapılması, sessiz kalınmamasını belirterek, ilgili dökümanı da sunmak sonrası, genel başkan yardımcısı Veli Ağbaba tarafından, her kim ne durumda olursa olsun Cuma'ya gitmeli şeklinde açıklama yapılmıştır.
Konunun tarafımca genel başkanla görüşme sonrasındaki ilk MYK toplantısı gündemine getirilmesini beklerken, gündeme getirilmemiştir. Bunun üzerine laikliği savunmayan ve aksine işlem yapan parti yöneticilerinin görevlerini bırakmaları gerektiğini açıklayarak, laiklik konulu olarak genel başkan, genel sekreter, Veli Ağbaba ve diğer üç kişi hakkında CHP disiplin kuruluna başvuruda bulunmak, ihraç için sevk nedeni yapılmıştır.
Cuma genelgesi için dava açmayan CHP'nin, benim açtığım davaya müdahil olarak katılması için de CHP'ye başvuru yapmış bulunmaktayım. CHP yönetimi ise bu konuda susmaktadır. Böylece, hukuka, değişmez ve vazgeçilmez değerlere sahip çıkmamakta, toplumsal duyarlılık yaratmaktan uzak durmaktadır. Bir Cerattepe'de yaşananlar halkın yarattığı duyarlılığın sonucu olmuştur.
Cuma genelgesine ilişkin bu dava kaybedilirse, CHP yönetimi toplumsal duyarlılığı yaratmamayı ve müdahil olmamayı nasıl açıklayacabilecektir. Bu dava kazanılırsa, o zaman da, neden laikliğe aykırı bir konuda dava açmadığını, görüş bile beyan etmediğini ve müdahil olmadığını, nasıl açıklayabilecektir. Konu son derece vahimdir. Bu açmaz karşısında ise, CHP de benim ihracım gündeme getirilmiştir.
SUÇLAMA: Önseçimi, yönetmelikle kaldıran CHP yönetimi karşısında HUKUKSAL YOLLARI kullanmak,
AÇIKLAMAM: Tüzükte önseçimle ilgili hükümler dururken, 1 Kasım seçimleri öncesinde, önseçim yönetmelikle kaldırılmıştır. Önseçimle ilgili hem tüzükteki, hem de bu yolla ortaya çıkan yönetmelik hükümleri karşısında, tüzük hükümleri dururken, tüzük hükümlerinin önceliği de gözetilmeden, önseçim konusunda yönetmelik hükümleri uygulanarak, ülke beş ayda iki seçime gitmesine de rağmen, 7 Haziran'daki seçim başarısı ortada da olan bir listeyle, üstelik yönetmeliğe dayalı olarak, önseçim yapmadan genel seçime gitmek karşısında, söz konusu Yönetmeliğin, tüzük ve yasaya aykırılığı (Ayrıca bu konuda geçmiş bir AYM kararına da aykırılığı) nedeniyle Ankara Asliye Hukuk Mahkemesi'nde Ağustos 2015 tarihinde sadece (seçimler yönüyle) tedbir istekli, tedbir reddedilince de 06. 11.2015 tarihinde sadece yönetmeliğin iptali istemiyle dava açmış olmam, ihraç istemine sevk nedeni yapılmıştır.
- (Siyasi olarak herhangi bir kişisel beklenti içinde olmadım. Her zaman doğru bildiğimi yaptım. 2004 te CHP Kurultay toplamadığında, Görevli yargıtay Cumhuriyet Savcısı olarak, Kurultay toplanmalıdır diye yazı yazdığımda, kamuoyu önünde adeta infaz edildim. Anmcak konu AYM'ne gittiğinde, başvurumuz gibi karar çıkması nedeniyle CHP'de tüzük kurultayı yapıldı. 2007 seçimlerinde CHP'den milletvekili teklifi aldım. Ancak YARSAV'da dönem itibarıyla karşılaşılan daha öncelikli ve önemli işler ve uğraşılan sorunlar nedeniyle, mutluluk duyduğum teklife teşekkür ettim. (Osman Can gibi, bakılan davada parti lehine hareketle, kendime mesleki ve siyasi gelecek yaratmadım. Hukuk ne ise onu yaptım).
2015 seçimleri için, KARŞILIKLI GÖRÜŞMEMİZDE, SAYIN KILIÇDAROĞLU ÖNSEÇİM DEDİĞİNDE, BUNA HAYIR DEMEYİP ARTVİN'DE ÖNSEÇİME EVET DEDİĞİMDE, BUNUN DIŞINDAKİ YERLER İÇİN İSE MADDİ OLANAKLARIMIN ELVERMEDİĞİ, HAKKIMDA DİĞER YÖNTEMLERİN DÜŞÜNÜLMESİNİ İFADE ETTİĞİMDE, SAYIN KILIÇDAROĞLU "HAYIRLI OLSUN" DİYEREK AYRILMAMIZ SONRASI, BU GÖRÜŞME SIRASINDA ARTVİN'DE ÖNSEÇİM OLAN SEÇİM YÖNTEM KARAR TASLAĞI, 10.2.2015 İSTİFA TARİHİM SONRASINDAKİ, 15.2.2015 TARİHLİ PM TOPLANTISINDA, ÖNSEÇİMDEN, MERKEZ YOKLAMASINA ÇEVRİLMİŞ, DİĞER YERLERDE DE HAKKIMDA BİR İŞLEM YAPILMAMIŞ, MESLEĞE GERİ DÖNEMEME DURUMUMUN BİLİNMESİNE RAĞMEN, AKP NİN YAPAMADIĞI MESLEKTEN İHRAÇ, ADETA BU ŞEKİLDE GERÇEKLEŞMİŞTİR.
ARTVİN'DE SEÇİM YÖNTEMİNİN DEĞİŞTİRİLMESİ, ÖNSEÇİMİN KALDIRILMASI, BENİMDE ADAYLIĞIMIN ÖNÜNÜ KAPATMIŞTIR.
SONUÇTAN PİŞMANLIĞIM BULUNMAMAKTADIR. SAVUNDUĞUM BİR MÜCADELENİN İÇİNDEYİM. ANCAK AÇIK HAREKET EDİLMEMESİNİ EN BÜYÜK SORUN OLARAK GÖRMEKTEYİM. Mücadelem, partide demokrasi mücadelesidir. İlke ve değerlerin mücadelesidir. Çünkü CHP'nin ayağa kalkması, ülkenin sorunlarından kurtulması için ön koşuldur.) -
Bu dava sırasında, partiyi temsil eden genel başkan EN ÇOK üç yıllık görev süresini doldurup, o süreçte yeni bir genel başkan seçimi yapılmadığı için, partinin davada sıfat yönünden kayyım tarafından temsili talebinde bulundum (TMY md 426,427). Bu talebim de, ihraç için sevk gerekçesi yapılmış durumdadır!
SUÇLAMA: 1 Kasım seçimlerine yönelik olarak önseçimin, yönetmelikle kaldırılamayacağı yolundaki Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı yazısının, CHP Yönetimince, milletvekili adaylarının ve Kurultay delegelerinin bilgisine sunulmadığını, böylece milletvekili adaylarının yasa ve tüzüğe aykırı olarak belirlendiğini (bu durumdan adayların da, milletvekillerinin de bilgilendirilmediğini) açıklamak,
AÇIKLAMAM: Önseçimin, yönetmelikle kaldırılamayacağı, bunun tüzük ve yasaya aykırı olduğunu, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, 1 Kasım öncesinde CHP'ye yazarak, yönetmeliğin, önceki haline getirilmesini istemiştir. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına başvurarak bu yazıya ulaştım ve resmen aldım. Açtığım davalara da sundum. Ancak CHP yönetimi bu yazıyı, tüm adaylardan, tüm milletvekillerinden ve Kurultay'ın bilgisinden uzak tutmuştur. Böylece, 1 kasım seçimleri için önseçim yapılmadan, milletvekili adaylarının, tüzük ve yasaya aykırı biçimde belirlenmesine neden olunmuştur.
Yönetmelikle ilgili bu yazı Kurultay'da açıklanmayıp, aksine Kurultay gündemine tüzük değişikliği konusu alınarak, aykırı yönetmelik hükmü tüzüğe taşınarak, bu yönetmeliğin tüzüğe uygun hale getirileceği yerde, aykırılığı bir üste taşıyıp, tüzük yönetmeliğe uygun hale getirilmiştir! Bu durumu, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının söz konusu yazısını orijinal haliyle kamuoyuna açıklayıp ve gösterip, makale konusu etmek ve açıklamak, suçlanmama neden olmuştur.
Bunları sosyal medyada paylaşmak, (eleştirileri de ortaya koyarak)
Ve benzeri eylemler (ne olduğu açıklanmayan)
***
BUNLAR;
HER CHP’LİNİN SAVUNDUĞU,
BENİM DE SAVUNDUĞUM, YAPTIĞIM VE BANA DA YÜKLENEN EYLEMLERİM.
BU DURUMDA;
CHP’DEN İHRACI İSTENEN, BEN DEĞİL, CHP’NİN İLKE VE DEĞERLERİ.
Yukarıda belirtilen konular, CHP ilke ve değerleri için, parti içi demokrasi için atılan adımlardır.
Yasal, anayasal, hukuksal başvuru yollarını kullanmak, hak arama özgürlüğünü kullanmak, yasal, anayasal hakları kullanmak, suçlanma gerekçesi yapılabilmiştir.
Bu adımlar, CHP'yi hedef alan değil, CHP ilke ve değerlerinin yaşatılması için atılan adımlardır.
Ancak tüm bunlar kesin ihraç sevk nedeni yapılmıştır.
Suçlanmama konu edilen hukuksal başvurularım gözetilince anlaşılan, bu konuların (muhatapları esas alındığında) genel merkez tarafından İl'e aktarıldığıdır.
Tedbir, tedbir süresince, parti içinde seçme ve seçilme hakkını ortadan kaldırmaktadır. Tedbir konusu, ancak parti içi bir görev nedeniyle gündeme gelmektedir. Parti içinde HİÇ BİR görevim olmamasına rağmen, hakkımda tedbir kararı da verilerek sevk işlemi gerçekleştirilebilmiştir.
Türkiye'nin içinde bulunduğu sorunlardan kurtulması için, CHP'nın ayağa kalkması, CHP'nin sorunlarından kurtulması CHP'nin kendi ilke ve değerlerine sahip çıkması gerekmektedir.
Mücadele bunun için yapılmaktadır. Ancak CHP yönetimi, CHP'nin kendi ilke ve değerleri için yapılan çaba, emek, katkı ve mücadeleyi dışlamakta, bunu ihraç nedeni olarak görmektedir.
Bun rağmen, Türkiye için CHP, CHP için de ilke ve değerleri ile yaşayacak bir CHP diyerek, bu mücadele her durumda sürdürülecektir.
Saygılarımla
Av. Ömer Faruk Eminağaoğlu
ÜYE YORUMLARI
Yorum YapFacebook Yorumları
DİĞER YAZILARI