Tarih:
12.09.2015
Emeklilikte, sosyal güvenlik mi, yoksa liberal güvenlik mi?
Ömer Faruk Eminağaoğlu; Bu durum, Türkiye’de artık öte dünya için sigorta yolunda çığır açıldığını da gösteriyor…
Gelin, Bilal’in de anlayabileceği gibi anlatalım mı…Ne dersiniz…
Emeklilik…
Bu kavram ilk anda neleri çağrıştırıyor…
Elbette, aktif çalışma yaşamı sonrasındaki dönemi.
Aktif çalışma sonrası dönemde tabi olunan sigorta ve güvenceyi.
Bu güvencenin de, emek üzerine kurulu, emeğe dayalı, adını bile emekten alan, emeğin karşılığı ve çalışma yaşamı sonrasını kapsayan bir güvence olduğunu.
Bu arada çalışma yaşamı sırasında ya da çalışma yaşamı sonrasında sağlanan hakların da, hiçbir zaman emeğin gerçek karşılığını yansıtmadığını ve tüm bu kapsamdaki herkesin de, perişan bir durumda olduğunu ifadeye bile gerek yok!
Emek kuşkusuz sömürülmemeli...
Emeğin karşılığı ve sağladığı haklar, sadece aktif çalışma döneminde değil, sonrasında da alınabilmeli, kullanılabilmeli.
Bu haklar, aktif çalışma yaşamında da, sonrasındaki dönemde de etkin güvence olabilmeli.
Emeğe olan saygının gerçek düzeyini görmek için de, bunlara bakmak yeterli.
Elbette emeğe dayalı bir emeklilik! Aksi olabilir mi…
Bu, hem emeğe saygının, hem de sosyal devlet olabilmenin gereği.
20, 25 yıl gibi asgari bir dönemi kapsayan emek ortaya çıktığında (koruyucu amaçla zorunluluk gereği saptanan üst yaş sınırında ya da bu sınır aşılmadan), sadece bu süreçteki emeğin karşılığı olarak, kişinin artık aktif çalışma yaşamını sürdürmeden, bu emeği gereği kendisine sunulan güvencelerle, aktif çalışma sonrasındaki yaşamını sürdürme ortamının sağlanması gerekiyor ki, işte bunun da adı emeklilik…
Yıllarca bu böyle uygulandı.
Herkes de bu kavramı bile böyle, aslına, doğasına uygun biçimde kanıksadı.
Artık; emeklilikten, yaşlılığa… ; emekli aylığından da, yaşlılık aylığına…
Sosyal bir devlette, sağlanan sosyal güvenceler ve insan hakları temelinde, emeğe duyulan saygı uyarınca, belirli bir süre emek sarf edenlerin, sadece bu emeğin karşılığı olarak bir güvenceden yararlanmaları, işin doğal sonucu.
Peki ülkemizde yaklaşık on yıldır uygulanan sistem artık emeklilik mi…
AKP’nin yasa ile getirdiği bu sistemde, sarf edilen emek yeterli görülmeyip, ayrıca yaş koşulu da aranıyor ki, bu durum emeğin, artık emeklilik için tek ölçüt olmaktan çıkartılması demek.
Emeklilik için, emeğin artık ikinci planda bırakılması demek.
Sosyal devletin kağıt üzerinde kalması demek.
Emekli aylığının da artık yaşlılık aylığına dönüşmesi demek…
Çalışma yaşamı sonrasındaki emeklilik döneminin de, yaşlılık dönemine dönüşmesi demek.
Çalışma yaşamı sonrasına, yaşanabilir bir dönemin değil, yaşlılık döneminin kalması demek.
Çalışma yaşamının, geride posası çıkmış, emeğini sömürmüş bir yaşam bırakması demek.
Sosyal bir sigorta sisteminde emeklilik için, emekten başka ne aranabilir ki…
Sosyal devlet deniliyorsa, doğal olarak sosyal sigortanın öne çıkması gerekiyor.
Sosyal sigortada da emeğin gözetilmesi gerekiyor.
Ne acıdır ki artık Türkiye’de emeklilik için emekten başka şeyler de aranıyor.
Emekli olabilmek için emek yetmiyor, bir de yaş koşulu gerekiyor!
Oysa sosyal devletteki çalışma yaşamında, sosyal sigortanın, sosyal güvenliğin etkin biçimde devrede olması gerekirken bu yolla artık geçerli olan, liberal sigorta!
Adına her ne kadar sosyal sigorta denilse de, sosyal yönü hiçbir biçimde kalmayan bir sigorta.
Liberal sigorta böyle gelince de sadece adı kalan bir sosyal sigorta ve sosyal güvenlik!
Emeklilik için mezar taşı mı gerekiyor!..
Artık sosyal devlet kağıt üzerinde kalınca, emekli aylığının adı bile yaşlılık aylığı olunca, emeklilik için, emek tek başına yeterli görülmeyerek, ayrıca bir de yaş koşulu aranınca…
Neredeyse üzerinde tarihi yazılı bir de mezar taşı aranacak.
Çalışma yaşamı sonrası ücret veya sosyal haklar nasıl tırpanlanır diye düşünülünce…
İşte bu modelde, emek sarfı için aranan sürenin dışında, yaş koşulunu da doldurmayanlara, artık çalışma yaşamı sonrasında aylık bağlanmıyor.
Emeklilik aylığı kavramının bile yerini, yaşlılık aylığı kavramı alırsa, bu sonuca ne denilebilir ki!
AKP’nin çığır açma söylemiyle sunduğu yeni sigorta sisteminin en yalın anlatımı böyle…
Sosyallikle, sosyal devletle uzaktan yakından ilgisi yok.
Cumhuriyetin anayasal niteliklerini, sosyal devlet niteliğini, sosyal hakları, anayasada korunan hakları gözetmesi gereken Anayasa Mahkemesi (AYM), ne acıdır ki bu yasayı, her nasılsa Anayasa’ya, insan haklarına uygun buldu ve iptal etmedi!
Kuşkusuz o tarihte henüz cemaat ve AKP çatışmasının yaşanmaması bu sonuçta etken oldu.
Çalışanların, işe giriş tarihlerine göre tabi oldukları yaş ve hizmet kuralları bile gözetilmedi!
Böyle bir yasa şu an çıkmış olsa, şu an AYM önüne gitmiş olsa ne mi olur.
Şu an ki yapısıyla bile AYM tarafından delik deşik edilir...
Muhalefetteki siyasal partilere bakıldığında ne mi görülüyor…
Sadece bu yeni sistem için kademeli olarak yaş konusunda getirilen geçiş hükümlerine yönelik etkin olmayan söylemlerde bulundukları görülüyor.
Liberal sigortaya, mezarda emekliliğe açıkça hayır demedikleri, sosyal devlette sosyal sigorta söylemlerinden uzak durdukları görülüyor.
Hele CHP, emekliler, ramazanda harçlık versin, kurban bayramında kurban kessin diye, bir dine ait bayram gerekleri için iki ikramiye deyip duruyor!
Emekli, bir eli yağda, bir eli balda sanki!
Borç harç içinde değil de iki ikramiyeyi alınca, doğrudan bunları yapacak konumda sanki…
Bunları verdiğinde, emekli nereye hangi borcunu kapatacak soran yok.
Artık CHP, AKP’den erken davranma eğilimiyle, referanslarını da değiştirip dini bayramlar için ikramiye getiriyorsa, bari verecekse, tüm kandiller ve kutlu doğum haftası için de ne vereceğini söylesin ki, bu dünyasını yaşayamayan emekli, öte dünyasını nasıl yaşayacağını bilmesin mi..
Hiçbir partinin karşı söyleminin olmaması, bu konudaki genel siyasi kabullenmenin de ifadesi!
Bu durum, Türkiye’de artık öte dünya için sigorta yolunda çığır açıldığını da gösteriyor…
Cumhuriyet, kuruluşundaki o koşullarda bile bir sosyal devlet ve sosyal güvenlik yaratmış iken; bugün AKP’nin, Cumhuriyetin niteliklerini, işte saymakla bitmez, demokrasi, sosyal devlet, sosyal güvenlik alanı dahil her yönüyle, kağıt üzerinde bıraktığı açıkça görülüyor.
Cumhuriyet ve niteliklerini kağıt üzerinde bırakan AKP, sosyal güvenlik için emeği yeterli görmeyip, bir de yaş koşulu getirince ve emekliliği de adeta mezarda emekliliğe dönüştürünce, artık ortaya çıkan sistem kuşkusuz, bu dünyaya helalleşerek bir emeklilik!
Helalleşmeyi imam bedavaya yapıyor, cemaate de onaylatıyorken, AKP artık onlara da bırakmıyor!
Bu da yeni bir çığır!
Sosyal güvenlik alanında, sosyal sigorta ve hele de liberal sigorta bile bir tarafa, artık AKP sayesinde geçerli olan: “Helal sigorta!”
Böyle olunca artık çalışanlar da, çalışma yaşamı sonrasında, bu tarafta emeklerine değil, doğal olarak o tarafta allaha emanet!
Ne ala memleket!
Av. Ömer Faruk Eminağaoğlu
ÜYE YORUMLARI
Yorum YapFacebook Yorumları
DİĞER YAZILARI